Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

TURKCELL HEDİYE SERVİSİ

Eğer ki birgün Turkcell sizi ararsa, size sürpriz bir hediyemiz var derse o anda telefonunuzu kapatın bir daha da açmayın.

Ben kapatmadım. Konuştum, dinledim hatta hediyesini de kabul ettim. Ve ne oldu bakın okuyun. Ibretlik hikayemi öğrenin.

Bundan 30 ay kadar önceydi. Bir gün telefonum çaldı, açtım Turkcell arıyor.

O anda ofisteydim. Genelde sonra arayın derim. Telefondaki hanımefendi dünya tatlısı sesiyle bana size bir hediyemiz olacak deyince kapatmadım.

Hemen kulaklarımı açıp dinlemeye başladım.

Benim gibi iyi müşterileri için bir hediyeleri olduğunu, ve kendilerinde kalma taahüdü verirsem bu hediyeye sahip olacağımı söyledi. O tarihte bu operatörü kullanalı iki sene oluyordu. Neyim iyi müşteri diye düşünmek aklıma gelmedi tabii o gün. Gelse uyanacaktım belki ama basiretim bağlandı.

Peki dedim, taahhüt ederim zaten başka operatör düşünmüyorum. O halde dedi, size Vestel Venüs marka telefon hediye ediyoruz. Yani hafif hayal kırıklığı olmadı dersem yalan olur. Yine de hediyeye hayır denir mi?

Gelsin dedim, nasılsa bir kullanan buluruz.

Tamam dedi hanımefendi. Çok sevindi bana hediye göndereceği için. Tekrar sordu kapatmadan, şu kadar süre kalma taahüdü veriyormuusnuz? Aylık ödemeniz de internet,konuşma,sms şu kadar olacak şekilde sabitlenecek. Kabul dedim.

Telefonunuz geldiğinde teslim aldığınıza dair evraklar da gelecek onları imzalayıp iletirsiniz dedi. Tabii ki dedim. Mutlu müşteri olarak telefonu kapattım.

Bir süre sonra telefon geldi. Kocaman kullanışsız bir telefon. Piyasa değeri o tarihte 750 TL.

Hediye edeyim dediğim hiç kimse istemedi.

Aradan bir sene geçti. Kendime telefon almaya karar verdim ve mağaza mağaza gezmeye başladım.

Sonunda Turkcell mağazasına girdim, telefonumu beğendim ve almak üzere sözleşmeye oturdum. Satışı yapan hanımefendi bana şu an yeni bir sözleşme yapamayacaklarını hala üzerimde bir kredi göründüğünü söyledi. Bu imkansızdı, zira ben hiçbirşey almamıştım kendilerinden.

Olurdu olmazdı diye biz tartışırken bana ekranı gösterdiler. Ekranda ne göreyim? Bana sürpriz hediye diye yolladıkları telefonu bana satmışlar. Üstelik piyasa değeri 750 TL olan telefon için bana 1476 TL fatura etmişler.onu da bir güzel benim tarifeme yedirmişler. Ben aylık tarife ödüyorum diye ödeyip duruyorum.

Mümkün değil, bu telefon bana hediyeydi dediğimde Turkcell yetkilisinin cevabı daha dehşet oldu.

“Turkcell kimseye hediye birşey göndermez, yanlışınız var.”

Bütün güzel dileklerimi ileterek oradan çıkıp müşteri hizmetlerini aradım.

Derdimi anlattım. Sonuç olarak ben ne duyduğumdan emindim. Bu tarihli konuşmanın ses kayıtlarını istedim. Onu bana veremezlermiş, mahkeme açmam gerekirmiş. Yazdım olmadı, aradım olmadı. Peki dedim, mahkeme istiyorsanız mahkeme açalım.

Derhal tüketici mahkemesine başvurdum. Buradan dava yolu açıldı, mahkeme kendilerinden kayıtları istedi.

Ve sonra komik birşey oldu. elime bir evrak geldi ve bu evrakta mahkemenin bana bir soru sorduğu (şikayete söz konusu hesaplamanın nasıl yapıldığı) ve bu soru için yanıtın 15 gün içerisinde iletilmesi gerektiği ancak dönüş olmadığı için süre aşımından dolayı davanın düşmesine karar verildiği yazıyordu.

Avukat olmadığım için, avukat da tutmadığım için haliyle kendi takibim bu kadar olmuştu.

Turkcell o ses kaydını bana vermemek için herşeyi denemiş ve sonuca ulaşmıştı.

Çevremde bu olayı anlattıkça ne hikayeler duydum hepsi birbirinden beter. Peki ne yaptınız şikayet ettiniz mi diye sorunca cevap da bir klasik Türk insanına yakışan cinstendi. Aman uğraşsam ne olacak, allahından bulsun!

O günden sonra faturalarıma deliler gibi bakmaya başladım. Ve bakınca görmeye başladım.

Mesela 15 TL bir tutar. Bu nedir diye arıyorum. Efendim o bilmemne paketi size tanımlanmıştı, itiraz etmeyince devam etti otomatik olarak.

Ertesi ay bakıyorum  5 TL birşey ücreti. Bu nedir? Işte bu, siz birşeye onay vermişsiniz onun ücreti. Hayır vermedim, çünkü sizin telefonlarınızı artık açmıyorum, nasıl olur??

Yok bu sms gelmiş size, kabul etmiyorum butonunu tıklamadığınız için onay vermişsiniz.

Dehşet bir olay. Legal soygun işte böyle birşey.

Şu taahhüt işi 2 ay içinde bitecek ve ben bu haksızlık şampiyonu operatörden kurtulacağım.

Siz siz olun, sizi aradıklarında bence açmayın. Açarsanız da ağzınızdan çıkanlara çok dikkat edin. Hele ki hediye vereceklerini iddia ederlerse asla inanmayın.

Eninde sonunda hediyeye para ödeyen bir şaşkın olmamak için gözünüzü kulağınızı dört açın.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar