Terör Örgütü FETO'ya yönelik İzmir merkezli bir operasyon daha oldu.
Gün geçmiyor ki, terör örgütünün bir yuvası, bir başı, bir bağı ortaya çıkıyor ve yakalanıyor.
Daha aylar önce Maydonoz diye bir şey patlamıştı.
'Maydonoz Döner' ismiyle ticari faaliyette bulunan ve sağladığı ekonomik gücü terör örgütüne kaynak olarak sağladığı iddiasıyla operasyon yapılmıştı.
Maydonoz Döner'in sahibi, işletmecileri ve çalışanları olmak üzere bir çok gözaltına alınmış, şirketin hesaplarında yapılan incelemelerde ise kazanılan ekonomik kaynakların terör örgütünü aktarıldığı net olarak ortaya çıkmıştı.
Dün de yine aynı terör örgütüne bir başka ekonomik bağlı operasyon yapıldı.
'Künefe Operasyonu'!
Künefe üzerine zincir kurulmuş ve burada da tıpkı Maydonoz Döner'de olduğu gibi ekonomik kaynak sağlanıp, bu kaynak terör örgütüne aktarılmış.
Bunun de MASAK tarafından yapılan incelemelerde net olarak tespit edilmiş.
FETO terör örgütü bir şekilde Türkiye'de kalabilmek için, yaşabilmek için kendine can suyu arıyor.
Ekonomik değerlerinin tamamını kaybeden FETO yeniden ekonomik değerler yaratmaya çalışıyor.
Bunu yaparken de insanların en çok uygun olduğu alanı, ekonomik alanı, işletme alanını, ticari alanı kullanıyor.
Sözüm ona ticari faaliyet gibi çalışmalar yapıp, arkasındaki terör örgütlenmesini tamamlamaya çalışıyor.
Hatırlayın ilk FETO operasyonlarını, terör örgütünün bankalarını, okullarını, fabrikalarını, holdinglerini, kurum ve kuruluşlardaki üst düzey yöneticilerini.
Sinsi bir terör örgütü olduğu iddiası işte tam olarak ekonomiye varlığını dayandırmasına dayanıyor.
Ekonomik gücü etrafında topladığı insanları, ticari faaliyet adı altında örgüte ilk girişlerini yapan FETO, sonrasında bu insanlardan kendisine bağımlı, kendisine aidet hisseden insanlar, örgüt elemanları devşiriyor.
Yani ticari faaliyet, örgütün yeniden yapılanması, yeniden doğmaya çalışmasından başka bir şey değildir.
FETO'nun unuttuğu şey Türkiye'nin eski Türkiye olmadığıdır.
Dijital ortamların, bilgisayar çağının ve iletişimin bu kadar güçlü olmadığı zamanlarda kendisini gizlemeyi çok iyi başarmış olabilir ama artık sinsi hareketi diye bir şeyi kalmadı, olamaz da.
Ticari faaliyet perdesini devlet net olarak görüyor, biliyor, takip ediyor ve gereğini yapıyor.
Terörsüz Türkiye'nin hedefi de tam olarak bu.
Vesselam!