Tarihin omuzlarımızdaki yükü sadece övünmekle taşınmaz. Miras dediğiniz şey, korunduğu sürece anlamlıdır. Ama bugün Bergama’da gördüğümüz manzara, kelimenin tam anlamıyla utanç verici: Antik dünyanın en önemli sağlık merkezlerinden biri olan Asklepion’un çevresi çöplüğe dönmüş durumda.
Evet, yanlış duymadınız. M.Ö. 4. yüzyıldan günümüze ulaşan bu eşsiz arkeolojik miras, plastik atıklar, eski mobilyalar ve gelişi güzel yığılan çöplerle kuşatılmış. Kültürel bir anıtın değil, adeta terk edilmiş bir gecekondu mahallesinin kenarında gibiyiz.
Sayın Belediye Başkanı Tanju Çelik, nerede kaldı sizin seçim meydanlarında verdiğiniz sözler?
Hatırlarsanız, “Bergama’yı turizmle şahlandıracağız” diyordunuz. Ne oldu da o vizyonunuz çöp konteynerlerine karıştı? Şovmenlik yapmak kolay, televizyonda masalsı anlatılarla Bergama’yı pazarlamak hoş… Ama sahada gerçeklerle yüzleşmek zorundasınız!
Asklepion sadece Bergama’nın değil, bu ülkenin dünya mirasına sunduğu bir cevherdir. Ve o cevher şu an ihmalin, ilgisizliğin ve yerel yönetim acziyetinin tam ortasında çürümeye terk edilmiş durumda.
Halk artık “sözde” değil “özde” hizmet istiyor. Temizlik bir lütuf değil, asli bir görevdir. Belediye hizmetleri Instagram gönderisiyle değil, sahadaki çöp torbalarıyla ölçülür. Belediyecilik reklam filmi değil, emek işidir.
Turistlerin geldiği, öğrencilerin tarih dersi aldığı, rehberlerin anlatım yaptığı bir yer, nasıl olur da çevre kirliliğinin kurbanı olur? Bu sadece ihmal değil, tarihe ihanettir!
Bergama halkı öfkeli ve haklı. “Bu işler televizyonda şov yapmakla yürümüyor” derken tam da bunu kastediyorlar. Bir ilçenin değerini koruyamıyorsanız, o koltukta oturmanın hiçbir anlamı yok.
Son sözüm şu:
Asklepion çöplük değil, mirastır. Mirası korumayan yönetici, halkın güvenini de yitirir.