Ünlü şarkıcı Aslı Güngör Elif Topaloğlu'na konuştu!

Ünlü şarkıcı Aslı Güngör Elif Topaloğlu'na konuştu!

Kalp Kalbe Karşı, Son Öpücük, Aşk Her Şeye Değer gibi hit şarkılarıyla milyonların kalbinde taht kuran İzmir’li sanatçı Aslı Güngör ile son teklisi Meleklerin Yolu’nu ve hayatını konuştuk.

Başarılı bir vokal, müzisyen, besteci ve söz yazarısınız, adeta müzik için doğmuşsunuz, bu yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?

Çok teşekkürler, aslında hepimiz kendimizi biliyoruz bence, neleri sevdiğimizi, neleri iyi yaptığımızı, hangi konulara yatkın ve neler yapmak için hevesli olduğumuzu… Kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum ve hayatı anlatıyorum. Yazıyorum... Hayattaki amacımın kalpleri açmak olduğunu hissediyordum hep. Müzikle de şifa yapıyorum. 

İlk bestenizi hatırlıyor musunuz? Bu kadar başarılı bir sanatçı olacağınızı o zamanlar hissetmiş miydiniz?

Evet, bebekliğimden beri her yerde şarkılar söyleyip insanları eğlendiriyordum. Babam yeni teknolojilere hep meraklıydı ve bebekliğimizden beri şarkılarımızı, şiirlerimizi, konuşmalarımızı kaydettiği kasetlerimiz var. O dönemler için nadirdi bu durum. İlk bestem oralarda bir yerde olmalı. Hem sözü hem müziğiyle tam bir pop şarkı yaptığımda lisedeydim, hayatım ses kaydetmekle geçti. Hepsinin önemli olduğunu biliyordum. Hayatımızda yaptığımız her şeyi göstermemiz ya da yayınlamamız gerekmese de hepsi ilerlememiz için önemli. O şarkı da gerçekten güzel. Evde ara sıra söylerim, gözlerim dolar. O güne dönüyorum her seferinde. Her zaman beğeneceğim şeyleri yapmaya gayret ediyorum. Şarkı yapmak benim için olağan bir şey, kendiliğinden ve iyi yaptığım şeylerden biri. Böyle olduğu için de biliyordum bunu yapmaya geldiğimi. 

Bir süre pek görünmediniz programlarda. Bilinçli bir seçim mi?

Her yerde görünmesem de kendi hayatımın başrolündeyim. Başka önceliklerim vardı. Ben genelde proje yaptığı zaman programlara çıkan biriyim, magazinle ya da gündemle ilgili fikir bildirmek için katılmıyorum programlara. Uygun hissettiğim zaman ve şekillerde elbette davetlere cevap veriyorum. Daha çok işlerimle görünüyorum, kendi kanalımda, sayfalarımda zamanın ruhuna göre paylaşım yapıyorum. İsteyen takip ediyor zaten, arayan, özleyen buluyor. Zamanını daha çok yeni şeyler öğrenmeye adamış bir insanım. Her zaman hareket halinde olamayız, bazı dönemler içe dönüş için uygun. 

TV ve radyo programları da, medya tipleri de, müzik sektörü de hayatımızın her alanı gibi değişiyor. İşlerin aynı yürümesini bekleyemeyiz artık, çok şey değişti. Yeni medya tipleri daha çok vaktimizi ve dikkatimizi çekiyor. Artık herkesin kendi radyosu, kendi tv kanalı, kendi reklam kuşağı, kendi programları, kendi konukları olabilir. İnsanlar ilgi alanlarına göre takipteler artık. Tüm toplumu yakalayacağınız, bir anda herkesi toplayıp şarkılarınızı herkese dinleteceğiniz programlar eskidendi. 

_dsc0220-3-300px.jpg

Piyasayı takip ediyor musunuz?

Türkiye’de yapılan işlere merakım yok. Dinleyici olarak spesifik zevklerim var. Kaldı ki herkes müzik yapabilir, bir gün biri beğenilir yarın başkası… Herkesin becerileri, kapasitesi ve hayalleri farklıdır. Müzik listelerinin iyi müzik dışında bir sürü kriteri var, o yüzden onları da önemsemiyorum. Yaratıcılık ve sanat özgürlük ister. Yaratıcı ve icracı olarak şu dönemde önceliğim kendi projelerim. Kendi hayatımı yaşıyorum, kendi kitabımı yazıyorum. Benim için özgünlük önemli. Sektörde işler nereye giderse gitsin, ben benim. Baz aldığım tek şey ruhum. 

Meleklerin Yolu yıllar sonra beklediğimize değen bir şarkı oldu, sözleri Burcu Güngör’ün, müziği sizin. Onunla sinerjinizi nasıl değerlendiriyorsunuz, müzikal başarılarınız kadar aile ilişkileriniz de iyi midir?

Çok teşekkürler, geri dönüşler çok güzel. Biliyorum ki bir şarkıdan fazlasını istiyorlar, hüznü serbest bırakmaya ihtiyaç duyan ve yeni şarkılar için yolumu gözleyen çok dinleyicim var. Ve sırada bekleyen çok şarkım var. Meleklerin Yolu’nu seçme nedenimiz bir şekilde o yola girmiş olmamız oldu. Demoları dinlettiğimde Mustafa da (menajerim) bunu niye yapmıyoruz ki dedi. Dinleyen herkesin içini ısıttı. Bence bu dönemde umuda ve aşka ihtiyacımız vardı. Düzenlemesini Tansel Doğanay yaptı. Yumuşacık hissettiren bir şarkı oldu bence. Neşeye de, aşka da, mutluluğa da evet diyebiliriz. Şartlar ne olursa olsun mümkün. Burcu benim daima yoldaşım oldu. Çok derin bir bağımız var. Hayatta her konuda hemfikir değiliz, elbette çok farklı yönlerimiz var ve bunu avantaja çeviririz. Daima birbirimizi yüceltiriz, sevgimiz her şeyden güçlüdür. Aile bağlarımız güçlüdür. 

Klipte pembe saçlarınız ve beyaz kostümünüzle gerçekten melek gibiydiniz, kimlerle çalıştınız?

Aydınlık ve sıcak istedim her şeyi. Güneşin altında ve ışıl ışılistedim klibi. Ve bütün işleri yaparken keyif almak da istedim. 

Annem evin stilisti diyebilirim. Yıllardır sahne kıyafetlerimi beraber tasarlıyoruz. Süslü bir aileden geliyorum. Annelerimiz hep dikiş dikerdi eskiden, teyzem modacılara aksesuar tasarlardı. Çocukken ben de başladım bu işlere. Neyi neyle kullanalım, saç-makyaj nasıl olsun mutlaka annemle değerlendiririz. Makyajımı yapan ve beni bu saç örgülerine alıştıran çok yakın arkadaşım Elçin. Fotoğrafları da Mustafa Genç ve Seda Tözenli çekti. Video Yüksel Buldaş. Hepsi ailem gibi, ruhumu bilen ve yanlarında çok rahat ettiğim arkadaşlarım. Klip kurgusunu da Mehmet Hancı ile yaptık, o da sağolsun her klipte yayın öncesi içimin ferah olmasını sağlayan, işini harika yapan bir insan. 

Theta Healing uygulayıcısı olduğunuzu biliyoruz, hayatınızı nasıl değiştirdi, bize biraz bahsedebilir misiniz?

Theta Healing bize kendimizin ve hayatımızın en yüksek potansiyeline ulaşabilmemiz için verilmiş bir hediye. Sezgisellik ve şifacılık bir arada... Hayatlarımızı çoğunlukla bilinçaltımızın yönetimindeki düşünce, his ve davranış alışkanlıkları ile yaratıyoruz. Bunlar bazen sağlığımızı da etkiliyor. Bu durumları istersek değiştirebiliriz. 

Enerji ve şifa teknikleriyle her zaman çok ilgiliydim, çok okurum araştırırım, hep arayıştaydım. Daha iyisinin, daha fazlasının mümkün olduğunu biliyordum. Kendime ve varoluşa dair aradığım cevaplar vardı. Bir gün Begüm Karace’nin Hasan Sonsuz Çeliktaş ile röportajına denk geldim ve işte bu! dedim. Ertesi gün aradım. Begüm Karace aynı zamanda Türkiye’deki tüm Theta Healing kitaplarının çevirmeni. İlk 2 yılda neredeyse tüm seminerleri aldım. Son 1 yıldır da diğer iş yoğunluklarımızın azalmasıyla yakın çevreme yardımcı oluyorum daha çok. Theta Healing de yeni enerjilerle birlikte sürekli güncellenen, ilerleyen bir sistem. Ve ben işin her yönüyle ilgilenen biriyim. Bilimin de DNA hakkındaki yeni keşiflerini, kuantum şifaya dair girişimleri takip ediyorum ve biz insanoğlu; teknoloji gelişmeden önce de bu bilgileri, enerjileri nasıl kullanacağımızı biliyorduk. Çok şükür ki bu dönemde kullanmaya izinliyiz. 

Theta Healing’ i merak eden herkese deneyin diyorum. Elbette deneyimli ve bu yolda uzmanlaşmaya baş koymuş bir uygulayıcı ile çalışmalarını öneririm. Birkaç seminer harfleri tanımak gibi düşünülebilir, temel teknikleri öğrenmenize yarar. Amacına uygun bir seans yapmak daha ileri seminerler, emek, zaman, deneyim ister. Uygulayıcı kendi üzerinde de bolca çalışmış olduğunda ve en yüksek bakış açılarına erişimi olduğunda müthiş farkındalıklarla müthiş sonuçlar alıyoruz. 

Pandemi öncesi sürekli konserler veriyordunuz, bu süreç sizi nasıl etkiledi?

Konser, imza günü, söyleşi… Ne güzel geziyormuşuz… Çok uzun zaman olmuş gibi geliyor. Düşününce; çocukluk anıları gibi tatlı ve zamanı geçti. Eski halini her yönüyle özlüyorum diyemem, çok şey öğrendik geçmişten. Hepimiz değiştik, büyüdük. Yeni enerjilerde daha yüksek yollarla yapacağız bu işleri artık. Yeniyi merak ediyorum. Umut doluyum. 

İsteyerek ya da istemeyerek, içe dönmek sayısız insan için değişim, dönüşüm, ilerleme ve uyanış fırsatı aslında. Bazı alanlarda bunun hediyelerini görmeye başladık ve bazılarını sonradan göreceğiz.  Doğayla çok daha uyumlu yaşamlarımız olacak. Ve kendi doğamızla, sevgiyle… 

Pandemide en çok etkilenen sektör müzik oldu. Bu konuda söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Toplumsal tüm zorluklarda ve üzücü olaylarda ilk etkilenen sanat etkinlikleri. Tölare edilebilir seviyelerdeydi bugüne kadar. Bu kadar uzun bir süre ve fiziksel koşulların değişmesi ise bir devrin kapandığı anlamına geliyor. Hepimizin işlerimizi yapma ve para kazanma şekillerimizi ve hayat amaçlarımızı gözden geçirmeye ihtiyacımız varmış bence. Çok zor olması ani değişiklikler yüzünden. İnsanlar hazırlanma fırsatı bulamadı. Fakat olanı biteni kabul edeceğiz. Eskiye dönmek için direnirsek o ‘eski’ bir daha gelmeyeceği için hayal kırıklığına uğrarız. Hayat sürekli değişiyor zaten. Birkaç değişikliğin üst üste olması bunu sert kılıyor. Öyleyse biz sert olmak yerine esnekliği öğreneceğiz kırılmamak için...Bence herkesin yapabileceği çok iş var. Bir tek kaynaktan beslenebileceğine inanmak gerçekçi değil. Ben yeni yolları görmek için herkesin gözlerini açmasının faydalı olacağına inanıyorum. 

Günlük hayatınız nasıl, sosyal medyada vakit geçirir misiniz? 

İlgi alanlarım üzerine kurulu, şu dönem sakin bir hayat. Güne çocuklarımla başlıyorum, kedi annesiyim. Bahçemizde de çocuklarımız var, sokaktaki hayvanlar için de elimden geleni yapıyorum. Hayvan Hakları Yasasının tüm alanlarda hayvanların özgürce, sağlık ve bütünlük içinde yaşamalarına hizmet edeceği zamanı görmek için sabırsızlanıyorum. 

Sağlıklı yaşam için, Dünya’mızı korumak için yapılması uygun olan çok değişiklik var. Sosyal medyada ilgimi çeken konular bunlar. Hemen her gün bir göz atıyorum. 

Bolca okuyorum ve düşünüyorum. Sürekli notlar alıyorum ve yazıyorum. 

Müzik zaten hayatımın parçası. Bazen şarkılı konuşuyorum. Akustik kayıtlar yapacağız çok yakın zamanda, İzmir’de yapmak için araştırma halindeyiz.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Çok teşekkürler bu keyifli röportaj için.

Yeniliklerle, güzel gelişmelerle yine bir araya gelmek dileğiyle. Herkese sevgiler, teşekkürler…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.