ÖZFATURA VE AMFİ’DE SİYASET DERSİ!

Ali EYCE

Şimdinin siyasetçilerinin siyasi çalışmalarına bakınca, bizim köylü, sizin köyle, hepsi köylü misali görüntüler görünce aklıma geçmişte, üniversite döneminde yaşadığım bir konu geldi aklıma.

Önce onu anlatayım, sonra onun niye aklıma geldiğini ve niye böyle bir yazı yazdığımla devam ederiz.

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni kazanmış yeni öğrencilerden birisi olarak üniversiteli olmanın tadını değil de anlamını anlamaya çalıştığım dönemlerdi.

O dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, o dönemin siyasette en geniş seçmen kitlesine sahip olan Anavatan Partisi’nden, bir dönem İzmir Defterdarlığı yapmış olan Dr. Burhan Özfatura’ydı.

Başkan Özfatura, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin davetlisi olarak üniversite öğrencilerine konferans vermek üzere davet edilmişti.

Halen var olan ve yaklaşık 200 kişiyi aynı anda alan amfi salon, onun konferansı için hazırlanmıştı.

Bir gurup arkadaşımla geleceğini öğrendiğimiz Dr. Burhan Özfatura’yı dinlemek için salona gittik.

200 kişilik salonda biz ve bizim gibi gelenler birlikte toplasanız 15 kişi ya var, ya yoktuk.

Daha gelenler olur diye düşünsek de, bir süre sonra Başkan Özfatura, 5 kişilik ekibiyle salonun içine girdi. Selam verip, tanışıklık verip konuşmasına başladı.

Yerel yönetici olmanın önemine, siyasetin yereldeki zorluğuna ve İzmir için yaptıklarını anlattı.

Salondaki kişi sayısı hiç artmadı.

Derken Başkan Özfatura, anlatmadığım, anlatmayı unuttuğum ve bilmek istediklerimizi merak ederek soru sorma hakkı verdi.

Birkaç kişi bir şeyler sordu ama herhalde en can alıcı soruyu Mersinli bir öğrenci arkadaşımız sordu.

‘Sayın başkan, buraya kadar geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Benim merak ettiğim, gördüğünüz gibi koca üniversitede sizi dinlemeye gelen sadece birkaç kişiyiz. Siz bu durumla ilgili siyaseten veya başka türlü ne düşünüyorsunuz?’ dedi.

Başkan Özfatura soruya teşekkür ettikten sonra sözlerine şöyle devam etti: “Ben buraya gelirken kaç kişi olacağını hiç düşünmedim. Hatta bu kadar insan olacağını da hiç düşünmedim. Tahmin ettiğimden daha fazla insan beni dinlemeye gelmiş. Bunun siyaseten yorumunu ise şöyle yapayım. Cemaate vaaz vermek kolaydır. Önemli olan cemaat dışındaki insanlara vaaz verebilmek, düşüncenizi, projelerinizi anlatabilmek. Ben de burada bunu yapmaya çalışıyorum” dedi.

Almamı derin ve yüklü bir cümle.

Ama bugünün bile siyasetinde en geçerli cümle.

CHP düşüncesiyle hareket eden birisinin CHP örgütlerine fikirlerini ve düşüncelerini anlatması çok kolaydır.

Veya AK Partili birilerinin, AK Parti teşkilatlarına fikirlerini ve düşüncelerini anlatması çok kolaydır.

MHP, İyi Parti vs.

Hangi parti olursa olsun, kendisine gönül veren, kendisinden görev bekleyen, kendisiyle aynı kulvarda olanlara fikirlerinizi ve düşüncelerinizi anlatması çok kolaydır.

Önemli olan, hiçbir fikri olmayan veya sizle aynı fikirde olmayan insanlara fikirlerinizi ve düşüncelerinizi anlatabilmek, onları kazanabilmektir.

Bunu yapacak cesaretiniz varsa, bunu yapacak fikir deponuz varsa, bunu yapabilecek düşünce seviyeniz varsa işte o zaman siz hangi parti içinde olursanız olun partiniz içinde, vatandaş içinde iyi siyasetçi olursunuz.

‘Zoru hallederiz, imkânsız biraz zaman alır’ sözünü çite koşturulan öküzler için söylemiş olamazlar.

Mutlu hafta sonlarınız olsun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.