Aylar boyunca TEMİZELLER’in gündeme taşıdığı “kanser çetesi” iddiaları, sağlık camiasında yalnızca vicdanları değil, mevzuatı da sarstı. Devlet hastanelerinden özel onkoloji merkezlerine uzandığı öne sürülen hasta yönlendirme zinciri, menfaat ilişkileri, denetimsizlik ve perde arkası sermaye yapıları kamuoyunda infial yaratırken, Sağlık Bakanlığı dikkat çekici bir adım attı. Radyasyon Onkolojisi Hizmetleri Yönetmeliği, 16 Aralık 2025 itibarıyla köklü biçimde değiştirildi.

Bu değişiklik, “rutin güncelleme” denilerek geçiştirilecek türden değil. Eski yönetmelikle yeni düzenleme yan yana konulduğunda, TEMİZELLER’in haberlerinde işaret edilen hemen her başlığa doğrudan dokunan maddeler göze çarpıyor. Sahiplikten denetime, ruhsattan yaptırıma kadar sistemin vidaları belirgin şekilde sıkılmış durumda.

SAHİPLİK YAPISINDA KRİTİK KIRILMA: %51 ŞARTI

Yeni yönetmelikte en çarpıcı düzenlemelerden biri, radyasyon onkolojisi merkezlerinin sahiplik yapısına getirilen “en az yüzde 51 hisse” şartı oldu. Buna göre, mesleğini serbest icra eden bir radyasyon onkolojisi uzmanı tarafından kurulan merkezlerde çoğunluk hissenin mutlaka bu uzmana ait olması zorunlu hale getirildi.

Bu madde, TEMİZELLER’in ısrarla sorduğu “Tabelada doktor var ama ipler kimin elinde?” sorusunun tam karşılığı. Sağlık kulislerinde uzun süredir konuşulan, ancak belgelenmesi güç olan “arka plandaki sermaye – öndeki hekim” modeli, ilk kez bu kadar net biçimde hedef alındı.

FAALİYET İZNİNDEN RUHSATA: KİM, NE ADINA ÇALIŞIYOR?

Eski yönetmelikte merkezler yalnızca “faaliyet izin belgesi” ile tanımlanırken, yeni düzenleme ruhsat kavramını açık ve bağlayıcı biçimde sisteme dahil etti. Artık hangi merkezin kimin adına, hangi hukuki statüyle hizmet verdiği çok daha net izlenebilir hale getiriliyor.

Bu değişiklik, TEMİZELLER’in haberlerinde sıkça vurgulanan “sorumluluk muğlaklığı” sorununa doğrudan temas ediyor. Yeni metin, imza yetkisini ve hukuki sorumluluğu bulanık bırakmayan bir yapı kurmayı hedefliyor.

DENETİMDE YENİ SAYFA: DAHA MERKEZİ, DAHA SERT

Yeni yönetmelikle birlikte onkoloji merkezlerinin denetimi, daha önce atıf yapılan eski usullerden çıkarılarak özel sağlık tesisleri denetim rejimi içine alındı. Denetim formları değişti, kriterler netleşti ve denetimin dayandığı mevzuat güncellendi.

Bu başlık, TEMİZELLER’in en çok üzerinde durduğu sorulardan birine işaret ediyor:
“Bu kadar ağır iddialar yıllarca nasıl fark edilmedi?”

Yeni sistem, “görmedik, duymadık” savunmalarına alan bırakmayan bir çerçeve çiziyor.

YAPTIRIM MERDİVENİ: ARTIK KAĞIT ÜZERİNDE DEĞİL

Yeni düzenleme, yaptırımları da kademeli ve detaylı hale getirdi. Lisans askıya alma, cihaz bazlı faaliyetten men, süreli durdurma ve ihlalin tekrarı halinde daha ağır sonuçlar artık çok daha açık şekilde tanımlanıyor.

Bu, bugüne kadar sıkça eleştirilen “yaptırım var ama işlemiyor” algısına karşı, idarenin elini güçlendiren bir tablo sunuyor. TEMİZELLER’in gündeme getirdiği “göstermelik cezalar” eleştirisinin ardından gelen bu maddeler, tesadüf olarak görülmüyor.

TANITIM VE ALGI YÖNETİMİNE FREN!

Yeni yönetmelikte tabela, tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerine dair detaylı sınırlamalar yer aldı. “Özel” ibaresinin punto büyüklüğüne kadar inen bu düzenlemeler, hasta algısını yönlendiren görsel ve dilsel oyunlara set çekmeyi amaçlıyor.

TEMİZELLER’in dosyalarında sıkça yer bulan “hasta psikolojisi üzerinden yönlendirme” iddiaları düşünüldüğünde, bu başlığın da kritik olduğu görülüyor.

HİZMET ALIMI VE İZLENEBİLİRLİK: ZİNCİR KAĞIT ÜZERİNDE KIRILMAK İSTENİYOR!

Hizmet alımı yoluyla verilen onkoloji hizmetlerinde, tedavi raporlarına hizmeti fiilen sunan merkezin açıkça yazılması zorunluluğu korunmakla kalmadı, kapsamı genişletildi. Böylece “hasta nerede, kim tarafından, hangi cihazla tedavi edildi” sorusu daha net cevap bulabilecek.

Bu düzenleme, TEMİZELLER’in aylarca dile getirdiği “hasta hangi aşamada kime yönlendirildi” sorusunun kayıt altına alınmasını hedefliyor.

TESADÜF MÜ, SONUÇ MU?

Sağlık Bakanlığı cephesinden bu değişiklikler için resmi olarak “TEMİZELLER haberleri nedeniyle” ifadesi kullanılmadı. Ancak zamanlama, içerik ve hedef alınan alanlar bir arada okunduğunda, kamuoyunun zihninde şu soru yankılanıyor:

Bu maddeler bugün yazılıyorsa, dün neden yoktu?

TEMİZELLER’in ortaya koyduğu iddialar, sadece bir haber dosyası olarak kalmadı; sağlık sisteminin en hassas alanlarından biri olan onkoloji hizmetlerinde mevzuatın yeniden şekillenmesine zemin hazırladı.

Şimdi gözler, kağıt üzerindeki bu sıkı kuralların sahada gerçekten uygulanıp uygulanmayacağında. Çünkü mesele yalnızca yönetmelik değiştirmek değil, yıllardır tartışılan karanlık alanların gerçekten aydınlatılıp aydınlatılmayacağı. Temizeller, bu sorunun da takipçisi olmaya devam edecek.

İŞTE YÖNETMELİK