Türkiye'den Libya için barış hamlesi

Türkiye'den Libya için barış hamlesi

Türkiye, ülkedeki aktörleri dışlamadan Libya'da ateşkesin sağlanması ve bunun siyasi bir süreçle ilerlemesi için çabaların devam edeceğini belirtiyor.

Libya'nın doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri darbeci general Halife Hafter'in başkent Trablus'u ele geçirmek için 4 Nisan'da saldırı emri vermesinden sonra uluslararası meşruiyete sahip, BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) birlikleri de karşı operasyon başlattı. Başkent Trablus yakınlarına kadar ulaşan çatışmaların sonlanması için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 8 Ocak'ta ortak açıklamayla Libya'daki tüm taraflara ateşkes çağrısında bulundu. Meşru UMH yönetiminin ardından darbeci Hafter'in de kabul etmesiyle ateşkes 12 Ocak gece yarısı yürürlüğe girdi.

Türkiye, meşru Libya yönetiminin çağrısı üzerine Trablus yönetimiyle 27 Kasım'da imzalanan "Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası"ndan sonra Hafter yönetimini diplomasi masasına oturtmak için çalıştı.

Değişen dengeler, diplomatik sürece hız kazandırdı.

Türkiye'nin diplomatik girişimleri son günlerde Rusya ile yapılan görüşmelerle hız kazandı. Hafter güçleri üzerinde etkisi olan Rusya ile yapılan görüşmeler, öncelikle ateşkesin etkin uygulanmasına yönelik mutabakata varılmasına yoğunlaştı.

Bu amaçla Türkiye'den Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 13 Ocak'ta Moskova'ya giderek Rus mevkidaşları ile görüşmeler yaptı. Bunun yanı sıra Türk heyeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac ve heyetiyle müzakereler yürüttü.

Rusya ise Hafter ve heyetiyle görüştü. Sonuçta ateşkes için bir metin üzerinde uzlaşıya varıldı. Serrac bu metni imzalayıp Türk heyetine teslim etti. Hafter ise sabaha kadar süre istediğini Rus tarafına iletti. Ancak sabah olduğunda Hafter'in bu metni imzalamadan Moskova'dan ayrıldığı açıklandı.

Berlin Süreci'ne destek verildi

Türkiye'nin Libya'da barışın tesisine yönelik çabaları, Rusya ile girişilen diplomasiyle sınırlı kalmadı. Türkiye, ayrıca Almanya ve İtalya gibi ülkelerin girişimiyle Libya konusunda yürütülen Berlin Süreci'ne destek veren ülkelerin başında geldi. Berlin'de düzenlenmesi planlanan liderler konferansıyla Libya konusunun masaya yatırılması ve barış için çabaların yoğunlaştırılması planlanıyordu. Ancak Hafter'in Moskova'da üzerinde uzlaşılan metni imzalamadan ayrılması, Türkiye'nin tepkisine yol açtı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Hafter'in bu şekilde devam etmesi halinde Berlin Zirvesi'nin de bir anlamı bulunmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Türkiye'nin Berlin Süreci'ne desteğini, önceki gün İtalya Başbakanı Guiseppe Conte ile görüşmesinden sonra bir kez daha vurguladı. Erdoğan, Türkiye'nin sürece desteğini, "Bu hafta sonu Berlin'de yapılacak zirve ile ilgili gerek Sayın Putin gerek şahsım gerekse Sayın Conte de Berlin'e katılma noktasında şu anda kararlılığımız var." ifadeleriyle dile getirmişti.

BM'nin çabaları da desteklendi

Türkiye, Rusya ile giriştiği diplomasi ve Berlin Süreci'ne verdiği destekle kalmadı, Birleşmiş Milletler'in (BM) çabalarını da destekledi. Türkiye, Libya'da siyasi sürecin ilerletilmesi ve kalıcı istikrarın sağlanmasına yönelik BM öncülüğünde gerçekleştirilecek kapsayıcı diyalog ve uzlaşı temelli yapıcı çabalara her zaman destek verildiğini her fırsatta ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da yine önceki gün BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame'nin girişimlerini yapıcı şekilde desteklediklerini vurguladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.