Umutlar ülkesi!

Selcan Öztürk

Dünya var olduğundan beri insanlığın doğuşundan bu yana süregelen insanlardaki var olma,güçlü olma ve belirli bir yere aidelik hissi bir çok temel ihtiyaçlarını gidermek amacı ile süregelmiştir.Bunu ilk etapta mağaralarda sağlayan insanoğlu sonrasında kabile düzeniyle birlikte gelen hayatla benliğini bulmuş ve kendi çevresindeki kabilelerle anlaşıp yaşam ihtiyaçlarını belirli bir güç dengesinde,bazen göç ederek bazen de yerleşik olarak bunu karşılamıştır.

Göç eden topluluklarda bu ihtiyaç genellikle herhangi bir kıtlık ve savaş durumunda doğal ve beşeri unsurların oluşturmuş olduğu etkileşimle gittikleri yer daima onlara yakın bir kültürü barındıran ve uygun bir coğrafya olmuştur.

Dünya varolduğu günden bu güne,mülteci sorunu olmuş ve her uygar medeniyetin sonunu bir barbar uygarlık getirmiştir. Tarihsel süreçte bunun adı günümüze kadar değişmiş ve daha modern bir isimle mülteci sorunu olarak adlandırılmış.

Genellikle ülkeler kendi ülkelerine sığınacak mülteci nüfusu kendi kültürleri içerisinde empoze edebilecek rakamlarda kabul etmişken,21. yüzyılın dünyasında Türkiye yardımseverliği ile umutlar ülkesi oldu.Son dönemde gelen kontrolsüz suriyeli göçü,milli varlık ve bilinç mücadelesi içerisinde kültür emperyalizmine karşı gelmeye çalışan Türk kültürünü kötü etkiledi ve dünyada bulunan ekonomik kriz ülkemizi dahada büyük bunalıma sokutu.

Onun yanı sıra,kendi kültürü içerisinde bulunan Türk mültecilerine karşı sınır kapıları açılamazken, sınır kapımızda bulunan suriyelilere tüm imkanlar sunuldu. Bu imkanlar dahilinde ilkel topluluklar içerisinde bile kendine yer ve yurt arayışı içerisinde bulunan insan figüründe olduğu gibi suriyelilere,Türkiye içerisinde küçük bir Suriye yaratma fırsatı sunduk.Bu durum yerli unsur durumunda bulunan vatandaşlarımızı içerisinden çıkılmaz bir duruma sokuyor.Misafirperver durumumuz ne yazık ki ne Doğu Türkistanlı Türklere ne de Ahıska Türklerine sunulmuş fırsatlara dönüşmedi.

Ne yazık ki kendi kültürü etrafındakilere sırt çevirmiş Türkiye,suriyelilere ikinci bir vatan olurken Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri hala daha Türkiye diye büyük bir devlet var ve oradaki Türkler bizi bu sıkıntılarımızdan kurtaracak diye bekliyorlar... 

Buna inançlarını yitirmiyorlar ve bu yüzden bütün acılara katlanabiliyorlar. 

Ben etrafıma baktığımda bunun farkındalığı içerisinde olmayanları gördüğüm zaman ve farkında olanlarında hiç bir şey yapmadığını gördüğümde gerçeklerin acı tarafını görebiliyorum.

Ancak şunu unutmamalı, tarihe baktığımızda bir çok işgale uğrayan Çin, şu an günümüz dünyasında bir süper güç olarak kabul görüyor. 

Ve 1950 yıllarında bağımsızlığını ilan eden Doğu Türkistan şu an Çin’in işgali altında olsada Türk milletine yurtluk eden tüm bu coğrafyada bir gün bağımsız olup tekrar yurtluk edeceğini umuyorum. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.