İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Belediye-İş Sendikası arasında başlayan, sonrasında ise Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) krize neden olan bin 30 kişinin işten çıkarılması konusu CHP içinde fikir ayrılıklarına neden oldu. Süreçten rahatsızlık duyduklarını belirten ilçe başkanları olağanüstü şekilde bir araya gelerek bir toplantı gerçekleştirmişti. Toplantı sonrası yapılan açıklamalar hakkında konuşan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın eleştirilerine yanıt verdi.
"BİRBİRİMİZE MESAJ VERME ÇABALARI DOĞRU DEĞİLDİR"
Son dönemlerde yaşanan tartışmalara değinen Aslanoğlu, “Ben bugün sabah da telefonumu kontrol ettim. Acaba Cemil Bey beni aradı, ben mi görmedim, mesaj attı mı diye ama öyle bir şey yok. Partimizde bu tür birbirimizle olan iletişim yüz yüze ya da telefonla direkt olur. Bunun dışında basın üzerinden yürütülen birbirimize mesaj verme çabaları doğru değildir. CHP kurumsal bir partidir. CHP 100 yıllık bir partidir. CHP’nin 100 yıllık geleneği, parti ahlakı ve geleneği vardır. Görevi ne olursa olsun il başkanının ya da parti tarafından kamuda görevlendirilen belediye başkanı ya da milletvekili, parti genel başkan yardımcısı, ilçe belediye başkan yardımcısı… CHP’nin parti edebinde basın üzerinden birbirimize mesaj verme yoktur. Yaklaşık 250 bin üyesi olan CHP’nin İzmir İl Başkanı olarak, CHP Genel Başkanının İzmir’deki temsilcisi olarak, 250 bin üyenin il başkanı olarak, bayrak asan genç kardeşimden, partiye üye olmuş gencecik partili kardeşimden, bu partinin karar alma organlarında en üst düzeyde olan arkadaşlarıma kadar herkese parti edebini bir kez daha hatırlatıyor, herkesi 100 yıllık geleneklerine göre davranmaya davet ediyorum” şeklinde konuştu.
MAALESEF Kİ TELEFONLARI AÇMADI
İlçe başkanları toplantısına çağrılmadığını ifade eden Tugay’a cevap veren Aslanoğlu, “İl yönetim kurulu, il başkanı, ilçe başkanları toplantısı CHP İzmir’in en üst düzey değerlendirme organıdır. Dönem dönem rutin, bazen de akut bir sorunla ilgili, şehrin bir sorunuyla ilgili toplanırlar; burada da şehirde var olan akut bir sorunla ilgili hızlıca toparlandık. Bir değerlendirmede bulunduk. Değerlendirme sırasında da bir büyükşehir belediye başkanımızın işten çıkarmalarla ilgili il başkanlığına gelerek, örgütümüze, ilçe başkanlarımıza, il yönetim kurulu üyelerimize bilgi vermesinin sağlıklı ve iyi olabileceği kanaatine ulaştık. Ben Cemil Başkanı aradım, ilk fırsatta ona uygun olduğu saatte il başkanlığına davet etmek için ama maalesef ki telefonları açmadı. Her ilçe başkanları toplantısı bir örgüt toplantısı olduğu için başlangıcı böyle başlar. Eğer gerek görülürse kamuda görev verdiğimiz CHP adına kamuda görev yapan arkadaşlarımız milletvekilleri olabilirler, belediye meclis üyeleri ya da belediye başkanları olabilirler. Parti toplantılarına tabi ki davet edilebilirler” dedi.
"TEMEL ALACAĞIMIZ TEK ŞEY ADALET OLABİLİR"
Başkan Tugay’ın ‘partizanca’ ifadelerine yanıt veren Aslanoğlu, “CHP’nin Genel Başkanı partizanca davranmaz. CHP’nin il başkanı da, genel başkanı temsil eden ilçe başkanları da partizanca davranmaz. Biz adalet yürüyüşü yapmış bir partinin temsilcileriyiz. Biz halktan yanayız, biz adaletten yanayız. Sosyal demokrasiye inanan, bu partide görev alan herkesin birinci sorumluluğu adalettir. Biz işe alım süreçlerinde de herhangi bir nedenle işten çıkarma süreçlerinde de temel alacağımız tek şey adalet olabilir. CHP’yi temsil eden hiç kimse, CHP’yi temsil eden genel başkanı da temsil eden ilçe başkanı, haksız hukuksuz bir yere; yani eğitimi yetmeden, bilgi birikimi yetmeden, tecrübesi yetmeden bir kişiyi başkasının hakkını çalarak işe girmesini savunamaz. Böyle bir şeyin söyleniyor olması bile doğru değildir. Bizler işe alım süreçlerinde de işten çıkarma süreçlerinde de doğal olarak en temel ahlaki, sosyal demokrasiye inanan, adaletten ve eşitlikten yana olan insanlar olarak bunun bir norm içerisinde yapılması gerektiğini savunuruz. CHP’yi temsil eden ilçe başkanları kendi ilçelerinde CHP’nin genel başkanını temsil ederler. O arkadaşlarımız kendi ilçelerinde yaşanan sorunlarla ilgili muhakkak değerlendirme bulunurlar. Vatandaşlarla sohbet ederler. Olumlu ya da olumsuz, pozitif veya negatif bilgileri alırlar, bunu temsil ettikleri il başkanına, temsil ettikleri genel başkanına aktarırlar. Bu en doğal sürecimizdir. Bu zaten o ilçe başkanlarının sorumluluğudur. Burada tartışma götüren konu; bu bir teknik konu mudur? Hayır, bin kişinin işten çıkarılması siyasi bir konudur. Bin kişi işten çıkarılıyorsa, bugün AK Parti’nin yoksullukla boğuşturduğu, derin işsizliğin büyüdüğü bir dönemde işten çıkarmaların yoğunlaşması demek… Bir İzmirlinin bile işsiz kalması demek 4 kişilik bir aileyi temsil eder. Teyzesini, halasını dahil ederseniz en az 20 bin hemşehrimizin süreçten etkilendiği anlamına gelir. Bu kadar İzmirlinin süreçten etkilendiği dönemde siyasetçilerin konuya duyarsız kalması mümkün değildir. AK Parti ve MHP il başkanının süreçle ilgili cümleler kurması doğaldır. AK Parti ve MHP İl Başkanı’nın siyaseten ilgilendiren CHP İl Başkanı’nı hayli hayli ilgilendirir. Hayli hayli bununla ilgili il ve ilçe başkanı cümle kurmak zorundadır. Bu değerlendirmeler toplantılarda yapılır, ilgili kişilerle paylaşılır” dedi.
"PARTİLİLERİMİZ SAYESİNDEDİR"
31 Mart seçimlerini işaret eden Aslanoğlu, “Ben 2,5 yıldır il başkanlığı yapıyorum: 2 büyükşehir belediye başkanı, 50 ilçe belediye başkanı, belki 60 tane ilçe başkanı ile çalıştım. Herkes bilir ki ben belediyeye herhangi bir işçi için görüşme yapmam. Bunu 50 belediye başkanından herhangi biri ‘Böyle bir şeyle karşılaştım, Şenol Başkanla ilgili’ diyemez. İlçe başkanlarımız kamuoyu önünde eleştirilebilir arkadaşlarımız değildir. Eğer bahsedilen bir kayırmacılık, partizanlık varsa elbette buna hep birlikte karşıyız. Bunu duyarsak, görürsek tavrımızı net ortaya koyarız. Böyle bir şey olmadan CHP ilçe başkanlarını basın önünde eleştirmek kimsenin haddi değildir. Bizler CHP’yi ve onu temsil eden makamlara basın üzerinden bir şey söylemeyiz. CHP’de herkes bugün olduğu gibi CHP iktidar olsun diye mücadele eder. Günü gelir seçimler olur, partinin yetkili kurumları toplanır ve kim görev yapabilir diye en iyisini seçmeye çalışır. CHP adına görev yapmak üzere süresi kadar parti tarafından görevlendirilir. O günlerde de örgütle çalışılır. Seçimleri halkımızın CHP’ye teveccühü ile CHP’nin aday gösterdiği isimler seçimi kazanır. Seçimi partiler kazanır. 31 Mart seçimlerinde de İzmir’de de böyle olmuştur. Menemen’de seçimi AK Parti kazanmış, CHP kaybetmiştir. Aliağa’da seçimi MHP kazanmış, CHP kaybetmiştir. Bu İzmir’in geri kalan 28 ilçesinde ve Büyükşehir’de de seçimi CHP ezici bir çoğunlukla kazanmıştır. Eğer seçim zaferinden bahsediyorsanız, seçim kazanmak için gecesini gündüzüne kadar partililerimiz sayesindedir” diye konuştu.