Geçen basına yansıyan haberlere bakarken, son haftaları depremle yaşayan ve geçiren bir ülkede yaşayan insan olarak, herkes gibi öncelikle depremle ilgili haberleri okudum.
Haber tamamen deprem, tamamen İzmir ile ilgili.
İzmir’de deprem olsa ne olur?
Deprem Ege’de olsa ne olur?
Haberin tamamına bakarsanız, bazı bilgiler eksik, noksan.
İzmir’i ve deprem riskini anlatıyorsanız yazıda; ilçe ilçe, mahalle mahalle vereceksiniz.
İzmir’in bir parçasını seçip, çok riskli, bir parçasını da seçip en az riskli diye tanımlamak yetmiyor.
Diğer parçalarda yaşayan insanların bilgi edinememesinin sebebi ne?
Bu gazetecilik açısından oldukça etkin ama bir o kadar da içi yeterince boş olan bir haber çalışması.
Aklıma sonrasında takılan ise uzmanın Bayraklı ve Mavişehir uyarısı.
Dairelerin en ucuzunu 500 Bin TL, en pahalısının 5-6 Milyon TL olduğu bölgeler, çok riskli, en büyük riskli deprem bölgeleriymiş.
Yani, İzmir’in zengini deprem riski altında!
Mavişehir’de 6 katlı binalar müstakil ev sayılıyor iken, Bayraklı ’da en yüksek benim yaptığım bina yarışması varken, buralarda bu projelere onay verenlerin çevresinde tanıdık bir deprem uzmanı, masalarında bir deprem haritası yok sanırım.
Ne kadar köfte, o kadar kat gibi çalışmışlar.
Hani klasikleşen bir cümle var ya, ‘Deprem öldürmüyor, binalar öldürüyor’ diye.
Ben de o klasikleşen cümleye ilave cümle çıkardım.
“Deprem öldürmüyor, insanlar öldürüyor’
Sorunsuz Pazarlar!