Sufi

Mesela; ben bu şehirden

Giderken,

Bu şehirden bu şehre 

Git erken, 

Saçlarımı topluyorum. 

Mesela; ben onu her gördüğümde,

Elim ayağım birbirine dolanır. 

Terlerim. 

Terli ellerim.

Dikenli tellerim.

Diken diken tüylerim. 

 

Göz göze gelemesek de 

Güzel intihar girişimlerimiz vardı bizim. 

Bu şehirden giderken,

Belki de bir şiir çıkar gelir masamıza. 

O zaman seni de aldırırım yanıma. 

Ben yazar yazar silerim. 

Sen defalarca okumuş olursun. 

“Hadi iç de çay koyayım”

 

Tam göz göze gelme anımızda; 

Belki de bir maganda kurşunu isabet eder göğsüme. 

Kim vurduya giderim senin gözlerinde. 

aniden çıkan seslerde,

Kuşlar bir anda uçarken, 

Yine benim elim ayağım birbirine dolaşır. 

Ve o zaman “sen gülerken oldu her şey” derler. 

Gül/erken.

Giderken. 

Git/erken. 

 

Sen beni öpersen belki de saat gece yarısını geçer. 

Ben defalarca uyanırım bir hava boşluğuna. 

Bir sûfî bir tarikata bağlanır. 

Ben alıntılar yaparım şiirime. 

Sûfî üç gün sadece su içer; 

Ben üç gün sadece sûfî’leşirim.

Benim leş oluşum vücudumu hafifletir. 

Bir benzetmede hiçbir şeye benzememek,

Ne kadar eksik kaldığımın göstergesiydi.

Yolculuğum sufiliğe, sufilik hiçliğeydi. 

Hiçtim,

İçtim,

Hiç,

Önceki ve Sonraki Yazılar