KABAK KOYU

Suat Bıçak

Merhaba sevgili Medyaege okurları, bu hafta mavini cenneti Kabak Koyundayız. Uzun zamandır gitmek için fırsat kolladığım bir yerdi kabak koyu.  Biraz erken bir zaman olsa da deniz mükemmeldi. Kaldığımız kamp alanı ise birkaç yıllık geçmişe sahip genç bir arkadaşımızın yeri. Tabiî ki kabak koyuna gittiğimizde sadece buraya bağlı kalamadım. Daha öncede gittiğim yerleri bir kez daha görmek beni çok mutlu etti. Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi ve Faralya iki günde ancak bu kadar plan yapabildim. Hadi size şimdi iki günlük kabak koyu maceramı anlatayım…

Sabah Fethiye ilçesine vardık. Marina ve çarşıyı sakince söyle  bir turladık. Daha önceki cıvıl cıvıl halinden pek bir eser yok. Yasaklar ve salgın bir çok işletmeyi kapatmış. Ama biz moral bozmadan güzelliklerin tadını çıkarmaya devam ettik. Daha sonra yolumuzun üstünde bulunan Ölüdeniz’e uğradık. Kumburnu sadece turistlere açık olması nedeniyle ilk kez bana çok sakin göründü. Tabi bu fırsatı kaçırmak olmaz. Kendimi birden suyun içinde budum. Birkaç saat burada yüzdükten sonra kalacağımız kampa doğru yola çıktık.

Fethiye’den Kabak Koyu’na giderken yol üzerinde Faralya Tepesinden geçiyorsunuz. Burası ünlü Kelebekler Vadisi’ni yukarıdan gören tek yer. Vadinin ne kadar büyük olduğunu tekne ile yaklaşırken görmüştüm. Ama buradan bakılınca daha devasa bir görüntüsü olduğunu anladım. Bir çok insan fotoğraf çektirmek için kayalıklarda poz veriyordu. Yalnız burada ölümlü kazalar olduğunu da unutmayalım. Kendinizi vadinin görüntüsüne kaptırmayın.

Tepeyi geride bıraktıktan sonra Kabak Mahallesi’ne geleceksiniz. Şunu belirtmekte fayda var. Oraya vardığınız zaman bir çok kamp alanı olduğu için tabela ve araç yollarına dikkat edin. İlk hamleden bulmakta zorlanabilirsiniz. Biz erken gittiğimiz için araç park yeri bulabildik. Ama yoğun sezonda bu pek mümkün değil. Toprak yol olduğundan toza karşı hazırlıklı olun. Kampa vardığımız zaman bizi güler yüzlü bir alman çift karşıladı. Kamp sahibinin misafiri olarak yıllar önce buraya gelmişler ve tabiî ki büyüsüne kapılıp kalmaya karar vermişler.

Bağ kampın sahibi Osman Bey genç bir girişimci. Aslında bölgenin yerlilerinden birisi. Potansiyelin farkına varıp kendi zeytin bahçesine böyle bir yer yapmaya karar vermiş. Birkaç ufak tefek eksikleri varsa da çok büyütülecek şeyler değil. Ancak şunu belirtmem gerekiyor, diğer kamp alanlarını bilmiyorum ama bizim kaldığımız yerde tuvalet ve banyo gayet temizdi. Her saat başı birisi mutlaka temizliyor. Yemeklere ise söylenecek bir kelime bulamıyorum. Ben çok fazla yemek seçen birisi olduğum halde mükemmel bir menü vardı. Az çeşit ama kesinlikle doyurucu. 

Tüm kamplardan koya inecek patika ve araç yolu var. Hangisini tercih edeceğiniz size kalmış. Biz tabiî ki orman yolundan indik. Koya yaklaştıkça bir çok işletme daha gözümüze çarptı. Umarım abartmazlar. Fakat tüm olumsuzluklar mavinin cennetine geldiğinizde unutuluyor. İki tarafı kara ile çevrili mükemmel bir koy. Listemde en üst kısımlarda yer bulacak her zaman. Suyu anlatmaya gerek yok. Temizliğini insanın ruhuna kadar hissettiriyor. Yüzmeyi veya denizi seviyorsanız mutlaka gitmelisiniz. 

Buraya gelmeden bir çok video izledim ve bir çok bilgi okudum. Ancak bir yer bilmek orayı anlamak değildir. Kabak koyunu anlamak ve hissetmek istiyorsanız mutlaka buraya gelin. Tek pişmanlığınız buraya geç gelmeniz olacaktır.

Her zaman dediğimiz gibi,

Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun