İZ AFED'ten 5. yılında İzmir depremi toplantısı

İzmir Kent Konseyi (İKK), 30 Ekim Depremi’nin 5. yıl dönümünde, afetin ekranlara yansımayan sosyoekonomik boyutlarını masaya yatırdı.

İzmir Kent Konseyi AFETLER Çalışma Grubu'nun öncülüğünde, 31 Ekim 2025 Cuma günü düzenlenen "5. YILINDA 30 EKİM DEPREMİ (Afetin Sosyoekonomik Arka Planı)" başlıklı etkinlik, afetin toplumsal maliyetini gözler önüne serdi.

Etkinlik, sunuculuğunu üstlenen İKK Afetler Çalışma Grubu Üyesi Handan AŞAN'ın açılışıyla başladı. Depremde yaşamını kaybeden vatandaşlar için yapılan saygı duruşu ile o derin acı bir kez daha paylaşıldı.

AÇILIŞ KONUŞMALARI: "AFETLER EN BÜYÜK GÜNDEMİMİZ OLMALI"

Törenin ilk bölümünde söz alan İzmir Kent Konseyi Afetler Çalışma Grubu Kolaylaştırıcısı Yüksek İnşaat Mühendisi Mutlu Burak PAKSOY, depremle yaşamayı öğrenmenin ötesinde, afetlere karşı hazırlıklı bir kent bilinci oluşturmanın hayati önemine değindi.

Ardından kürsüye çıkan Konsey Başkanı Özgür TOPAÇ, İzmir Kent Konseyi olarak afetler konusunu en öncelikli gündem maddesi olarak ele aldıklarını belirtti ve "Afetler yalnızca bir binanın yıkılması değil; bir ailenin dağılması, bir esnafın iflas etmesi, bir gencin eğitim hayatının sekteye uğraması demektir. Bugün bu etkinlikle, tam da bu görünmeyen arka planı konuşarak toplumsal farkındalığı artırmayı hedefliyoruz," dedi.

SOSYOEKONOMİK MALİYETİN BİLİMSEL VERİLERİ AÇIKLANDI

Açılış konuşmalarının ardından toplantının moderasyonunu İZ-AFED Başkanı Servet ERTAŞ üstlendi ve akademik oturuma geçildi. Başkan Servet ERTAŞ yaptığı konuşmada; 30 Ekim 2020 deprem afeti, birincil ve ikincil afetlerin gündeme oturduğu bir deprem olduğu gibi, İzmir için ayrıca acı bir milattır. Bu depremden sonra kent planlamasının önemi, kentin yapı stokunun durumu, afet yönetim planlarının uygulanabilirliği, kurum ve kuruluşların afet risklerini azaltma konusundaki görev ve sorumluluklarını ne kadar yerine getirdikleri gibi soruları akla getirdi. Tüm bunların ortak belirleyeni olarak da toplumun afet bilinci ve farkındalığının düzeyi, bir kez daha gündeme geldi. İzmir yapı stoğu büyük oranda eski, kaçak, çürük ve afetlere dirençsiz yapılardan oluşmaktadır. Özellikle kent yoksullarının yaşadığı gecekondu bölgelerinde yapısal ve altyapısal sorunlar aynen devam ediyor

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü'nden Dr. Aydın ARI ve Dr. Mehmet ÖZYİĞİT, ortaklaşa hazırladıkları "30 Ekim Depreminin Sosyoekonomik Arka Planı" araştırmasının çarpıcı sonuçlarını katılımcılarla paylaştılar. Araştırma, deprem nedeniyle ortaya çıkan doğrudan maliyetlerin yanı sıra, depremzedelerin kaybettikleri işgücü, sağlık harcamalarındaki artış ve psikolojik travmaların ekonomik karşılığını detaylı tablolarla sundu.

Akademisyenler, depremin yarattığı sosyoekonomik etkinin, doğrudan hasar maliyetinden çok daha büyük ve kalıcı olduğunu, bu maliyetin özellikle dar gelirli ve kırılgan gruplar üzerinde derin yoksulluk etkisi yarattığını vurguladı.

KIRILGAN GRUPLAR, HUKUK SÜREÇLERİ VE KONUT SORUNU

Toplantının ikinci bölümü ise afetin sosyal ve hukuki boyutlarına odaklandı.

Afet ve Kırılgan Gruplar: İBB Sosyal Hizmet Uzmanı Mahmut AKKIN, depremden en çok etkilenen engelli, yaşlı, çocuklu ve dezavantajlı grupların yaşadığı dramları ve afet sonrası sosyal hizmetlere erişimdeki aksaklıkları örneklerle anlattı.Mahmut AKKIN; Afetlerde özellikle kırılgan gruplar fazlasıyla ihmal edilebilmekte. Ve afet öncesi kırılganlıkları ve dezavantajlılıkları, afet sonrasında yaşanmışlıklarla beraber daha da derinleşmekte.

Bunun önüne geçebilmek için özellikle:

Afete ilişkin bütün planlamalarda,

Afet hazırlık çalışmalarında,

Afet anındaki doğru davranışların öğretilmesiyle ilgili eğitimlerde

Ve afet sonrası psikososyal çalışmalarda, iyileştirme çalışmalarında

kırılgan grupların ihtiyaçları, gereksinimleri, öncelikleri; onları da çalışmalara dahil ederek dikkate alınmalı ve bu çerçevede daha kapsayıcı çalışmalar gerçekleştirilmelidir" dedi.

Sosyolog Dr. Esra DABACI ise depremin yarattığı göç, kentsel ayrışma ve toplumsal dayanışmadaki değişimler üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Hukuki Mücadeleler: İzmir Barosu Temsilcisi ve Afet Mağdurları Vekili Av. Birgül DEĞİRMENCİ deprem sonrası başlayan karmaşık dava süreçlerini, hak sahipliği sorunlarını ve mağdurların hukuki mücadelelerinde karşılaştıkları zorlukları aktardı. Av. DEĞİRMENCİ, deprem suçlarının takibinde kamuoyunun ve hukuki mekanizmaların kararlılığının önemini vurguladı.

Konut ve Güvenli Yaşam: İnşaat Mühendisi ve İZKENDER Başkanı Cem ŞEKER ise "Afet ve Konut Sorunu" başlığı altında, riskli yapı stokunun dönüştürülmesindeki yavaşlık, yeni konut alanlarındaki zemin sorunları ve kentsel dönüşümün sosyal adalet ilkesinden uzaklaşan uygulamalarını eleştirdi. Şeker, bilimin rehberliğinde, katılımcı ve bütüncül bir afet risk azaltma stratejisinin zorunluluğunu dile getirdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri