Sanatçı, ünlü, sosyal, sorumlu... Haluk Levent!

Ali EYCE

Haluk Levent:26 Kasım 1968’de Adana’nın Yüreğir ilçesinde doğdu. İlkokulu Sabancı İlk Öğretim Okulu’nda okudu. Adana Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Sonra sırasıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği, Ankara Üniversitesi Kastamonu Meslek Yüksek Okulu Bilgisayar Programcılığı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü ve Ankara Üniversitesi Muhasebe bölümünde kısa zamanlar öğrencilik yaptı. Üniversite giriş sınavlarını kazanıyordu ama eğitimini istikrarlı bir şekilde ilerletemiyordu. Bu durumda ailesinin maddi sıkıntıları da önemli bir rol oynuyordu.

Sınavlarla geçen bu yıllar içinde ticaretle uğraşan Haluk Levent, başarısız bir ticaret adamı olarak Adana’dan ayrıldı ve kendini yollara verdi. İlk albümünün “Yollarda” adını alması da bugünlerdeki deneyimlerin sebebidir. Birçok şehirde dolaşıp şarkı söyledi. Kimi zaman hasta bir kız çocuğu için sokak sokak dolaşıp şarkı söyleyerek para toplamaya çalıştı. Bu çabaların bazılarında başarılı oldu.

Sanatçı oldu.

Ünlü oldu.

Türkiye’de birçok sanatçı var ama ben Haluk Levent’i ayrı bir yerde tutmak gerekir. 

Ticarette başarısız oldu, sanatçılıkta başarılı oldu ama sosyal sorumluluk anlamda çok ama çok daha başarılı hareketlere imza attı ve atıyor da.

Yardım isteyen çocuklara, kendisini görmek isteyen sağlıklı, hasta hayranlarına, özellikle engelli kardeşlerimize karşı gösterdiği duyarlılık, insanım diye iki ayağının üstünde duran herkese şapka çıkartır.

Düşünsenize, sanatçı olmuşsunuz, ünlü olmuşsunuz, para kazanmışsınız, hala sokakta kalan, hastanede yatan veya evinde maddi, manevi yardım bekleyen birisine koşarak gidiyorsunuz.

Milyonların sahneye çıkmanızı beklediği gibi koşarak, heyecanla.

Türkiye’de sanatçı olmak, ünlü olmak zor ama.

Ama asıl zor olanı Türkiye’de sanatçı olduktan sonra, o sahneden aşağı bakabilmek, o en üst merdivenden aşağı inebilmek.

Bunu Türkiye’de ünlü sanatçı olup da, yapabilen maalesef çok az.

Sanatçı olmanın, ardından ünlü olmanın getirdikleri kadar götürdükleri de oluyor insanda. Yaşadığı toplumdan,  yaşadığı şehirden, yaşamı paylaştığı insanlardan uzaklaşan, ‘Ben ünlü sanatçıyım’ diyerek hayatını sadece ününün getireceğini düşündüğü şeyleri harcamakla geçirenler çok.

Sonra duyuyoruz, okuyoruz. Yıllar yıllar sonra, o sanatçı ve ünlülerin, etrafından kimse olmadan yaşama tutunmaya çalıştıklarını, zamanında bol keseden harcadıkları zamanlarında insan biriktiremediklerini. 

Haluk Levent’in basına yansıyan kadar yansımayan, yansımasını istemediği birçok sosyal sorumluluk hareketlerini gazeteci olarak biliyorum.

Hiç unutmam bir defasında İzmir’e bir lösemili bir çocuğu ziyarete gelmişti. Çocuğun isteği Haluk Levent abisini yakından görebilmek,  onunla ‘Yollarda bulurum’  şarkısını birlikte söylemekti.

Haluk Levent, o küçük kardeşimizle ‘Yollarda bulurum’ seni şarkısını birlikte söylemişti ama bunun haber olmasını, gazetecilerin oraya gelmemesini rica etmişti. 

Ziyaretine gittiği küçük kardeşin, bu konudaki isteği böyleydi.

Ünlü olup da, bir restoranda gidip, ününün meyvesini orada olduğuna dair fotoğraf çektirip, yer bildirimde bulunup, hesap ödemeden çıkanları düşünürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Teşekkürler Haluk Levent kardeşim!

Senin gibi düşünen sanatçıların, ünlü olsun, olmasın,  Türkiye’nin gözünde yeri her zaman farklı olacaktır!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.