Sevgili Canlar,
Ortadoğu yanıyor.
Ukrayna hâlâ diken üstünde.
Afrika’nın pek çok yerinde insanlar açlıktan değil, kurşunlardan ölüyor.
Dünya bir yandan barış için nutuklar atarken, diğer yandan daha fazla silah üretiyor. Kendi ellerimizle büyüttüğümüz bu ateşi konuşmak yerine, hâlâ hangi taraf daha güçlü diye tartışıyoruz.
Oysa unuttuğumuz bir gerçek var:
Savaş kötüdür.
Her koşulda, her çağda, her coğrafyada.
Savaş dediğimiz şey; masum çocukların mezar taşlarında yazılı olur. Bombalanan hastanelerde, parçalanmış oyuncakların arasında gizlidir savaşın gerçeği.
Onu ekranda izleyenler “strateji” derken, yerin altına saklanan insanlar için tek gerçek, hayatta kalma çabasıdır.
Birileri savaşın adını “milli mücadele” koyar, birileri “önleyici saldırı” der. Ama ad ne olursa olsun, sonuç hep aynıdır: ölüm.
Bugün Gazze’de, İran’da vel hasıl dünyanın herhangi bir yerinde bir çocuk daha hayatını kaybetti.
Sudan’da bir aile daha çadırlara sığındı. Ukrayna’da bir genç daha savaşmak istemediği bir savaşa sürüklendi. Bunlar sadece rakam değil, koskoca birer hayat.
Ama bir kişi ölünce bir dünya yıkılır derdi eskiler. Şimdi yüzlerce dünya yıkılıyor, biz hâlâ susuyoruz.
Savaş kötüdür çünkü düşmanı da insan yapar. Onu insanlıktan çıkaran, savaşın kendisidir. Gazze’de bir halk yok edilmeye çalışılıyor. Evet, buna soykırım denir, başka adı yok.
Barış çağrısı yapmak bugün naiflik değil, cesarettir. Sustukça, göz yumdukça, sıra bize gelir. Vicdan evrenseldir. Bir yerde haksızlık varsa, her yerde tehlike vardır.
Ey insanlık!
Bir çocuğun gözündeki korkuyu gör.
Bir annenin feryadında kendi kalbini duy.
Savaş kötüdür.
Bunu anlamak için bir mezarlığa daha gerek kalmasın.
Barış sadece bir temenni değil, bir mücadeledir. Bugün barış için konuşmayanlar, yarın savaşın suskun tanığı olmaya mahkûmdur.
Savaşın kazananı olmaz. Sadece daha geç kaybeden olur. Generaller rütbe alır, liderler nutuk atar ama geride kalan hep enkazdır. Düşmanlık miras bırakılır, kin büyütülür. Ve bu döngü nesilden nesile devreder.
Oysa barış, tek gerçek zaferdir. Bir çocuğun rahat uyuyabildiği bir şehir, hiçbir “fetih”ten daha kutsaldır. Bir annenin evladını sağ salim kucaklayabildiği bir akşam, hiçbir siyasi hedeften daha anlamlıdır.
Savaş kötüdür.
Bunu söylemek yetmez.
Susmamak gerekir. Vicdan sahibi herkesin, barıştan yana saf tutması gerekir. Çünkü barış konuşmaktan geçer, anlamaktan geçer, kalpten geçer.
Silahlar değil, kelimeler konuşsun. Sınırlar değil, köprüler kurulsun. Bayraklar değil, insanlık yücelsin.
Unutmayın, bir kurşunun susturamayacağı tek şey, adaletli bir barıştır.
Savaş kötüdür hemde çok kötü…