KONUŞMA ZAMANI

Banu Pirinçcioğlu

Bizim geçmişten gelen alışkanlıklarımız vardır. Zor kabulleniriz değişimleri. Oturduğumuz muhit mesela. Bizi tutkalla yapıştırmışlar gibi, kopamayız. Bir muhitten diğerine geçmek bize şehir değiştirmek gibi gelir.

Alıştığımız tatlar vardır, yenisini zor alır bünyemiz.

Bir restoran mesela, istediği kadar değişik olsun, leziz olsun. Hemen yanındakine alışmışızdır, illaki ona gideriz.

Sesimizi çıkarmayı da pek bilmeyiz. Sadece şikayet eder dururuz, ama iş adım atmaya gelince önümüze duvarlar çıktı der geri çekiliriz.

Bindiğimiz otobüs saatinde kalkmaz. Söylenir dururz. Vay bu nasıl hizmet, bu nasıl rezalet diye diye kendimizi döveriz. Döveriz de hiç elimiz telefona gitmez.

Yıl 2019, iletişim çağındayız. Herkesin telefonunda internet. Her birimin sosyal medya hesabı. Bindiğiniz otobüsten, sokakta turşu satan adama kadar sosyal medya hesabı mevcut.

Ulaşın, derdinizi söyleyin diye birimler kurmuşlar. Ama kimsenin eli telefona gitmiyor.

Neden peki?

Bir kaç kişiyle konuştum, merakımı gidermek istedim. Bir insan hem bu kadar mutsuz olup hem neden bir adım atmaz bilmek istedim.

Yanıtlar ilginç ama temelde aynı yere çıkıyor.

“Aman şikayet edeceğim de ne olacak, allahından bulsunlar”

Neden Avrupanın bizden kat be kat ilerde olduğunu buradan bile görebiliriz sanırım.

Susmuyorlar, hiçbir zaman susmadılar. En ufak olumsuzlukta hemen konuşuyorlar, şikayet ediyorlar, çözüm bekliyorlar.

Aman sende, şikayet etsem ne olacak demediklerini ülkelerin geldiği gelişmişlikte görebiliriz.

Örneğin kaç gündür çalışmayan katamaran klimaları için yolcuların söylenmesini dinliyorum. Rezalet, rezillik, allahın cezaları havalarda uçuşuyor. Şikayet ettiniz mi diye soruyorum, yanıt aynı. Ne edeceğim ya, etsem ne olacak…

Etmediğiniz için birşey olmuyor, farkına varsanız keşke.

Bize sunulan kolaylıkları kullanmanın, daha iyiye ulaşmak için sesimizi duyurmanın yolu susmaktan değil derdimizi söylemekten geçiyor.

Bela ceza okuyup söylenmek yerine eyleme geçmek bizi daha iyiye götürür.

Alışkanlıkları değiştirme zamanı geldi sanırım.