Temizeller ortaya çıkardı: Kanser hastaları üzerinden kirli düzen!
Temizeller Gazetesi ve gazeteci Ahmet Tübcel’in aylar süren araştırması, İzmir’de kanser hastalarının devlet hastanelerinden belirli özel merkezlere sistematik biçimde yönlendirildiği iddialarını tanık anlatımları ve belgelerle gündeme taşıdı.
İzmir’de kanser hastalarının tedavi süreçleri üzerinden yıllarca sürdüğü iddia edilen karanlık yapı, Temizeller Gazetesi ve Temizeller Haber Programı’nın aylar süren titiz çalışmasıyla gün yüzüne çıkarıldı. Usta gazeteci Ahmet Tübcel’in canlı yayında açıkladığı tanık anlatımları ve belgeler, bu iddiaların münferit olaylardan ibaret olmadığını, aksine sistematik ve organize bir düzenin varlığına işaret etti.
Bu dosya, yalnızca sağlık alanında yaşanan idari bir zafiyeti değil, insan hayatına doğrudan dokunan, kamu vicdanını yaralayan bir çürüme iddiasını gözler önüne seriyor.
HABER LİNKİ:
DEVLET HASTANESİNDE BAŞLAYAN SESSİZ YÖNLENDİRME
Tanık anlatımlarına göre süreç, kanser şüphesiyle devlet hastanesine başvuran hastayla başlıyor. Tetkikler yapılıyor, teşhis konuluyor. Ancak tedavinin başlaması gereken noktada, hasta ve hasta yakınlarının karşısına başka bir tablo çıkıyor. “Cihazlarımız dolu”, “bekleme süresi çok uzun”, “özelde daha hızlı başlanır” gibi cümlelerle hastanın zihnine belirsizlik ve korku yerleştiriliyor.
Bu yönlendirmelerin rastlantısal olmadığı, belirli doktorlar üzerinden, belirli özel merkezlere doğru bilinçli bir şekilde yapıldığı iddia ediliyor. Tanıklar, sağlık camiasında hangi doktorun hangi özel merkezle çalıştığının uzun süredir fısıltı halinde bilindiğini aktarıyor.

HASTALAR AYNI ADRESLERE GÖNDERİLİYOR
Dikkat çeken en önemli noktalardan biri, hastaların farklı farklı özel hastanelere değil, sürekli aynı onkoloji merkezlerine yönlendirilmesi. Tanıklara göre bu merkezler, kamu ile yüksek bedelli SGK anlaşmaları bulunan ve hasta başına ciddi kazanç sağlayan yerlerdi.
Hastalar, çoğu zaman devlet hastanesinde tedavinin mümkün olduğu bilgisine dahi sahip olmadan, “daha iyi şartlar” vaadiyle özel merkezlere yönlendirildi. Oysa bu tercihin arkasında iddiaya göre hasta sağlığından çok, kurulan çıkar ilişkileri vardı.
PARA, MENFAAT VE SESSİZLİK
Canlı yayında konuşan tanık, sistemin en karanlık yönünü şu sözlerle anlattı: Doktorlara hasta başına prim ödemeleri, elden dağıtılan paralar, yurt dışı tatilleri ve çeşitli kişisel menfaatler… Bu ilişkilerin yıllarca kimseye çarpmadan sürdüğü iddia edildi.
Tanığa göre ay sonlarında hasta listeleri hazırlanıyor, özel merkez yönetimleri tarafından bu listeler üzerinden ödemeler yapılıyordu. Sağlık sisteminin güvene dayalı yapısı, bu düzenin en büyük kalkanıydı. Çünkü kanser hastası, doktorunun söylediğini sorgulamıyordu.
DEVLET NASIL ZARARA UĞRATILDI?
Tanık anlatımları ve yayın sırasında paylaşılan belgeler, kamu zararının boyutunu da gözler önüne serdi. Devlet hastanesinde sürdürülebilecek bir tedavinin özel merkezlere taşınmasıyla SGK faturalarının katlandığı, bazı işlemlerin şişirilmiş bedellerle devlete fatura edildiği öne sürüldü.
Bu sistemin yıllar boyunca devam etmesi, denetim mekanizmalarının neden işlemediği sorusunu da beraberinde getirdi. Kamuoyu, “Kim gördü, kim sustu, kim görmezden geldi?” sorularının cevabını bekliyor.
TANIK KONUŞTU, TABLO NETLEŞTİ
Canlı yayına kod adıyla bağlanan sağlık çalışanının anlattıkları, iddiaları soyut olmaktan çıkardı. Devlet hastanelerinin içine kadar uzanan özel hastane servisleri, yönlendirme zincirleri ve maddi ilişkiler, ilk kez bu kadar açık şekilde kamuoyuna taşındı.
Tanığın sözleriyle bu tablo, yalnızca bir etik ihlal değil; kamu kaynaklarının sistemli biçimde özel çıkarlara aktarılması anlamına geliyordu.
“BEN TARAFIYIM” DİYEN BİR GAZETECİ
Ahmet Tübcel’in canlı yayındaki duruşu, dosyanın ruhunu özetledi. “Evet tarafım” diyerek çizgisini açıkça ortaya koydu. Devletin, milletin ve kamu yararının tarafında olduğunu vurguladı. Programda adı geçen kişi ve kurumlara açık çağrı yapıldı: Gelin, belgelerle konuşun.
Bu çağrı, Temizeller’in yargı dağıtan değil, soru soran bir gazetecilik anlayışıyla hareket ettiğini bir kez daha gösterdi.
GÖZLER İZMİR İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ’NDE
Yayın sonrası kamuoyunda tek bir beklenti oluştu: Sessizlik mi, soruşturma mı? İzmir İl Sağlık Müdürlüğü başta olmak üzere ilgili tüm kurumların bu iddialara nasıl yanıt vereceği merakla bekleniyor.
Bu dosya, yalnızca bir yayın değil; sağlık sistemindeki karanlık noktaların aydınlatılması için güçlü bir çağrı olarak kayda geçti.
BU DOSYA BURADA BİTMİYOR
Temizeller Gazetesi ve usta gazeteci Ahmet Tübcel, “kanser çetesi” dosyasının devam edeceğini açıkladı. Yeni tanıklar, yeni belgeler ve yüz yüze açıklamalarla dosyanın daha da derinleşmesi bekleniyor.
Şimdiden açık olan bir gerçek var: Bu çalışma, 2025 yılına damga vuran, YILIN GAZETECİLİK HABER DOSYASI olarak anılmaya başladı.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.