İki kadın tarafından paylaşılamayan erkek toprağa göçtü

Aysel Ateş Abdullazade

Merhaba sevgili MedyaEge okuyucuları! 

Bugün yine bir cinayet haberi okudum. Biliyorsunuz, alışığız artık kadın cinayetlerine. Maalesef gerçeklik bu. Ama bu sefer bir erkek cinayetinden bahsetmek istiyorum. Erkek cinayeti deyince kadın cinayetleri ile kıyaslama hakkımız doğuyor tabi. Bunca kadın ölürken bir kez de bir erkek öldürülmüş, çok mu düşüncesi aklımızdan yan geçmiyor. Fakat bu cinayetin alt katında yine erkek egemenliği, erkek zihniyeti, erkek egosu, erkek bilinçsizliği, erkek erkilliği yatıyor. 

Sosyal medyada bu konuda dünden beri bir çok haber yayınlandı. Yazıldı, çizildi, anlatıldı. 

Eşi ve sevgilisi ile aynı evde yaşayan Önder Çelik sevgilisi tarafından bıçaklanarak öldürülmüş. 

Farklı odalara yerleştirdiği iki kadınla aynı evde yaşamaya başlayan erkek kadınları sıraya koyarak her gece birisinin odasında kalıyordu. Önceki gece ise sıra şaştı. Sevgilisi, birlikte yaşadığı Önder Çelik’in nikahlı eşiyle 2 gece üst üste geçirmesiyle kıskançlık krizine girdi. İki kadın ile Çelik arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine sevgilisi, mutfaktan aldığı bıçakla Önder Çelik’i göğsünden bıçakladı. Bıçağın kalbine isabet ettiği Çelik, evde hayatını kaybetti. 

İşte böylelikle bir kadın tarafından erkek cinayeti yaşandı. Fakat bu erkeğin ölüm sebebi bu kadından ziyade onun erkilliği, tatminsizliği oldu. Evli bir erkek hangi hak ve hukuka dayanarak eşi ile yaşadığı eve sevgilisini de yerleştirir ve üçlü şekilde birlikte yaşarlar? Eşin görmezliğini, kadın olarak bu durumu kabullenmesini konuşmak bile istemiyorum. Onun hangi baskı altında olduğundan haberdar değiliz. Bir erkek sadece erkek olduğu için bu hakkı kendinde nasıl bulabilir? 

Acaba diyorum Önder Çelik'in eşi onun yaptığının aynısını yapsa idi akibeti ne olurdu? Bir kadın cinayeti yaşanırdı, manşetler de şu şekilde: "Namusunu temizleyen koca iyi halden indirim aldı."

Erkek erkilliği onun tatminsizlik duygusunu tetikler. Egosunu yükseltir, herşeyi yapabilirim fiilini harekete geçirir. Oysa erkek sadece bir insandır ve insanlar eşittir. Sevebilirsin, sevişebilirsin, aşık olursun, evlenirsin, birlikte yaşarsın, ayrılırsın, boşanırsın ama asla şiddet uygulayamazsın! 

Bu mevzunun içeriğinde erkek şiddeti de yer alıyor. Şiddet sadece fiziksel temasla gerçekleşmez. Psikolojik şiddet fiziksel şiddetten daha çok travma verici ve bilinçaltında kalıcıdır. İki kadını bir evde yaşamaya mecbur etmek ve onların psikojisinde travmalar açmak şiddetin en yüksek dozudur. 

Bunların yanı sıra kadın bilinçsizliği, kadın eğitimsizliği ve kendine değer biçememe duygusu da bu iki kadının zayıf noktasıdır. Bir erkeği paylaş(a)mamak psikolojide farklı travma çeşitlerine giriyor. 

Önder Çelik yaşadığı ve yaşattığı şeylerin cevabını canı ile ödedi. Geriye kalan bu iki kadını kim kurtaracak, orası muamma... 

Daha iki kadının hayatı depreme uğradı, alt üst oldu. Eğitim ve aşk konusunda bu ülkede özellikle kadınlara yönelik seminerlerin teşkili projesi acil bir çalışma olarak devlet yetkililerinin masasına çıkmalıdır.