Tarihi sevdiren üç tarihçi!

Tarihi sevdiren üç tarihçi!

Sihirli Tarih Eğitim Organizasyonu’nun Yüksek Oda’daki etkinliğinde tarih öğretmenleri Pınar Sözer Tonga, Nesrin Aslan,  Esra Uluz,  Tarihi Sevdirme Yöntemleri semineri verdi.

Sihirli Tarih Eğitim Organizasyonu’nun “Tarihi Sevdirme Yöntemleri” semineri tarih, sosyal bilgiler ve felsefe öğretmenlerinin katılımıyla kültür sanat eğitimlerinin düzenlediği Yüksek Oda’da gerçekleşti. Sihirli Tarih’in kurucusu Pınar Sözer Tonga; Osmanlı ve erken cumhuriyet döneminde tarih dersinde kullanılan materyallerin nasıl kullanıldığını açıklarken çok şaşırtıcı olarak günümüzdeki uygulamalara çok benzer çalışmalar yaptıklarının tespitinde bulundu. Gazete kâğıdı, hamak, patates gibi alakasız bir malzemeyi bile nasıl bir tarih eğitim materyaline dönüştüreceğimizi örneklendirdi. Hangi padişah hiç patates kızartması yememiştir sorusuyla öğretmenleri farklı bir bakış açısıyla düşünmeye yöneltti.

Coğrafi keşiflerden sonra Osmanlı Devleti tarafından öğrenilen patatesi kullanarak, bu tarihten önce görev yapan padişahları düşündürterek, öğrencilere tarihsel süreç bağlantısı kurdurmayı, yaratıcı ders ortamları yaratmayı örneklendirdi. Pınar Sözer Tonga, "Düşünme becerilerini geliştirmemiz için biz, çocukları yönlendirmeliyiz. Materyali onlar yaratmalı ya da verilen materyalin konuyla ilgisini kendileri keşfetmeliler. Böylece kalıcı öğrenme gerçekleşecek" diye konuştu. Türk tarih eğitiminde öğretmenlerin hangi materyalleri hangi yüzde oranlarında kullandıklarının da bilgisi paylaşıldı. 

GÜVEN VE SORUMLULUK

 Finlandiya okullarını gezerek tarih eğitiminin Finlandiya’da nasıl yapıldığı üzerine bir araştırma gezisine katılan Nesrin Aslan, öğrencilerin okulda öğrendiğinin toplumsal yaşama tamamen yansıtılabileceği üzerinde durdu. Sade bir müfredatın iyice sindirilerek öğrenci seviyesine uygun nasıl öğretildiğini orada izlediği derslerden örnekler ile aktardı. Doğa ile iç içe bir eğitimin nasıl olacağını açıkladı. Nesrin Aslan, Finlandiya eğitiminin güven ve sorumluluk temeli üzerine kurulduğunu bu konuları içselleştiren çocukların da büyüdüğünde birbiriyle barışık,  huzurlu saygılı bir toplumsal ortam yarattıklarına dikkat çekti. Bu sunumdan sonra Finlandiya eğitim sistemine ilgi ve merakı artan öğretmenler, Esra Uluz’un sunumuyla da bambaşka bir deneyim yaşadılar.

TEKNOLOJİDEN YARARLANM

  Esra Uluz, tarih dersinin aslında teknolojinin eğitimde en iyi kullanılacağı derslerden biri olduğuna vurgu yaparak şöyle dedi: "Etkileşimli sunular, online değerlendirmeler yaparak, sanal gerçeklikle tarihi bir mekanın içinde dolaşma fırsatı yaratarak derslerimizi kurgulayabiliriz. Böylece öğrencilerimize deneyim temelli bir öğrenme ortamı sağlayabiliriz." Esra Uluz, katılımcılara padlet ve nearpod uygulamalarını nasıl kullanacaklarını deneyimleterek öğretti. Osmanlı tarihinden verdiği soru örneklerini anında cevaplama, kimin cevapladığının sistemde görünmesi, hangi öğrencinin derse katılımının ne kadar olduğunun ölçümünü de bu sistemde öğretmenlerle birlikte uyguladı. Esra Uluz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kuşak teknoloji çocukları.  Teknolojiden uzak kalarak onlarla iletişim kuramayız. Biz onların dilinden konuşmak zorundayız. Tarihi öğretirken teknolojiden mutlaka yararlanmalıyız." Seminer, alışılmışın dışında uygulamaya dayalı ve uygulama örneklerinin paylaşıldığı görüntülerle katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi.  Katılımcılar tarafından çok faydalı olduğu belirtildi. 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum