YARGIYI VE YARGILAMAYI TARTIŞMAK!

Ali EYCE

Yaklaşık 30 yıllık meslek hayatımı yargının içinde geçirmiş bir gazeteci olarak en çok eleştirdiğim konu, bilgisi ne olursa olsun, insanların yargıyı ve yargılamaları eleştirmesi oldu.

Yargıyı ve yargılamaları eleştirmek, hukuki bilgileri olan insanların işidir.

Vicdanen yargıdan ve yargılamadan etkilenmiş olabilirsiniz, aslında olması gereken konusunda temenni ve dileklerde bulunabilirsiniz, bu düşünce özgürlüğünüzün en doğal hakkı.

Ancak iş yargıyı ve yargılamayı eleştirmek olursa, burada hukuki bilginiz nedir, hukukun hangi eğitimini aldığınızı düşünerek yazmanız ve konuşmanız şart.

Bana göre yargı, ona göre yargı, şuna göre yargı diye bir şey yok.

Yargı tekdir, yazılıdır ve bu konunun uzmanı olan hakim, savcı ve avukatların arasında daha da iyi olması, varsa aksaklıklar giderilmesi, varsa sorunlar çözülmesi için de mücadele edilir.

Bir kere Türkiye’de Anayasa göre, yasa koyucu, yani yasaları koyan kurum bellidir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi.

Yani bizim demokratik hakkımızı kullanıp, oy vererek seçtiğimiz insanların oluşturduğu meclis, toplumun nasıl bir yasaya ihtiyacı olduğunu tespit edip, ona göre yasa çalışması yaparlar.

Hâkimlerimiz, savcılarımız ve avukatlarımız ise, yargılamanın yasalara uygun şekilde olmasını sağlayan, yasaların daha iyi olması için fikir üretirler.

Yapmadıkları yasaları toplumun isteklerine, taleplerine veya tepkilerine göre değiştiremezler.

Onu yapacak olan da yine yasa koyucu yani TBMM’dir.

Bu konuya niye girdim diyecekseniz, bir Elmalı davası derken, bir de dün Menemen Belediyesi eski Başkanı Serdar Aksoy’un ilk duruşmada tahliye edilmesiyle başlayan, açık ve gizli yargı tartışmaları ve eleştirileri.

Yıllarca bu işin içinde çalışmış ve çalıştıkça da kendini hukuksal olarak geliştirmiş hukuk uzmanlarından duyduğum en güzel söz şudur, ‘Her yargılama kendi içinde değerlendirilir’

Yani bir yargılama çıkan sonuç, başka bir yargılama da aynısı olur, olmalı, olacak diye bir sistem düzenlemesi yok.

Her olay kendi içindeki belgeleri, bilgileri, tanıkları, itirafları, cezaları, süreleri ve sonuçlarıyla ayrı ayrı değerlendirilir ve gerçek adalet için öyle de olması gerekir.

Yoksa her çalanın elinin kesildiği, her öldürenin canının alındığı hukuk dışı bir sistemin içine girmiş oluruz.

Hukuk, uzun veya kısa, kabul edilir veya edilemez bir yargılama sürecidir.

Bu süreç bitmeden, sonuç çıkmadan, olmayan hukuki bilgilerimizle ahkam kesmek, adalete duygusuna fayda değil, zarar verir.

Adalet hepimizi lazım ama yargı ve yargılama hepimizin konuşabileceği bir konu değil!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.