Tarihi adım: Biyolojik çeşitlilikte tarihi anlaşma

Birleşmiş Milletler'de, açık denizler ve okyanuslarda biyolojik çeşitliliğin korunması için yıllar süren görüşmelerin ardından anlaşma sağlandı.

ABD‘nin New York kentinde iki haftadır yürütülen Hükümetlerarası Konferansın 5’inci Oturumu‘nun ardından Birleşmiş Milletler (BM) binasında son iki gündür yaklaşık 40 saat süren kesintisiz müzakereler sonucunda okyanuslardaki biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik anlaşma sağlandı.

Yaklaşık 20 yıldır üzerinde çalışmalar yürütülen anlaşma, ülkelerin ulusal deniz yetki alanlarının ötesindeki biyoçeşitliliği korumayı amaçlıyor. Bu da okyanusların üçte ikisini kaplayan bir alana denk geliyor.

Okyanus ekosistemleri, soluduğumuz oksijenin yarısını üretiyor, gezegenin biyosferinin %95’ini temsil ediyor ve dünyanın en büyük karbon yutağı olarak karbondioksiti emiyor. Ancak şimdiye kadar, açık denizleri yöneten parçalı ve gevşek bir şekilde uygulanan kurallar, bu bölgeyi kıyı sularına göre sömürüye daha açık hale getirdi.

Açık denizlerin biyoçeşitliği ve dengesi iklim değişikliği, aşırı avlanma ve nakliye trafiği gibi pek çok olumsuz husustan etkileniyor.

Yeşil Gazete'nin aktardığına göre, Cumartesi günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Okyanus Anlaşması‘nın ulusal yetki alanlarının ötesindeki alanlardaki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını sağlamaya yönelik anlaşma metninin tamamlanmasını memnuniyetle karşıladığını aktardı.

Guterres’in sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, “Genel sekreter, delegeleri, ulusal yetki alanı dışındaki alanlardaki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını sağlamaya yönelik bir metni nihai hale getirdikleri için tebrik ediyor” dedi: “Okyanusun yaklaşık üçte ikisini kapsayan bu atılım, yaklaşık yirmi yıllık çalışmanın doruk noktasını işaret ediyor ve Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi‘nin mirasına dayanıyor.”

Anlaşma, çok taraflılık ile şimdiki ve gelecek nesiller için okyanus sağlığının karşı karşıya olduğu yıkıcı eğilimlere karşı koymaya yönelik küresel çabalar için bir zafer niteliği taşıyor. Açıklamada, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve kirlilikten oluşan üçlü gezegen krizlerini ele almak için büyük önem taşıyan anlaşmanın 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ve Kunming-Montreal Küresel Biyolojik Çeşitlilik Çerçevesi‘nin okyanusla ilgili amaç ve hedeflerine ulaşmak için de hayati önem taşıdığı belirtildi.

Anlaşma, söz konusu alanda yaban hayatı kaybına karşı koruma sağlamak ve açık denizlerin genetik kaynaklarını paylaşmak için geniş deniz koruma alanları (DKA’lar) oluşturmak için yasal bir çerçeve sağlayacak. Ayrıca imzacılar periyodik olarak toplanacak ve üye devletlerin yönetişim ve biyoçeşitlilik gibi konularda hesap vermesini sağlayacak bir taraflar konferansı (Cop) kuracak.

Cumartesi gecesi geç saatlerde yayınlanan açıklamada, iklim değişikliğiyle mücadele bağlamında önemli bir adım olarak değerlendirilen anlaşmaya ilişkin olarak Guterres, “Şimdiki ve gelecekteki nesiller için daha güvenli, sağlıklı, dayanıklı ve verimli bir okyanus için birlikte çalışmaya devam edeceğimiz günleri iple çekiyorum” diye aktardı.

TEPKİLER

Uluslararası çevre örgütü Greenpeace‘in siyasi danışmanı Veronica Frank, anlaşmanın imzalanmasını “Gerçekten mutluyuz. Dünya çok bölünmüş durumda ve çok taraflılığın desteklendiğini görmek çok önemli. Şimdi gerçekten önemli olan, bu aracı kullanarak bu 30×30 hedefini gerçekten hızlı bir şekilde yürürlüğe koymaktır” diye değerlendirdi.

Pew Charitable Trust da “dönüm noktası niteliğindeki uluslararası anlaşmayı” olarak nitelendirdiği anlaşmayı memnuniyetle karşıladı.

Pew’in okyanus yönetişimi projesi direktörü Liz Karan şunları söyledi: “Açık denizlerdeki deniz koruma alanları, iklim değişikliğinin etkilerinde kritik bir rol oynayabilir. Hükümetler ve sivil toplum şimdi anlaşmanın kabul edilmesini ve hızla yürürlüğe girmesini ve açık deniz biyolojik çeşitliliğini korumak için etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamalıdır.”

AB, ABD, Birleşik Krallık ve Çin‘i içeren Yüksek İddialı Koalisyon, anlaşmaya aracılık etmede, koalisyonlar inşa etmede ve müzakerelerin son günlerinde uzlaşmaya isteklilik göstermede kilit oyuncular olarak kendini gösterirken, Küresel Güney, anlaşmanın adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde uygulamaya konulabilmesinin sağlanmasına öncülük etti.

Avrupa Komisyonu’nun çevre, okyanus ve balıkçılıktan sorumlu üyesi Virginijus Sinkevičius, anlaşmayı “okyanus için tarihi bir an” ve on yılı aşkın çalışma ve uluslararası müzakerelerin doruk noktası olarak nitelendirdi: “BM Açık Deniz Anlaşması ile ilgili anlaşmayla, bizim ve gelecek nesiller için gerekli olan deniz yaşamını ve biyolojik çeşitliliği korumak için çok önemli bir adım atıyoruz. Aynı zamanda ortaklarımızla güçlendirilmiş çok taraflı işbirliğinin bir kanıtı ve okyanusun yüzde 30’unun korumasına yönelik COP 15 hedefimizi uygulamak için büyük bir ilerleme. Aldığımız sonuçtan gurur duyuyorum.”

Avrupa Birliği, zengin ve yoksul ülkeler arasında güven inşa etme girişimine bir başlangıç olarak, anlaşmanın onaylanmasını ve erken uygulanmasını kolaylaştırmak için New York’ta 40 milyon € (42 milyon $) sözü verdi.

Bir yıldan kısa bir süre içinde üçüncü kez, üye devletler “nihai” bir anlaşma yapmak için BM’nin New York’taki genel merkezinde bir araya gelmişti.20 Şubat’tan itibaren iki haftadan fazla süren müzakereler, önceki müzakerelerin geçen ağustos ayında anlaşma olmadan sona ermesinin ardından beşinci tur görüşmelerdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Çevre Haberleri