Önceki yıllarda konservatuvar okuma imkânının çok daha zor olduğunu söyleyen Ses Sanatçısı Selim Öztaş, “Bir yanım mühendis bir yanım sanatkâr, ama mühendisliği öğrenebilmek için bir çalıştıysam musikiyi öğrenebilmek için beş çalıştım. Okul, her türlü bilgiyi verir, size sanatı nasıl öğreneceğinizi öğretir ama sanatkârlık dışarıdadır. Hocalarınız, nasıl yolunuzu bulacağınız konusunda size fener oluyor. Dışarıda ne olup bittiğini öğrenmek için pazardan geçmeniz gerekir, pazara çıkmadan pazardakilerin fiyatını öğrenemezsiniz. Kendi işinizin ne olduğunu bilemezsiniz. Bu yüzden kendinizi deneyip dürtmeniz gerekir” dedi.

“HALKI ELİNDEN TUTUP SİZE DOĞRU ÇEKECEKSİNİZ”

Söyleşide, 25 senelik sanatkârlık yaşamını, deneyimlerini, anılarını ve karşılaştığı fırsatları anlatan Öztaş, öğrencilere kariyer noktasında hayal kurmalarını ve bunun için çabalamaları gerektiğini nasihat etti. Musikilerin eskisinden daha az tüketildiğini vurgulayan Öztaş, “Az tüketilse de üretin, üretmezseniz deneyimsiz nesiller yetişir. Musikinin kıymetini bilin, sizin öğrenebildiklerinizi başkası istese de öğrenemiyor. Sanatkâr olarak halkı elinden tutup size doğru çekmelisiniz. Koristlik bu işin temelidir. Korolara katılın ve kendinizi geliştirin. Solist olmak için korolara katılmanız önemlidir. Kariyerinizi tamamlamanın üç yöntemi var; icra, yönetim ve eğitim” diye konuştu.

Söyleşide Selim Öztaş ve Öğr. Gör. Seher Dilmaç Meriç, Leyla’nın Öğrencisi adlı eseri birlikte seslendirerek kulakların pasını sildiler. Etkinliğin sonunda Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Özge Gülbey Usta; Selim Öztaş ve Öğr. Gör. Seher Dilmaç Meriç’e günün anısına “Teşekkür Belgesi” takdim etti.