Geçtiğimiz günlerde İzmir Özel Medicana Hastanesi'nin de etkilendiği, İzmir'de gökyüzünün siyah dumana büründüğü yangın, önce kontrol altına alındı, sonra söndürüldü ve en sonunda ise "kim mağdur?" sorusunun cevabı aranılmaya başlandı.

Yangın sonrası ilk yazımda yangından daha çok, yanan şeylerden daha çok bir şeyler anlatmaya çalıştım.

Tabi ki okuyana, okuyabilene ve okuyup da anlayabilene.

Gökyüzündeki siyah bulut kadar, yeryüzündeki siyah lekeyi dile getirmeye çalıştım.

"Hastanenin yanına depo da olsa, fabrikada olsa olmaz.

Depo ya da fabrikanın dibine hastane ise hiç olmaz" dedim.

"İkisi bir arada, yan yana olmaz" dedim.

Yangın raporu, bilirkişi raporu çıkmadan kimse bu konuyla ilgili konuşmasa da, konuşmayı tercih etmese de.

Yazım üzerine yanan deponun sahibi Özgür Dikkaya ile telefonda bir görüşme yaptık.

Anladığım kadarıyla konuyla ilgili önceki yazımızı biraz beğenmiş, biraz da beğenmemişti.

Özgür Bey yaşadığı mağduriyeti anlattı, ben notlar aldım aklıma.

Maddi mağduriyeti çok büyük ama o da herkes gibi can kaybının olmamasıyla teselli edebiliyor kendini.

Yangın esnasında yangını söndürmek için uğraşan çalışanlarını, söndürme çalışmalarını gözyaşları içinde izleyen ekibini anlattı.

Yangının neden çıktığı konusunu uzmanlara bıraksa da, depo ile hastane arasında kalan, hastane çalışanları ve hastane ziyaretçileri tarafından her türlü kağıt, naylon, poşet, tıbbi malzeme ve sigaraların atıldığı 1,5 metrelik boşluktaki şüphesini paylaşmadan edemedi.

Deposundaki malzemeleri saydı ki, eminim şirket kayıtlarında da vardır. Öyle ha dedin mi patlayacak, par dedin mi parlacak maddeler yok.

Bildiğimiz yıpranması zor, yanması daha zor inşaat malzemeleri.

Bu anlatılanlar tabi ki.

Gerçek, raporlarda ortaya çıkar.

Ancak bir gerçek var ki ona rapora bile gerek yok:

Deponun dibine hastane yapılmasına izin verilmesi.

Depo varken sakınca görülmeyip, dibine hastaneye ruhsat verilmesi.

Deponun yanmasından, yanmasının nedeninden daha çok cevabı merak edilen soru bu.

Siyah yangın dumanının siyaha bürüdüğü hastanenin cam yüzeyini 10 dağcı ile bir günde temizlemek ne kadar kolaysa, bu sorunun cevabını vermek de o kadar zor olmasa gerek.

Her yere, her şartta hastane yapılabiliyorsa bu soru da rafta kalsın.

Hastane yapmak isteyenler zamanı gelince raftan alıp kullansın.

Vesselam.