Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün

Pınar Yeşiltay Sevim

Kitap okumak güzeldir, bazı kitapları okumak güzeldir ama nitelikli çocuk kitaplarını yetişkin gözü ile okumak çok daha keyifli ve güzeldir. Bu gün sizlere keyifle okuyacağınız ve pek çok kıymetli çıkarımlarda bulunabileceğiniz bir kitabı tanıtacağım. Bir arkadaşlık, bir kendini tanıma ve farkındalık, bir öğrenci-öğretmen okul örüntüsünde ilişkileri anlatan her yaştan kitapseverin beğenisini kazanacak kıymetli bir eser.

Birbirlerinden oldukça farklı ebeveynleri olan ve farklı ebeveynlik modelleri ile büyüyen her birinin ilgi ve yeteneğinin farklı olduğu üç 6.sınıf öğrencisi ve sınıflandıramadıkları ama çok değer verdikleri öğretmenleri Bayan Bixby’nin ana çatıyı oluşturduğu romanda anne babaların çocuklarına aktardıkları roller, sorumluluklar ve ilgi ile öğretmenlerin tutumlarının çocuk gözü ile değerlendirmesine şahit oluyoruz.

Helikopter ebevynlikten, mükemmeliyetçi ebeveynliğe tutum ve davranışların çocukların gözü ile değerlendirildiği, kardeşler arası rekabet ve kıyaslamanın bir çocuğun yaşamında nasıl etki yarattığını net olarak gösteriyor Amerikalı yazar John David Anderson’ın, 2016 yılında ödüllere doymayan ve büyük bir hayran kitlesine ulaşan Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün isimli romanı. Ama soracak olursanız asıl konusu nedir diye; duygusal bağ kurmuş, iletişimi kuvvetli ve sıra dışı bir öğretmenin yaşı kaç olursa olsun çocuğun hayatına damga vurabileceği ve çocuğun karanlıkta kalan güçlü yönlerini aydınlatabileceğini anlatıyor. 

Çocukların keşfedilmeyi bekleyen yetenekleri, sınır tanımayan hayal güçleri ve sevilmeyip saygı görmeyi hak eden kişilikleri vardır. Her birinin biricik ve özel olduğunu hissettiren bir öğretmenle karşılaşması ya da verdiği değeri ifade edebilen ebeynlere sahip olmaları oldukça önemlidir. Bazen çocukların hayatlarına sadece küçük bir dokunuşları gelecekte o çocukların hayatlarını gül bahçesine çevirebileceği gibi ufacık yanlış bir davranış tüm yaşamlarını alt üst edebilecektir. Tıpkı Bayan B.’nin hayatında olduğu gibi…

“Fakat ben siz asla neden pes ettiğimi söylemedim” dedi Bayan Bixby. “Güldükleri için. Annem, babam, büyükannem, büyükbabam, kardeşim, olayın ardından, bu koca bir şakaymış gibi hep birlikte gülüp numarayı nasıl yüzüme gözüme bulaştırdığımdan söz etti. Sihirbaz değil, komedyen olmuştum. Bu hikayeyi hayatımın geri kalanı boyunca, yemek masalarında arkadaşlarına anlatıp durdular ve her defasında gülmekten yerlere yattılar. O gün odama gidip ağladım. Beni anlamadılar. O an, yıldız gibi parladığım bir an olacaktı. Onun yerine yalnızca sihirbazcılık oynayan bir çocuk oldum.”

Eser Tudem Yayınlarından çıkmış ve gayet akıcı bir çeviri ile yayınlanmış, içine serpiştirilen pek çok güzel alıntı da kitabın albenisini arttırmış. 

Bu kitap bana çocuk gözüyle hayata bakmayı unuttuğumu anımsattı. Hayata yetişkin olarak baktığımızda ne kadar sıkıcı ve sıradan olduğunu bir kez daha gösterdi. Keşke hayatı Topher, Steve ve Brand’in gördüğü gibi görebilseydim hissini duyumsattı. 

Ebeveynlik, eğitimcilik, çocuk dünyası ve hayat kimyasına dair akıcı ve keyifli bir roman okumak isterseniz kitap tanıtım bülteni kitabı şöyle tanıtmış:

Herkesin hemfikir olacağı üzere öğretmenler çeşit çeşittir. Bazıları iyidir, bazılarıysa çok da iyi değildir. 213 numaralı sınıfın öğrencilerine göre dünyada altı tür öğretmen var! Zombiler, Kaf-Bağ ekibi, Zindan Bekçileri, Spielberg’ler, Çaylaklar ve İyiler. Ama kendi öğretmenleri Bayan Bixby bu saydıklarının hiçbirine uymuyor. O asla hayal kırıklığına uğratmak istemeyecekleri türde bir öğretmen...

Bir sirk sanatçısı kadar neşeli kişiliği, her daim gülen yüzü, güneşte parıldayan pembe saçları, bitmek bilmeyen tebeşir zaafı, sürekli özlü sözler yumurtlayan edebiyat sevgisi ve durmadan öğrencilerinin yazı defterlerine kompozisyon yazdırmasıyla gönüllerde taht kuran Bayan B. belki de öğretmenlerin en iyisi. Üstelik neredeyse tüm okula göre. 

Ve iyiler asla unutulmazlar. Ellerinde olmayan sebeplerle başka bir yere gitseler ya da aniden buharlaşıp göğe uçsalar dahi iyiler hiçbir zaman unutulmazlar. Tıpkı Bayan Bixby gibi. Zaten kim sınıfta yüksek sesle okumak için Hobbit’i seçen ve her karakter için farklı bir ses tonu kullanan öğretmenini unutabilir ki?!

Bayan Bixby, aniden gelişen rahatsızlığı nedeniyle okulun son bir ayında derslere devam edemeyeceğini açıklayınca tüm sınıf üzüntüye kapılır. Biricik öğretmenlerinin apar topar kendilerini bırakıp gitmesini anlamlandırmaya çalışan öğrenciler ona bir veda partisi bile düzenleyememişlerdir. Oysa müthiş bir dostluk bağıyla birbirine bağlanmış Topher, Steve ve Brand’in çok sevgili Bayan B.’yi bir kez daha görebilmeleri ve ona au revoir (görüşmek üzere) diyebilmeleri için dâhiyane bir fikirleri vardır! Ona hayallerindeki mükemmel günü yaşatacaklardır. Üstelik okulu asma ve şehir içinde hiç çıkmadıkları uzunlukta bir yolculuğa (otobüsle!) çıkma pahasına…

Amerikalı yazar John David Anderson’ın, 2016 yılında ödüllere doymayan ve büyük bir hayran kitlesine ulaşan Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün isimli romanı, okurlarını, öğretmenlerine unutulmaz bir gün armağan etmek isteyen üç kafadarın, tek bir günde, şehir içinde çıktıkları destansı ve duygu yüklü yolculuğa yoldaş ediyor.
 
Her yaştan kitapseverin beğenisini kazanacak bu içten kitap, bazen gülünç bazense yürek burkan anlar yaşatarak zihinlerde yer ediniyor. İnsan ilişkilerinin karmaşıklığını ve sevginin gücünü derinlikli gözlemlerle üç çocuğun gözünden anlatmayı tercih eden Anderson, etkileyici ifade yeteneğiyle kalpleri yumuşatıyor. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.