Karbon ayak izi nasıl azaltılır?

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, sera gazı emisyonlarını azaltmak ve iklim değişikliğinden etkilenen milyonlarca insanı desteklemek için yapılacak çalışmaları anlatarak karbon ayak izinin azaltılabileceğine dikkat çekti.

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, bireysel karbon ayak izini düşürmek ve doğal kaynaklara saygılı yaşayabilmek için izlenebilecek adımları sıraladı.

Karabulut, Türkiye’nin de 2016 tarihinde imzaladığı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ile küresel ısınmayı sınırlamak, iklim değişikliği etkilerini azaltmak ve dünya genelindeki ülkelerin sera gazı emisyonlarını kontrol altına almak için uluslararası bir çerçevenin sağlandığını söyledi.

Avrupa ve birçok uzak doğu ülkesinin bu ölçüm yöntemleriyle tarım arazilerini ektiğini belirten Karabulut, karbon ayak izinin bir yıl içindeki toplam sera gazının emisyonlarının ton cinsinden ölçüldüğünü söyledi.

Sera gazı emisyonlarını azaltmak ve zaten iklim değişikliğinden etkilenen milyonlarca insanı desteklemek için hala çok çalışma yapılması gerektiğini de ifade eden Prof. Dr. Karabulut, karbon ayak izinin azaltılması adına şu yöntemleri sıraladı; “Ağaçlar, atmosferden karbon dioksiti emerek oksijen üretirler. Ormanlar, karbon depolamanın yanı sıra biyoçeşitliliği destekler ve toprak erozyonunu önler. Yerel olarak yetişen ağaç türlerini dikmek, ekosistemlere daha iyi adapte olmalarına ve uzun vadeli sürdürülebilirliğe katkıda bulunabilir.

Geleneksel tarım yöntemlerini kullanarak, özellikle organik tarım yöntemleriyle, karbon ayak izini azaltabilirsiniz. Organik tarım, toprak sağlığını artırarak karbon depolama kapasitesini artırabilir.
Binaların çatılarına ve duvarlarına bitkiler dikmek, şehir alanlarında karbonu emme kapasitesini artırabilir. Bu aynı zamanda şehir sıcaklıklarını düşürmeye ve enerji tasarrufuna da yardımcı olabilir.
Bazı bitkiler, özellikle derin kök sistemlerine sahip olanlar, toprakta karbon depolayabilirler. Bu bitkiler, karbonu organik maddeler şeklinde toprağa gömer ve bu da toprağın verimliliğini artırabilir.
Mangrov ve sazlıklar, karasal ve denizel alanlarda karbon depolamanın önemli bir parçasıdır. Bu ekosistemler, karbonu etkili bir şekilde emer ve depolar.

Karbon tutucu bitkiler meşe ağaçları, çam ağaçları ve kayın ağaçları. Yeraltı yumruları veya rizomları olan çim türleri, toprak altında karbon depolama yeteneklerini artırabilir.

Mangrov ağaçları, kıyı bölgelerinde tuzlu suların bulunduğu alanlarda yetişen, su altında köklenen ağaçlardır. Bu ağaçlar, su altında depolanan karbon miktarını artırarak etkili bir şekilde karbon tutabilir.
Bataklıklar, organik maddenin toprak altında çözülmesine ve depolanmasına yardımcı olabilir. Kamış, saz ve benzer bitki türleri bu ortamlarda karbon depolamaya katkıda bulunabilir.
Bezelye, fasulye ve diğer baklagiller gibi bitkiler, yeraltında karbon depolayan kök yumrularına sahip olabilir.

Agroforestri uygulamaları, ağaçları tarım alanlarına entegre ederek karbon depolama kapasitesini artırabilir. Orkide Türleri: Orkide türlerinin bazıları, karbon emme kapasitesi nedeniyle çeşitli ekosistemlerde önemli bir rol oynar.

Bambu bitkisi, inanılmaz derecede hızlı büyümekle kalmaz aynı zamanda diğer ağaçlardan dört kat fazla karbondioksit emer. Bahçenize bambu ekin ve bu sayede karbon ayak izini azaltacak bir yardımcınız olsun. Örneğin pirinç, soya, buğday ve mısır gibi ürünlerin tedarik zincirlerindeki emisyonları düşürmek için küçük ölçekli üreticilerle işbirliği yapmalıdır.

Hayvansal proteinli gıdalar yerine fasulye, nohut, bezelye ve mercimek gibi daha fazla bitki bazlı protein gıdalarının seçilmesinin karbon ayak izini azaltmanın en önemli yollarından biri olduğunu kaydeden Karabulut “Bitki bazlı beslenme daha az doğal kaynak kullanımını sağlar ve çevreye daha az zarar verir. Karbon depolama yetenekleri bitkiden bitkiye değişebilir ve ekosistem türüne, iklim koşullarına ve toprak özelliklerine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Ayrıca, toprak yönetimi ve ormancılık uygulamaları, karbon depolama potansiyelini artırmaya yardımcı olabilir.

“MUTFAKTA ENERJİ TASARRUFU YAPIN”

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, mutfakta da bu önlemlerin alınacağını kaydederek şunları söyledi; “Mümkün olduğunda enerji tasarruflu cihazlar satın alın. Kapıların ne kadar süre açık kalacağını sınırlamak için buzdolabını veya dondurucuyu açmadan önce neye ihtiyacınız olduğunu düşünün. Yiyecekleri daha hızlı ısıtmak için tencereyi kapatın veya düdüklü tencere kullanın. Yaz aylarında, gaz ve ısıyı mutfağınızdan uzak tutmak için davlumbaz fanını çalıştırın; böylece evi soğutmak için daha az klimaya ihtiyaç duyarsınız. Daha büyük miktarlarda pişirip ve tek öğün porsiyon boyutlarında dondurabilirsiniz. Bu sadece enerji tasarrufu sağlamakla kalmaz, aynı zamanda diğer günler için hazır yemek sağlamış olursunuz. Suyu kullanımını azaltalım. Yakın gelecekte yakıtın değil suyun kıtlığını çekebileceğimizi tahmin ediliyor. Bu nedenle, suyu boşa harcamamak oldukça önemli. Özellikle kadınlar hatta ev işlerine yardımcı olmak isteyen erkeklerin ve yalnız yaşan gençlerin de bu konuya duyarlılıkla yaklaşmaları gerekiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri