Zor bir dönemden geçerek Türkiye olarak seçime girdik.

Dünyanın büyük afet olarak kabul ettiği depremde binlerce insanımız hayatını kaybetmişken, binlerce insanımız yaralanmışken, milyonlarca insanımız yas halindeyken demokrasiye olan inancımızla, demokrasiye bağlı olan gücümüzde seçime gittik.

Gülmeden, oynamadan, oynatmadan seçim yaptık.

Herkes Türkiye’nin demokrasisine katkı koyabilmek adına, desteklediği aday için sandık başına gitti ve oyunu kullandı.

Seçimin bir versiyonu bitti, diğer versiyonu 28 Mayıs’a, 2. Tura kaldı.

Kimin kazandığına gelince Türkiye olarak hepimiz kazandı.

Sakinlik içinde, birlik içinde, beraberlik içinde, demokrasiye olan bağlılık içinde seçim hakkımızı özgür irademizle kullandık.

Hep birlikte bütün dünyaya beklenenin aksine çok da güzel bir demokrasi dersi verdik.

Seçimin sonuçlarından sonra bazı akıl tutulması yaşayanların deprem mağdurları ve deprem bölgelerinden çıkan oylarla ilgili olarak yaptığı yorumlar, acıkmalar ve hareketler ise insanlık adına hepimizin üzülmesi gereken durunlar yarattı.

Kimisi, deprem bölgesine gönderdiği battaniyenin hesabını sordu, kimisi deprem mağdurlarının yaşamak zorunda kaldıkları durumla alay etti, kimisi de deprem mağdurlarına tehditler gönderdi.

En son dün Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından deprem mağdurlarının kaldıkları yerden çıkmaları konusunda tebligatlar yapması ise bardağı taşıran son damla oldu.

İnsanlığın başladığı yerde her türlü farklılıklar biter.

İnsanlığın başladığı yerde yaşama ve yaşatma hakkı başlar.

Deprem mağduru ailelere kaldıkları yerden ‘Boşaltacaksınız’ diyen insanlıktan nasibini almamış insanlar, ‘Çoluk çocuk biz nereye gideceğiz?’ diyen deprem mağdurlarının bu cümlelerini duyunca oturduğumuz yerden insanlığımızdan dahi utandık.

Deprem insanları mağdur ederken düşüncesine göre ayırt etmeden mağdur ederken, sizler kim oluyorsunuz da, deprem mağdurlarını düşüncelerine göre ayırıp, bu tür muameleyi yapmayı kendinizde hak görebiliyorsunuz.

Sizlere en iyi cevabı Tekirdağ’da yaşayan vatandaşlarımız verir, verecektir elbette ama deprem mağdurlarının her daim yanında olmaya gayret gösteren Türkiye’den ve Dünya’dan bütün insanları adına size o cümleyi sarf etmek istiyorum.

Yazıklar olsun!