Halay Gücü ve Seçim Sonucu

Ali EYCE

14 Mayıs akşamı saat 17.00’den sonra Türkiye’de en çok konuşulan, en çok takip edilen, en çok düşünülen şey seçimler sonucunda sandıklardan çıkan oylar olacaktır.

Herkes saat 17.00’den itibaren canlı yayında seçim sonuçlarını veren bütün haber kanallarını takip edecek.

Seçimin sonuçlarıyla ilgili hiçbir zaman tahmin yapmadım, yapmam da.

Yurt dışı ve yurt içi anketlere asla inanmadım, inanmamda.

Sadece kendi oyumun ve çevremde tanıdığım, konuştuğum insanların oyunun rengini bilirim.

Onun da seçim sonuçlarını direk etkisi olmayacağı için çok da önemsemem.

Ancak Türkiye’de 14 Mayıs gecesine doğru bir seçim sonucu çıkacak.

Net!

Ancak Türkiye’de 14 Mayıs gecesine doğru hiç bitmeyecek bir seçim tartışması da beraberinde başlayacak.

Daha önceki seçimlerde olduğu gibi, seçimin yapılışı üzerinden, seçimin sonuçları üzerinden çok hayalî olmakla beraber çeşitli komplo teorileri üretileceği de kesin.

Hatırlarsınız, bir seçimde ‘kediler trafolara girdi’ muhabbeti üzerinden seçim sonuçlarına dair şüphe oluşturulmaya çalışmıştı.

Hatırlarsınız, bir seçimde, oylar yerlerde geziyor, oy pusulaları çöplerde çıktı gibi konular üzerinden seçim sonuçlarına dair şüphe oluşturulmaya çalışmıştı.

Hepsinin aslı, astarı vardır mıdır bilinmez, bilinmesi de mümkün değil zaten.

‘Bir deli kuyuya taş attı, bin akıllı çıkaramadı’ misali.

Zaten amaçta kuyuya atıldığı iddia edilen taşı çıkarmak değil, bin akıllının aklında şüphe uyandırıp, seçimleri şüpheli hale getirmek.

Bunun da ana nedeni ‘Yenilen pehlivan yenilgiyi kabul etmez, güreşe doymaz’ temeline dayanıyor.

Bu seçimlerin sonuçları da ne kadar hayalî olur bilinmem ama çok tartışılır halde olacağına eminim.

Bunun nedeni de, seçim sonuçlarından çıkacak oyların partilere ve adaylara göre dağılımından kaynaklanacak.

Hiç aklınızın ucuna gelmeyecek kadar bazı partilerde oy düşüşü, hiç aklınıza gelmeyecek kadar bazı partilerde oy yükselişi olacağını sezinliyorum.

Bunun nedeni de seçim atmosferinde meydanların, sokakların, mahallelerin, toplu ulaşım araçlarındaki insanların varlığı, insanların yokluğu.

İnsanların varlığı dedim zira birçok seçmen, bırakın seçimi tartışmayı, seçimin varlığını dahi konuşmak istemiyor.

İnsanların yokluğu dedim zira birçok seçilen, bırakın seçimin varlığını, seçim varmış gibi hareket dahi etmiyor.

Burada parti ayrımı yapmaksızın söylüyorum, siyasi partilerin içindeki insanlar ama o sebepten, ama bu sebepten, ama kendisine göre haklı sebepten seçime endeksli siyasi çalışmalar içinde değil ve olmamayı tercih ediyor.

Sokaklarda gezindiği nadir görünen giydirilmiş birkaç araç dışında, seçilebilmek için çalışan birkaç aday dışında seçim atmosferine dâhil olmuş siyasetçi veya değil kimse yok!

Yine ayrım yapmaksızın söylüyorum, siyasi partilerin tabanlarında ama az, ama çok, ama etkili, ama etkisiz çok kırılgan, küskün, sitemkâr insanlar var.

‘O lidere veririm ama o liderin partisindeki milletvekili adaylarına vermem’ diyerek kullanacağı oyu ayıran insanlar var.

‘O milletvekiline veririm ama o lidere vermem’ diyerek kullanacağı oyu ayıran insanlar da var.

Büyüyen ittifaklar sonucu 1 metreyi bulan oy pusulası, kimin kimin içinde, kimin dışında olduğu konusunda seçmenin aklındaki karışıklık ise ayrı bir parça.

Şimdi bütün bunları süzgecin içine koyup, seçim sonucu ne olur diye düşündüğünüzde ortaya sezinlendiğim gibi sürpriz çok büyük artışlar ve sürpriz çok büyük düşüşler çıkabilir.

Siyasetçilerin hiç beklemediği bu seçim sonucu ise çok büyük ve uzun süreli seçim tartışmaların da beraberinde getirir.

Türkiye’de istikrarsızlık olur mu? Diye sorarsanız.

Olmaz!

Seçim sonuçlarına göre iktidara gelenin yaptıklarını, yapacaklarını herkes kabul eder, etmek zorunda!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.