Selvitopu’ndan deve güreşi!

Ali EYCE

Karabağlar’da yaşıyorum, Karabağlar’da oturuyorum, Karabağlar’da geziyorum, Karabağlar’da nefes alıyorum.

Karabağlarla ilgili birileri konuşma yapınca da, Karabağlar’dan ses vermek zorunda hissediyorum kendimi.

Konuşan bir de 5 yıl boyunca Karabağlar Belediye Başkanlığı yapan Sayın Muhittin Selvitopu olunca, ne beynimi, ne kalemimi ve kelimelerimi tutamıyorum.

Her belediyenin yapması zorunlu çöp toplama, kaldırım yapma dışında Karabağlar’da, Karabağlar Belediyesi olarak ne yaptınız da gazeteci olarak değil, Karabağlar’da yaşayan vatandaş olarak göremedim diye sorasım geliyor.

Karabağlar Belediye Başkanı Selvitopu’nun bir televizyon kanalında yaptığı açıklamaları dikkatlice okudum.

‘Karabağlar’da yapılacak iş çok’ diyor Sayın Selvitopu başkan.

Sorarım:

5 yıllık başkanlığınız döneminde neleri yaptınız?

5 yıllık başkanlığınız da neleri yapmayı düşündünüz?

5 yıllık başkanlığınız da düşündüklerini neden yapamadınız?

‘Karabağlar’da üniversite karşı değiliz’ diyor Sayın Selvitopu başkan.

Yok bir de karşı olsaydınız. Üniversite kampüsü için ayrılan alanın bir kısmı konut alanı olduğu için itiraz ediyor. Üniversite de okuyan öğrenciler nerede kalacak, üniversitede çalışan aileler nerede yaşayacak, üniversitenin içinde iş yapanlar nerede ailesiyle kalacak? Onları düşünen yok. Her yer kampüs olsun, içindekiler akşam nerede yaşarsan yaşasın. Hani deseler ki başkan, bu konut alanın şu kadar bin metrekaresi de sizin ve partililerinizin olacak, o zaman sanırım sorun kalmayacak.

‘Onlar kazanacakları umuduyla çalışsınlar’ diyor Sayın Selvitopu başkan

Bir kere çalışanın, her zaman kazanma umudu vardır. Bunu çalışmayan bilemez. Karşısındaki adayı bu kadar küçümseyen, kendisine oy verecekleri bu kadar garanti altında gören Sayın Selvitopu, ‘Biz Karabağlar’a bir çivi dahi çakmasak, burada yaşayanlar bize oy verir’ mantığıyla hareket etmesini alkışlıyorum. Karabağlar’ın dar caddelerinden, otopark sorunlarından, betonlaşmasından, trafik keşmekeşinden, hiçbir şeyin merkezi olamama özelliğinden kimsenin şikâyetçi olmadığını düşünüyor sanırım. Bu nasıl oyları garanti görme mantığıdır. Bir şey yaparsın ve dersin ki, ‘Yaptım, ettim ve yapacağım, oylar bize gelir’ bunu anlarım. Ama yaptım, ettim demeden oylar zaten bizim mantığıyla başkanlık koltuğunu belki kazanırsınız ama bu sonucun Karabağlar’a önümüzdeki 5 yıl daha bir şey kazandırmayacağı kesin.

‘Rakibimi güçlü bir aday olarak görmüyorum, Karabağlar’ı bilmiyor’ diyor Sayın Selvitopu başkan.

Güleceğim ama olmayacak. Sayın Selvitopu’nun, 2014’de paraşütle iner gibi Karabağlar Belediye Başkanı olduğunu bütün siyasi kulisler bilir. Eşinin İZSU Genel Müdürü olarak görev yapmasından dolayı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu istediği için Karabağlar Belediye Başkanı olduğunu yine aynı siyasi kulisler de bilir. Belediye Başkanı adayı olmadan önce Narlıdere'de oturduğunu, sonrasında ise ikametgahını Fahrettin Altay’a aldırdığı bile konuşulur durur.

Fahrettin Altay’ı da zaten Karabağlar’ın merkezi değil, dikey kenarı olduğunu, Konak’ın en güçlü kesimi olarak kesilip, Karabağlar’ın orta seviye, düşük seviye yaşantısına eklendiğini de bütün İzmir coğrafi bilgisi olanlar bilir. Hal böyle iken Sayın Başkan Muhittin Selvitopu, AK Parti Karabağlar Belediye Başkana Adayı Sayın Bilal Doğan’ı, Karabağlar’ı bilmeyen kişi olarak ilan etmesi çok ilginç olmuş.

AK Parti Karabağlar Belediye Başkanı Sayın Bilal Doğan’ı, gazetecilik yaptığım yıllardan çok iyi tanırım. İşadamı olarak, siyasetçi olarak, ekonomi üzerine yazılar yazan ekonomist olarak benim kadar tüm İzmirliler de tanır.

Sayın Bilal Doğan, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde AK Parti Gurup Başkanvekili iken, meclis gündemlerini takip etmiş gazeteci olarak söylüyorum, Karabağlar’ın haklarını her zaman mecliste dile getirmiş bir siyasetçi.

Sayın Bilal Doğan, AK Parti 1. Bölge Milletvekili adayı iken Karabağlar’ın, o bilmediğini iddia ettiği caddelerini, sokaklarını, mahallelerini gezmiş, insanların evlerine, gönüllerine girmiş bir siyasetçi.

Sayın Bilal Doğan, 2014’deki yerel seçimlerde de Karabağlar’ı ve Karabağlıları düşünerek Belediye Başkanlığına aday adaylığını koymuş bir siyasetçi.

Sayın Bilal Doğan, Karabağlar’ı her hangi bir ilçe olarak değil, siyasetçi olarak insanlarına ulaşmak, sorunlarını çözmek için çalıştığını siyaseten katıldığı bütün toplantıda, ortamda söylemiş bir siyasetçi.

Yani AK Parti Karabağlar Belediye Başkan Adayı Sayın Bilal Doğan, Karabağlar’ı düşünen siyaseti, aday gösterildiği geçtiğimiz hafta değil, aday adayı olduğu geçtiğimiz ay, geçtiğimiz seçimlerde değil, bundan 15 yıl öncesine dayanır.

Karabağlar Belediye Başkanı Sayın Muhittin Selvitopu’nun, karşısındaki aday küçümsemesi, onu yok sayması, oyları garanti görmesi hiçbir Karabağlar seçmenin beklediği sözler değil.

Yerel seçimler, Deve Güreşi Meydanı değil, vatandaşa hizmet yarışı meydanıdır.

Mevcut belediye başkanı olarak ona düşen söz, 5 yılda neler yaptığını, daha da neler yapacağını anlatmasıdır. Yani saymasıdır.

Yazımın sonuna doğru nedense aklıma Recep İvedik filminden küçük bir diyalog geldi.

Balık adam, balık avlamak için çıkılan teknede, avlanmaya çıkan otel misafirlerine denizin içinde yüzlerce balık türü olduğunu söyler. 

Recep İvedik bu ya, o bilgiç ama komik edasıyla, ‘Say’ der. 

Balık adam, iki, üç balık ismini söyler ama sonra diğer 97 balık ismini söyleyemez.

Recep İvedik de, o kamuoyuna mizah olarak yer edinmiş hareketini, balık türlerini sayamayan ve duraklayan balık adamın yüzüne yapıştırır.

İnsana Dair :
‘Kimse duymak istemeyenler kadar sağır olamaz.’
M. Henry

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.