Üçlü zirve sonrası İbrahim Kalın'dan kritik açıklamalar

Üçlü zirve sonrası İbrahim Kalın'dan kritik açıklamalar

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamalarda bulundu...

İşte Kalın'ın açıklamalarından satır başları;

S-400'ler savunma amaçlı alınan sistemlerdir. Herhangi bir tehdit oluşturması mümkün değil. Görüşmelerde İran'la ilişkiler de kapsamlı şekilde ele alındı.

'ASTANA SAHADAKİ EN ÖNEMLİ MEKANİZMA'

Astana süreci Suriye krizine çözüm için sahadaki kurulmuş en önemli mekanizma. Cenevre süreci adeta nefesini tüketti. Cenevre sürecinde yaşanan tıkanıklıklar Astana sürecini daha kritik hale getirdi.

Biz Astana'nın Cenevre ile birlikte devam etmesi kararlılığını sürdürüyoruz. Astana'yı Cenevre toplantılarına alternatif olarak görmedik. 

'SAHRA HASTANESİ İÇİN ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR'

Cumhurbaşkanımızın bir teklifi daha oldu. Belli yerlerde Sahra hastanesi kurulması... Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Biz Rusya ve İran ile her türlü işbirliğine hazırız. Bu konuda yakın bir zamanda somut bazı adımların atılmasını da umut ediyoruz.

'OPERASYON DEAŞ İLE MÜCADELEYE ENGEL DEĞİL'

Adil seçimlerin yapılması konusunda da kararlılığımız aynen devam ediyor. Bizim diğer koalisyon ortakları ile ve diğer garantör ülkelerle mutabık kaldığımız noktalardan bir tanesi Suriye'nin tamamının terör unsurlarından temizlenmesidir. PYD/YPG ile yapılan mücadele DEAŞ ile mücadeleye engel değildir. Tam tersine terörle mücadelede tutarlı bir duruşun yansımasıdır. 

'İRAN VE RUSYA'DAN BEKLENTİMİZ REJİME BASKI KURMALARI'

Bu örgütün Suriye'nin belli bölgelerinde kendisine fiili durum yaratmak suretiyle arayış içinde olduğunu biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Doğu Guta'da yaşanan hadiseleri de kendilerine bildirdi. Temennimiz yaşanan çatışmaların tekrar etmemesidir. Bu bölgede gerek ateşkesin sağlanması ve gözetlenmesi gerek insani yardımların ulaştırılması noktasında biz görevimizi yerine getiriyoruz. 9. ile ilgili çalışmalar sürüyor. 4 gözlem noktası kaldı. İran ve Rusya'dan beklentimiz rejim üstünde baskı kurmalarıdır. 

SANATÇILARIN SINIR ZİYARETİ

Kritik dönemlerde, sanatçılarımızın, sporcularımızın diğer kanaat önderlerinin devletimizin yanında durmasından daha doğal bir şey olamaz. Hiç kimse oraya şov olarak gitmedi. Olgun bir şekilde askerlerimizle birlik beraberlik içinde bir akşam geçirdiler. Onlara teşekkür ettiler, şehitlerimizi tekrar yadettik. Bu harekatın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha dünyaya göstermiş olduk. Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı'ndaki başarısını hazmedemeyen çevreler olduğunu gördük. 

KILIÇDAROĞLU'NA SERT TEPKİ

Ana muhalefet lideri bu konuya çok seviyesiz şekilde müdahil oldu. Sanatçılara yönelik ağır ifadeler kullandı. Kore Savaşı'ndan Kıbrıs Harekatı'na, son olarak da 15 Temmuz'a kadar bütün kritik dönemlerde sanatçılarımız, sporcularımız milli bir duyarlılıkla askerimizin, devletimizin yanında olmuştur.

1915'te Çanakkale zaferinden birkaç ay sonra bir grup yazar Çanakkale'ye davet edilir. Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Ağaoğlu, Ömer Seyfettin.. gibi dönemin önde gelen yazarları Çanakkale'ye gitmişlerdir. İstiklal Harbi sürecinde benzer tabloların yaşandığını görüyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün kendisinin sanatçılar ile temas içinde olduğunu biliyoruz.

Onların desteğini aldığını, görüş alışverişlerine bulunduklarını biliyoruz. Müzeyyen Senar gibi, Faruk Nafız Çamlıbel, Halide Edip Adıvar gibi birçok müzisyen, yazar, ressamın katkı sağladığını görüyoruz. 

Anamuhalefet liderinin bu ziyaretten neden bu kadar rahatsız olduğunu anlamakta zorlanıyoruz. Sakil ifadeler kullanarak anamuhalefet lideri aslında kendini küçük düşürmektedir. 

(Ankara'daki Suriye zirvesi) Dünkü zirvenin ortak açıklamasında birinci sayfanın 4. paragrafında buna çok açık bir atıf var. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikleri yaratılmasına dair her türlü girişim reddedilmiştir. Bu bizim PYD/YPG konusundaki pozisyonumuzun diğer ülkeler tarafından da paylaşıldığını teyit etmektedir. Bütün bölge temizlenene kadar da bu harekat devam edecektir. Kapsamının ne olacağını ve ne zaman tamamlanacağına karar verecek olan da Türkiye'dir. 

(Suriye'ye insani yardımlar) Kontrolümüzde olan hem Fırat Kalkanı Harekatı bölgesi hem de Afrin bölgesinde zaten biz yardımları ulaştırıyoruz. Bunlara ilave olarak diğer yerlerde de biz her türlü insani yardımın ulaştırılması ile ilgili hazırlıkları yapmış bulunmaktayız. Bu alanların nereler olacağı, Sahra hastanesi mi mevcut hastanelerin imar edilmesi mi, gibi konuları, AFAD, Kızılay üzerinden planlayacağız. 

KRİTİK 'TEL RIFAT' AÇIKLAMASI

Tel Rıfat konusunda Rusların bize söylediği, YPG/PYD'nin kalmadığı yönünde. Biz bunları teyit edeceğiz. Emniyet tedbirlerini elden bırakmayacağız. Aynı şey Tel Rıfat için de geçerli. Bu konuda Rus mevkidaşlarımızla görüşmeye devam ediyoruz. Önümüzdeki günlerde orada da bir takım hareketler olabilir. 

Münbiç'le ilgili konuştuğumuz ana planın artık hayata geçirilmesi yönünde. Amerikan yönetiminden çelişkili açıklamalar geliyor. PYD/YPG'ye 200 milyon dolarlık bir yardım durduruldu. Diğer taraftan ana partnerimiz olmaya devam edecek diye açıklamalar geliyor. Amerika'nın bir karar vermesi gerekiyor. Suriye'de DEAŞ ile mücadele bitti mi, bitmedi mi? Bizim yaklaşımımız son derece açık. Biz DEAŞ'la mücadelede en ön saflarda bulunmuş bir ülkeyiz. Bizim pozisyonumuz son derece net. PYD/YPG'yi görmezlikten gelmek zaaftır. Münbiç'le ilgili beklentimiz Suriye'deki hedeflerimizle uyumlu olmalı.  

RUHANİ'NİN AFRİN AÇIKLAMALARI

(Ruhani'nin Afrin Suriye yönetimine bırakılmalı açıklaması) Sayın Ruhani, oturumun 1. bölümünde bu konuyu gündeme getirdi ama bizim pozisyonumuz son derece net. Afrin'in güvenliğinin sağlanması öncelikli hedefimiz. Biz bir tehditten kurtulup bir başka tehdit ile karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Şu anda da zaten önemli bir huzur ortamı sağlandı. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.