İzmir'de Basın Dedikoduları!

Ali EYCE

Zor iş İzmir'de gazetecilik yapmak.  İstanbul'dan daha zor.  Dar yerde,  az insanla, büyük şeylerin haberlerini yapabilmek.

Bu zorluğu önce gazeteciler,  haber bulmakta çeker, sonra gazeteler maddi olarak ayakta durmakta çeker.
Haberin peşinde koşmak gazetecilik hareketidir ama İzmir'de önce haberi bulmanız gibi bir zorluluk ve zorunluluk vardır.

Gazeteleri, bir haberler ayakta tutar,  bir de ilanlar.

Haber anlamında dar olan gazetecilik, gazeteler için ilan alanında da dar maselef.

Belli başlı, bilinen firmaların ilanları dışında, İstanbul kaynaklı ilanların dışında maddi getiri yaratacak ilan alanı bulmak neredeyse imkasız.

Hal böyle olunca da,maddi olarak başlayan yetersizlikler, manevi olarak gazeteciliği bitirme noktasına getiriyor.
6 ay önce başlamıştı, Habertür'ün İzmir ekinin kapanacağı ve İzmir ekibinin işsiz kalacağı. Kimse inanmamıştı bu söylentiye ama 6 ay sonra söylentinin gerçek olduğunu, Habertürk'ün kapısını kilit vurulduğunda  herkes anladı.
Derken bir basın dedikodusu da bazı gazetelerin Pazar günleri çıkmayacağı yönündeydi. Bu bir gereksinim değil, maddi zorunluluktu ve gerçek oldu. Bazı gazeteler pazar günleri gazete çıkarmama kararı aldılar.

Sonra bir dekikodu da Yeni Asır Gazetesi için çıktı.

Yeni Asır Gazetesi hakkında çalıştığım yıllarda da hep çeşitli dedikodular çıkardı. İçinde çalışan bizler bile bunlara zaman zaman şaşırır, maksatlı ve güdümlü dedikodu olduğunu düşünürdük. Nitekim çoğu da içinde güdüm olmasa da boş çıkmıştır.

Yeni Asır Gazetesi'nin Sarmaşık ilavesinin kapanması da böyle bir dedikodur diye düşündüm.

Derken ani bir kararla, yıllarca içinde barındırdığı Sarmaşık ilavesini kaldırdı. O sarmaşık ki, yaşayan İzmir'in, İzmirli'nin nefesi gibiydi. Herkes, her an orada kendini bulabilme, gösterebilme şansını yakalıyordu. Ama o da bitti.
Sarmaşık kapanırken de Yeni Asır Gazetesi hakkında dedikolura yenileri eklendi. Bu kez de, çalışanlardan 30 kişinin gönüllü, yasal haklarını alacak şekilde istifa edebilecekleri yönünde bir şeyler yapıldığı söylendi.

O da doğru çıktı, gazete içinde, ben artık çalışmak istemiyorum, yasal haklarımın verilmesini istiyorum ve bu karardan faydalanmak istiyorum diyen 30 kişi istfasını verdi. Ama dedikodunun sadece bu ayağı gerçek oldu. İstifalar İstanbul'da merkez tarafından işleme konulmadı. Donduruldu mu onu da zaman gösterecek.

Ancak o istifalar çekmeceler de dururken asıl büyük dedikodu, zaten bir süre önce Türkiye genelinde baskıya geçen Yeni Asır Gazetesi'nin tamamen  İstanbul'a taşınacağı yönünde çıktı.

Burada diğer gazetelerin ofisleri gibi bir merkez ofiz, iki üç kişi bırakılacak ve ömrünün neredeyse tamamını İzmir'de geçiren gazetenin artık İstanbul'da yaşamayacağı ciddi şekilde konuşulmaya başlandı.

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz ama her dumanın olduğu yerde de ateşin olduğunu da söylenemez.
Dilerim Yeni Asır Gazetesi'nin son büyük dedikodusu sadece dumandır. 
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.