Uzmanı açıkladı! Ebeveynlerden çocuklara psikolojik miras!

Uzmanı açıkladı! Ebeveynlerden çocuklara psikolojik miras!

Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nin Kurucusu Nörolog Mehmet Yavuz, kalıtsal utangaçlık hakkında ebeveynlere önemli bilgiler veriyor.

Utangaçlık genel anlamıyla bireyin bulunduğu ortamda herhangi bir zaman diliminde ilgi odağı olmaktan korktuğu ya da içine kapandığı durumdur. Utangaçlığın birçok sebebi olmakla birlikte aslında altında yatan en büyük sebebi aileden çocuğa yansıyan bir duygu durumu oluşudur. Çocuklar, anne ve babasından miras kalan utangaçlığı olduğu gibi hayatlarına aktarırlar. Dolayısıyla onların sergilemiş olduğu bu davranış bozukluğunu suçlayıcı tavırlarla kızarak, azarlayarak ya da kalabalık ortamlarda rencide ederek değil tam tersi çocuklara güven vererek, destek olarak aşmanız mümkün.

Kalıtsal utangaçlığın değişmesi mümkün mü?

Utangaçlığın ortaya çıkışı kimi zaman kalıtsal nedenlerden kaynaklı olsa da bu değişmeyeceği anlamına gelmez.  Her konuda olduğu gibi bu konuda da çevresel faktörlerin etkisi oldukça büyüktür. Bebeklikten itibaren farklılık gösteren mizaçlar, zaman içerisinde yaşın ilerlemesiyle birlikte çevresel faktörlerin de etkisiyle çocuklarda belli bir karakter olarak yer ediniyor. Bazı çocuklar daha bebekken dahi farklı davranışlar sergileyebilmektedir. Aşırı ses ve gürültüde ani ağlama krizlerine girebilirler. Oysaki bebekler sese karşı duyarlıdırlar ve sese odaklanmayı severler.  Bu da daha bebekken aslında içedönük ya da dışa dönük olacaklarını gösterebilen bir durumdur. 

Çocuğum utangaç mı?

  • Okul hayatına başlamış bir çocuk derste cevabını bildiği bir soruyu dahi cevaplamak istemez,
  • Kolay kolay tahtaya kalkmaz ve öğretmen tahtaya kaldırdığı zaman dahi fazlasıyla heyecanlanıp kızarır,
  • Karşı cinsle iletişim kurmakta zorlanırlar,
  • Arkadaş çevresi zayıftır,
  • Kalabalık ortamlarda sürekli izlendiklerini düşünüp en kuytu köşelerde durmayı tercih ederler,
  • Küçük yaştaki çocuklar yabancı biriyle iletişime geçecekleri zaman ebeveynlerinin arkasına saklanma ihtiyacı duyarlar,
  • Tanımadıkları kişilerin onlarla iletişim kurması sırasında aşırı tepki gösterip ağlayabilirler,
  • Hayır demekte zorlanırlar,
  • Kendilerini ifade etmede güçlük çekerler.
  • Çocuklarınızda bu tür davranışların olduğunu gözlemlediyseniz utangaç olma ihtimali oldukça yüksektir. 

Çocuğum dilini mi yuttun cevap versene!

Ne yazık ki hatalı anne ve baba tutumlarından biri de çocuklarına baskı uygulayarak bu durumu gidermeye çalışmalarıdır.  Klasik ebeveyn ifadelerinden biri olan ‘çocuğum niye utanıyorsun cevap versene’ ye fazlasıyla aşinayızdır.  Elbette çocuk bu davranış karşısında sergilediği tutuma devam etmekte ve hatta durum daha da kötüleşmektedir. Halbuki utangaçlığın kalıtsal olması dahi değişmeyeceği anlamına gelmezken bu tutumlarla çocuklara yaklaşmak onlarda geri dönülmez bir psikolojik etki yaratmaktadır. Çocuklara bu konuda baskı yapmak, kızmak, suçlayıcı tavırlar sergilemek, alaycı davranmak ve ayıplamak mevcut durumu kalıcı hale getirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Zorlayıcı değil, destekleyici olun…

Utangaçlığın kalıtsal olması giderilebilen bir durumken bunu hatalı davranışlarla çok daha zor  hale getirmek çocuğunuzun geleceğiyle oynamaktan başka bir şey değildir. Utangaçlık duygusunun aslında güven kavramıyla da ilişkili olduğunu unutmamak gerekir. Küçük yaşlarda aile fertlerini tanıyan çocuk onlara karşı güven sınırını yıkar ve zamanla yavaş yavaş bu halkayı genişletmeye başlar. Ancak hatalı davranışlar çocukta tam tersi etki yaratarak çevresine karşı net tavırlar alıp uzaklaşmasına neden olur. Dolayısıyla;

  • Çocuklarınıza yeni ortama girdiklerinde alışmaları için zaman tanıyın,
  • Onu her yönüyle bir birey olarak kabul edin ve zorlayıcı olmayın,
  • Hoşuna gidecek aktivitelerde bulunun,
  • Sizden çekinmesine neden olacak tavırlardan kaçının,
  • Özgüvenini pekiştirecek destekleyici şeylere yönelin,
  • Değer verin ve bunu çocuğunuza her anlamda hissettirin,
  • Sosyal becerilerini geliştirmesi için imkan sağlayın,

En önemlisi de çocuğunuzun kendisini mutsuz hissettiğini, içine kapandığını ve sizinle hiçbir şey paylaşmadığını fark ettiğiniz anda siz de destek almaktan çekinmeyin. Çünkü soruna erkenden müdahale edilmesi durumun ciddileşmesine engel olacaktır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.