ZAMLI HAYAT! ZANSIZ DÜŞÜNME!

Ali EYCE

İki yıl salgın dedik, Allah’ım ölecek miyiz dedik, diyenlerden 18 Milyon kişi hayatını kaybetti.

Yaşayanlar olarak kendimizi korumaya çalıştık.

Ölmemek için mücadele ederken, diğer taraftan da iş hayatını devam ettirebilmek için mücadele ettik.

Kimimiz işinden oldu, kimimiz işten.

Hayatını kaybedenlerin artık umurunda olmayan yalan dünyada kalanlar olarak, sonuçlarına da her gün, her ay, her yıl katlanmak zorunda kaldık.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak derken çıkan aşıyla umutlar yeniden arttı.

Herkes aşıya giderken, gitmeyenlere zorla aşı yapılarak, yok denilecek kadar aza indirildi virüsün salgın hali.

İlk defa bu yaz rahat edeceğiz, eski günlere döneceğiz, özgür ve rahat yaşayacağız derken birden Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması, ardından Avrupa devletlerinin ve Amerikan’ın savaşa dolaylı dahil olup, Ukrayna’ya teknik olarak savaşması için silah vermesiyle, akıllarda küçük savaş gibi görünen derinine girdiğinizde Avrupa ve Amerika’nın Rusya’ya karşı Ukrayna’da savaştığı gerçeği ortaya çıktı.

Dünya’daki bütün ekonomik dengelerde doğal olarak değişti.

Gıda sıkıntısı başladı, enerji sıkıntısı başladı.

Gıda sıkıntısını nasıl aşılacağı düşünülürken, savaşta kullanılan argümanların tükettiği enerjiye bağlı olarak bütün dünyada petrol fiyatları, enerji fiyatlarında çok ama çok yükselmeler oldu.

Varili 35 Amerikan Doları’na satılan petrol, bir anda 135 Amerikan Doları’na kadar çıktı.

Enerji giderleri ekonominin her alanına zam olarak yansırken, evlerin içine de bomba gibi düştü.

Dünya olarak Türkiye’de zor bir süreci yaşıyor ki, bunu en az hissetmek için ne gerekiyorsa onun yapılması zorunlu.

Hiç hissetmemek zaten mümkün değil.

Sanat, spor, kültür, hak, hukuk gibi konularda evrensellik nidaları atarken, ekonomik olarak evrensel değil de bireysel, ülkemize özgü bir takım şeylerin olduğunu düşünmek akıl tutulmasından başka bir şey değildir.

Hayat pahalı olduysa sadece Türkiye’de yaşayanlara olmadı.

Bir şeylerin fiyatları arttıysa sadece Türkiye’de artmadı.

Bir şeylerin bulunmadığı ülkelere göre biraz daha şanslıyız, en azından ülkemizde bulamadığımız bir şey yok.

Bu dönemde ülkelere idare edenlere düşen en büyük görev, ülkesinde yaşayan insanların gelir seviyelerini, alım güçlerini yükseltebilmek.

Artışlar karşısında çaresiz bırakmamak.

Doğalgaz ve elektrik sıkıntısı yaşayan Avrupa devletinin başkanı gibi ‘Ormanlardan odun toplayın’ dememek.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.