İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde yaşanan grevi izlerken, olacak ve doğacak sonuçları da hep birlikte izler, bekler olduk.
Ortada o kadar çok haklı var ki, en haksız hizmet bekleyen vatandaş olarak biziz sanırım.
Birinci derecede İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay haklı.
Belediyenin bütçesi belli, ödeyebileceği ücret belli. “Dahasını ödeyemem, sorumsuzluk içinde sorumluluk altına giremem” diyor.
İkinci derecede işçiler haklı.
Ekonomik şartlara göre geçinmesi imkânsız değil ama zor olan ücretle çalışmak istemiyorlar.
Başka başka iş alanları ve kollarında uygulanan ücretleri bilmeleri, direnmelerinin en büyük kaynağı.
Üçüncü derecede İzmirliler haklı.
Her türlü vergisini, algısını ödedikleri şehirde insanca imkânlara sahip olarak yaşamak istiyorlar.
Bu kadar haklının olduğu yerde bir uzlaşı da olmak zorunda.
Belediyede olacağından fazla işçinin var olduğu gerçeği, herkesin farkında olması gereken öncelikli konu.
Kâr amacı gütmese de zarar etmeyecek, hizmette kusur etmeyecek belediye herkesin beklediği şey.
Başkan Cemil Tugay, İzmirlinin hizmet alabilme hakkını korumaya endeksli olarak kararlı.
İşçiler, daha iyi şartlarda çalışmak adına greve devam etme konusunda kararlı.
Olanları izleyen, olayların başladığı ilk günden itibaren yaşam kalitesi düşen İzmirliler ise herkesten daha çok zararlı.
Bir orta yol bulunmak zorunda.
Yoksa bunun bedelini orta yolu bulmak istemeyen, bulmaya çalışmayan herkes misliyle öder.
İzmir, İzmirlilerin!
Vesselam.