Uzmanı uyardı! Çocuklarda diş çürüğüne dikkat

Uzmanı uyardı! Çocuklarda diş çürüğüne dikkat

Pedodonti Uzmanı Diş Hekimi Dr. Özge Bektaş, çocuklarda diş çürüğüne neden olan faktörleri açıkladı. 

Ağız ve diş sağlığı sadece büyükler için değil çocuklar için de çok dikkat edilmesi gereken bir sağlık konusu. Beykent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Özge Bektaş da bu anlamda çocuklarda diş çürüğü ve tedavi yöntemlerinin yanı sıra ağız ve diş sağlığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Dr. Bektaş, diş çürüğünün, karyojenik (çürük yapıcı) plak bakterilerinin karbonhidratları fermente etmesiyle oluşan organik asitlerin, dişin mineralize olan mine ve dentin dokularını parçalamasıyla ortaya çıkan enfeksiyöz bir hastalık olduğunu belirterek, ''Dünya genelinde görülen en yaygın enfeksiyöz hastalıklardandır. İlerleyici doğası nedeniyle tedavi edilmediği durumlarda diş ve çevre dokuların enfeksiyonuna yol açtığı gibi genel vücut sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle öncelikle diş çürüğünün başlamadan önceki aşamalarına yönelik ağız hijyen alışkanlıklarının kazandırılması, uygun koruyucu ve önleyici uygulamaların geliştirilmesi; çürük belirtisinin ilk görüldüğü aşamada ise çocuğa ve hastalığın şiddetine uygun bireysel tedavi yöntemleri uygulanmalıdır'' dedi.

Çürüğe neden olan 4 ana faktör

Çocuklarda diş çürüğünün sebeplerine değinen Özge Bektaş, ''Diş çürüğüne neden olan faktörler çocuklarda hem çürüğün başlamasından hem de çürüğün gelişiminden sorumludur. Genetik faktörlerin etkisi olmasına rağmen diş çürüğü esas olarak çevre koşullarından etkilenen kazanılmış bir hastalıktır. Çürük lezyonunun oluşabilmesi için aynı anda karşılıklı olarak birbirini etkileyen 4 ana faktörün bulunması gerekir'' diye konuştu.

Pedodonti Uzmanı Özge Bektaş, birbirini etkileyen bu dört ana faktörü açıkladı:

Dişin çürük oluşumuna yatkın olması

''Çürüğün oluşması için öncelikle, ağız içinde çürüğe yatkın bir dişin bulunması gerekir. Dişlerin çürüğe karşı yatkınlığını artıran faktörler kısaca; dişin yapısal özelliği, dişlerdeki çapraşıklığa yol açan anormal sıralanmalar, dişin gelişimsel bozuklukları ve dişin yeni sürmüş olması şeklindedir''

Plak

“Çürüğün oluşumunda ve ilerlemesinde diş yüzeyinde bulunan mikroorganizmaların oluşturduğu plak önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle özellikle gıda birikiminin yoğun olduğu arka dişlerin birbirleri ile temas ettikleri bölgelerde plak birikimi ve çürük gelişiminin önlenmesi için etkin plak kontrolü (düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımı ile) sağlanmalıdır.”

Karyojenik Gıdalar

“Diş çürüğünün oluşumunda karbonhidratların çürük yapıcı bakteriler tarafından parçalanarak asit ortaya çıkarması etkilidir. Bu nedenle özellikle ara öğünlerde şekerli ve asitli gıdaların tüketilmemesi gerekir. Proteinler ise hem dişin gelişimi sırasında hem de dişler çıktıktan sonra mutlaka tüketilmelidir. Peynir özellikle şekerli gıda tüketimi sonrası dişleri çürüğe karşı korumaktadır.”

“Gıdaların ağızda kalma süresi”

“Yumuşak ve diş yüzeyindeki temizlenemeyen girintili çıkıntılı bölgelere kolayca yapışabilen besin türleri ağız ortamında uzun süre kalmaktadır. Özellikle öğün aralarında atıştırma şeklinde tekrarlanan karbonhidrat içerikli gıda alımı ve bebeklerde gece uykusundan önce/uyku arasında yapılan beslenme bakterilerin diş yüzeyinde çoğalmasına ve çürüğe neden olmaktadır.”

Çocuklarda diş çürüğü nasıl tedavi edilir

Dr. Bektaş, çocuk diş hekimliğinde öncelikli konunun; düzenli ağız bakımı ve plak birikiminin önlenmesi ile hastalığın oluşmadan engellenmesi olduğuna vurgu yaparak, ''Tedavinin geciktiği ve çürüğün ilerlediği durumlarda ise genel olarak ağızda dişin sağlıklı olarak tutulması amacıyla çürüğün temizlenerek uygun materyallerle tedavisinin yapılması, aşırı düzeyde ilerlemiş çürüklerin tedavisi için ise enfeksiyona neden olma riski nedeniyle çekim işlemi yapılması gerekmektedir'' dedi.

Çocukların diş fırçası nasıl olmalıdır

Ağız hijyen eğitiminin çok önemli olduğunu söyleyen Bektaş, “Diş çürüğüne neden olan plağın mekanik olarak kaldırılmasında; fırçalama ve ara yüz temizliği(diş ipi kullanımı) önemli ölçüde yer almaktadır. Plak kontrolüne ilk süt dişinin sürmesiyle başlanmalıdır. Bebeklerin dişleri suyla ıslatılmış bir gazlı bez ile ya da parmak fırçaları ile her beslenmeden sonra mutlaka temizlenmelidir. Çocukların ise kullanacağı diş fırçalarının boyutları yaşlarına uygun, kılları orta sertlikte ve kıl demetlerinin uçları yuvarlatılmış olmalıdır. Çocukların el becerileri sınırlı olduğundan diş fırçasının sapının çocuğun rahatça kavrayabilmesi için geniş olması önemlidir. Elektrikli diş fırçaları daha kısa sürede etkili bir temizlik sağladığı ve çocuğun ağız hijyenine yönelik motivasyonunu artırdığı için önerilmektedir. Ayrıca diş fırçaları düzenli aralıklarla değiştirilmelidir” şeklinde konuştu.

Dişler ne zaman fırçalanmalıdır? Yatmadan önce ağız çalkalamayın

Genel olarak sabah ve akşam günde en az iki kez dişler fırçalanmalıdır” diyerek sözlerine devam eden Bektaş, “Çürük yapıcı besinlerin alınmasından 10 dk. sonra plak pH’ı en düşük düzeye inmektedir. Bu nedenle diş temizliğinin yemeklerden sonra ilk 10 dk. içerisinde yapılması ile çürüğün önemli oranda azaldığı bilinmektedir. Ancak asitli gıdalar (portakal, limon gibi) yenildiği/içildiği durumlarda mine yüzeyini aşındırmamak için dişler 30 dakika sonra fırçalanmalıdır. Yatmadan önce de dişler mutlaka fırçalanmalı ve ağız çalkalanmamalıdır. Çünkü tükürüğün azaldığı uyku durumunda çürük daha kolay oluşmaktadır. Buna ek olarak florür içerikli diş macununun dişler üzerinde kalması dişin çürük oluşumuna karşı direncini artırmaktadır” dedi.

Hangi diş macunu, ne kadar kullanılmalıdır

Ayrıca diş macunu konusunda da tavsiyelerde bulunan Bektaş, “Küçük çocuklarda florürlü diş macunu kullanımında çocuğun yutma riski vardır. Ayrıca ilk 3 sene florozis açısından en kritik dönemdir. Bu nedenle ebeveynler küçük çocuklarda sadece önerilen miktarda diş macunu kullanımı ve 7 yaşına kadar çocukların mutlaka ebeveyn gözetiminde diş fırçalamaları konusunda uyarılmalıdır. Minenin olgunlaşması tamamlandıktan sonra (7-8 yaş) florozis riski yoktur. 6 yaşından sonra yutma refleksi geliştiğinden bu yaştan sonra macunu yutma riski de kalmayacaktır. Florozis riskini önlemek için 3 yaşına kadar sürüntü (0.1 gram diş macunu) şeklinde, 3-6 yaş arası bezelye tanesi kadar( 0.25 gram diş macunu) diş macunu kullanımı önerilmektedir. Eğer çocuğun ağzında çürük yoksa florozis riskini önlemek için 500ppm florür içeren diş macunu kullanılması önerilir. Ancak çocuk 6 yaşından küçük ve ağzında çok sayıda çürük varsa koruyucu amaçla 1000ppm florür içeren bir diş macunu önerilir” diye konuştu.

Bektaş son olarak da çocuklarda diş çürüğü tedavisinde kullanılan yöntemleri şu şekilde sıraladı;

  • Flor uygulaması: Diş yüzeylerine flor içeren preparatların uygulanması ile diş çürüğünün önlenmesi ve hassasiyet problemi olan hastalarda hassasiyetin giderilmesi amaçlanmaktadır.
  • Fissür örtücü uygulaması: Dişlerin çiğneyici yüzeylerinde bulunan derin oluklar, temizlenmesi zor ve çürüğe yatkın bölgelere fissür örtücü uygulanarak çürük oluşumu engellenmeye çalışılır.
  • Kompomer ve kompozit dolgu uygulamaları: Dişlerde bulunan ilerlemiş çürükler, gerekli ise lokal anestezi altında frezler ve/veya el aletleri kullanılarak temizlenir, gereken pulpa koruyucu maddeler uygulanarak diş renginde kompomer/kompozit dolgular yapılabilir.
  • Amalgam dolgu uygulaması: Dişlerin çürük ve zayıflamış kısımları, gerekli ise lokal anestezi ile uzaklaştırılarak kalan diş dokusu amalgam dolgu maddesi ile tedavi edilebilir.
  • Cam iyonomer siman dolgu uygulaması: Koruyucu diş hekimliğinde önemli yeri olan cam iyonomer içerikli dolgu maddeleri diş dokusuna bağlanarak uzun süre flor salınımı ile çürüğü önlemektedir.
  • Kron uygulaması: Çürük lokal anestezi altında uzaklaştırıldıktan sonra kalan diş yapısı dolgu yapabilmek açısından yetersizse piyasada uygun boyutlarda hazır olarak bulunan kronlar yapıştırılarak diş tedavi edilebilir.
  • Amputasyon uygulaması: Derin çürüklü ya da travma nedeniyle kırılmış dişler, çürük ve zayıflamış dokuların lokal anestezi altında uzaklaştırılmasının ardından enfekte kron pulpası (dişin damar ve sinir içeren kısmı) kısmen/tamamen çıkarılarak kalan diş dokusu özel dolgu materyalleri ile örtülenerek tedavi edilebilir.
  • Süt dişi kanal tedavisi uygulaması: İlerlemiş diş çürüğü pulpanın iltihaplanmasına ve aniden başlayan, şiddetli zonklayıcı ağrılara neden olmaktadır. Bu durumda enfeksiyonun şiddetine, çocuğun yaşına ve uyumuna göre kanal tedavisi yapılabilir.
  • Süt dişi çekimi: Diş çürüğü tedavi edilemeyecek şekilde ilerlemişse ve ciddi düzeyde enfeksiyon gelişimine neden olmuşsa gerekli durumlarda antibiyotik kullanılarak enfeksiyon kontrolü sağlanıp ilgili dişin çekimi gerekebilir.
  • Yer tutucu uygulamaları: Süt dişlerinin genelde ilerlemiş çürük nedeniyle erken kaybedildiği durumlarda bu dişe komşu dişler boşluğa kayabilir. Bu durumda yapılan sabit/hareketli yer tutucular ile dişlerin kayması engellenir ve alttan gelecek daimi dişlerin düzgün sürmesi ile ileri dönemde ortodontik tedavi ihtiyacı azalır.
  • Daimi diş kanal tedavisi uygulaması: İlerlemiş diş çürüğü nedeniyle pulpanın iltihaplandığı ve aniden başlayan şiddetli ağrı şeklinde bulgu verdiği durumlarda enfekte pulpa dokusu uzaklaştırılarak kök kanalları uygun dolgu maddesi ile tedavi edilebilir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.