Tarımda etkin su kullanımı ile su tasarrufu

Tarımda etkin su kullanımı ile su tasarrufu

Menemen Ovası başta olmak üzere İzmir yöresi ve ülkemizin farklı bölgeleri son yıllarda önemli düzeyde kuraklık sorunu yaşamaktadır.

Aslında bölgemiz ve ülkemiz için kuraklık, uzun yıllar devam eden bir süreçtir. Ancak gerek bulunduğumuz yöre gerekse ülkemizin farklı bölgelerinde çok ciddi düzeyde yaşanan bu kuraklık nedeniyle bu yıl, ülkemiz barajlarının doluluk oranı geçmiş yıllara göre önemli ölçüde azalma göstermiştir. Bunun nedeni, son yıllarda çok bilinen ve 21. yüzyıla damgasını vurmuş olan “İklim Değişikliği”dir.  

İklim değişikliği, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde “doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik” şeklinde tanımlanmaktadır. Küresel ısınmaya neden olan sera gazları; fosil yakıtların yakılması, sanayi, ulaştırma, yanlış arazi kullanımı, katı atık yönetimi ve tarımsal etkinliklerden kaynaklanmaktadır. Yapılan küresel hesaplamalara göre, doğal sera etkisine ek olarak atmosfere salınan insan kaynaklı suni sera gazı salınımları nedeniyle, küresel karbon dengesi sağlanamamaktadır. Özellikle şehirleşme sayısının ve beraberinde yanlış şehirleşmenin artışı dünyanın yüzey sıcaklığının artmasına neden olmaktadır. Tüm bu etkenler sonucunda dünyada önemli boyutlara ulaşan iklim değişikliği oluşmaktadır. 

İklim değişikliğinin ülkemizdeki olası etkileri incelendiğinde mevcut su kaynaklarımıza ve ülkemiz bitki desenine büyük oranda olumsuz etkisinin olabileceği öngörülmektedir. Günümüzde iklim değişikliğinin ülkemiz bitki desenine henüz ciddi bir olumsuz etkisi ortaya çıkmasa da yapılan çalışmalarda, orta ve uzun vadede çeşitli yörelerdeki bitki desenlerinde kısmen değişime neden olabileceği belirtilmektedir. Buna karşın günümüzde iklim değişikliğinin asıl ciddi boyutlara ulaşan olumsuz etkileri ülkemiz su kaynakları üzerine olmaktadır. İklim değişikliğine bağlı olarak ülkemizin kullanılabilir su kaynakları son yıllarda çok ciddi düzeyde olumsuz etkilenmiş ve barajlarımızdaki su rezervuarında önemli miktarlarda eksilmeler yaşanmıştır. Menemen Ovası başta olmak üzere İzmir yöresi ve ülkemizdeki su kaynakları, bu yıl daha fazla etkilenmiş olup, tarım, sanayi ve evsel su kullanımı çok büyük boyutlarda alarm vermektedir.  

Ülkemizdeki su tüketimine bakıldığında kişi başına düşen yıllık su miktarı 1.430 m3/yıl olarak tespit edilmiştir (DSİ, 2012). Yıllık kişi başına düşen su miktarının, su kaynaklarının korunmasına yönelik gerekli araştırma ve yatırımların yapılmaması halinde, artan nüfus miktarı da göz önüne alındığında, 2030 yılında 1.000 m3/yıl’ın altına düşeceği tahmin edilmektedir (DSİ, 2012). Öte yandan, ülkeleri su varlığına göre sınıflandırıldığımızda; yılda kişi başına düşen ortalama kullanılabilir su miktarı 1.000 m3’ten az olan ülkeler “su fakiri”, 2.000 m3’ten az olan ülkeler “su sıkıntısı çeken”, 8.000-10.000 m3’ten fazla olan ülkeler ise “su zengini” olarak kabul edilmektedir. Ülkemiz su sıkıntısı çeken ülkeler arasında olup DSİ’nin yapmış olduğu tahminlere göre, yukarıda belirtilen durumlar da göz önüne alındığında, 2030 yılında su fakiri ülkeleri arasında olması muhtemeldir. Tüm bu veriler ışığında ülkemizin su zengini olmadığı görülmekte olup kısa ve orta vadede gerekli önlemlerin alınması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. 

Menemen Ovası’nda tarımın yoğun bir şekilde yapıldığı Menemen ve Foça yöresindeki su kaynaklarının bakıldığında 2018 yılı Menemen Ticaret Odası’nın verileri ve kullanılabilir mevcut su kaynakları ile mevcut nüfusa (Menemen ve Foça İlçeleri) göre yıllık kişi başına düşen su miktarının 1280 m3 civarında olduğu görülmektedir. Buna göre, Menemen Ovasında bulunan bazı yörelerde de su sıkıntısı yaşanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde yaşanan iklim değişikliği kaynaklı su sıkıntısı, 2020 yılı kadar ciddi boyutlarda olmasa da daha önceki yılları da kapsamaktadır. Diğer yandan, 2030 yılında su fakiri ülkeler arasına gireceğimiz tahmin edildiğinde başta bulunduğumuz yöre olmak üzere ülkemizde tarımsal üretimin yoğun yapıldığı tüm yerlerde su sıkıntısı büyük bir problem olacaktır. Bu yüzden, ülkemizin yaşaması muhtemel su fakirliği konusunun ivedi ile ciddi bir şekilde ele alınması ve konuyla ilgili gerekli bilimsel çalışmaların daha fazla yapılmasına yönelik yatırımlar gerekmektedir.  

Ülkemizdeki su kaynaklarının kullanım dağılımına bakıldığında, mevcut su kaynaklarının %70’inin tarımda, %20’sinin endüstride ve %10’unun ise evsel olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu sonuca göre su kaynaklarının kullanımında en büyük payı %70 ile tarımsal kullanım almaktadır. Bu nedenle, suyun etkin kullanımında en öncelikli olarak tarımda kullanımı üzerinde durulması gerekmektedir. Tarımda etkin su kullanımı için öncelikle mevcut veya yapılması planlanan tüm açık kanal-kanalet sistemleri yerine kapalı borulu sistemler tercih edilmelidir. Diğer yandan, tarımda etkin su kullanımı için uygulanan geleneksel yüzey sulama yöntemleri yerine damla ve yağmurlama gibi basınçlı sulama yöntemlerinin tercih edilmesi teşvik edilmelidir. Bunun yanında, tarımsal sulamada ileri teknoloji kullanımı ve su hasadı konularında çalışmalara duyulan ihtiyaç da günümüz koşullarında kaçınılmazdır. Dünya ile rekabet edebilir kalitede ve miktarda tarımsal üretimi verimli su kullanımı ile elde edebilmenin yolu sulama teknolojilerinin ülkemiz tarımında en kısa sürede uygulamaya başlanmasıdır. Bu bağlamda, tarımsal sulamada ileri teknoloji sulama tekniği olan hassas sulama kullanılmalı ve bu tip teknolojik çalışmaların tarımsal kullanımı teşvik edilerek kullanılan su miktarından tasarruf sağlanmalıdır. Üniversiteler ve Araştırma Enstitüleri, tarımsal üretimde suyun en etkin şekilde kullanımı üzerine yapılacak uygulama, araştırma ve geliştirmeye yönelik bilimsel çalışma konusunda teşvik edilmelidir. Diğer yandan, tarımda etkin su kullanımının en önemli konularından birisi de yapılan teknolojik çalışmaların çiftçiler tarafından öğrenilmesi ve uygulanmasıdır. Bu bağlamda, yurtdışı modeller örnek alınarak, çiftçilerin mevcut ve gelecekte karşılaşabilecekleri sorunların çözümünde etkin rol alabilecek, yalnız sulama konusunda değil tüm tarımsal faaliyetler konusunda çözüm odaklı, çiftçiler ile alanındaki araştırma enstitüleri ve üniversiteler arasında köprü rolü oynayan, tüm paydaşları kapsayan, alanında doktoralı, özellikle yurtdışı eğitimi almış ve devlet destekli çiftçi danışmanları (Farm Adviser) sistemi oluşturulmalıdır. Böylece, tarımsal alanda yapılan güncel ve bilimsel çalışmalar kâğıt üzerinde kalmayacak, çiftçilerimizin bu çalışmalardan etkin faydalanması ve ülke ekonomisine katkıda bulunması sağlanmış olacaktır.  

Yaşanan iklim değişiklikleri ve suyun özellikle tarımda etkin kullanılmaması ülkemizde yakın gelecekte su sıkıntısı yaşanacağını, gerekli önlemler alınmazsa gelecekte su fakiri ülkeler arasına gireceğimizi göstermektedir. Bu bağlamda, doğru şehirleşme ile iklim değişikliği önemli ölçüde azaltılırken, sulamada ileri teknoloji kullanımı ile çiftçiler ve teknolojik çalışmalar arasındaki bilgi transferi etkin sağlanmalı, bunun sonucu olarak da su kaynaklarımızda yaşanması muhtemel sıkıntıların önüne geçilmelidir.  

Sonuç olarak, İzmir Bakırçay Üniversitesi Menemen Meslek Yüksekokulu Sulama Teknolojisi Programı olarak tarımda su kullanımının etkin, verimli ve ileri teknolojik yöntemlerle yapılması ile ilgili bilimsel çalışmalarda aktif rol alınması amaçlanmakta olup yakın gelecekte kurulması planlanan Ziraat Fakültesi ile çeşitli uluslararası ve ulusal projelerin sonuçlandırılarak yöremiz ve bölgemiz çiftçilerine büyük katkı sağlanması hedeflemektedir. 

Tarımda daha etkin su kullanımı ile su tasarrufu sağlamak ve barajlarımızın su doluluk oranını yüksek tutmak mümkündür… 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.