Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

Yeryüzü tanrıları

Korkunç zamanlardayız. Her günümüz dehşet haberleriyle dolu.

Olup bitenler o kadar korkunç ki, sanki savaş sonrası talan edilen sokakları anlatan bir film izliyorum.

Hırsızlıklar, şiddet, cinayet, tecavüz, sapıklık, sapkınlık. Yok artık diyeceğimiz bir şey kalmadı çok şükür. Her şey oldu.

Rayından çıkmak teriminin tam olarak gerçeğini yaşıyoruz. Trenimiz raydan çıkmış ve savrula savrula, vura kıra ilerliyor.

Evet her şey korkunç, ürkünç ama bir tek şey var ki, kıyamet.

Sokakta kalan tüm köpekleri toplayıp öldürmek.

Yok öyle uyutmak gibi tatlı terim koyamam bu kelimenin yerine. Öldürmek cinayettir. Ve bu da bir cinayettir.

Uyutmak deyince sempatik mi olduğunuzu düşündünüz?

Ötanazi.

Bizler, felç olmuş, ağır hastalıkla mücadele eden, belki de son günlerini yaşayan köpekleri bile ötanazi yapmayız.

Çünkü, bizler Tanrı değiliz. Tanrıcılık oymamayız.

Hangi sebeple olursa olsun o nefesi biz kesmeyiz, kesemeyiz.

Peki, siz kim oluyorsunuz tam olarak?

Tanrı mı? Kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verdiğinize göre Tanrı olmalısınız. Tanrılığınızı tebrik ederim o halde, hayırlısı olsun.

Düşünün, lakin beyniniz olduğunu varsayıyorum. O halde lütfen düşünün.

Dünya üzerindeki, insana en yakın iki canlıdan biri olan köpeği öldürmeye karar verdiniz.

Sizi gördüğünde kuyruk sallayan, belki kafasını seversiniz diye size türlü şirinlikler yapan bir köpeği ellerinizle öldüreceksiniz.

Çünkü canınız öyle istedi, çünkü sokakta kaç köpek olacağına veya olmayacağına siz karar veriyorsunuz. Tanrı olarak.

Yeryüzü Tanrısı...

Ben veteriner olsaydım eğer, öldürülsün diye bana getirilen köpekleri öldüreceğime işi bırakırdım.

Böyle korkunç bir günaha ortak olmak istemezdim. Ekmek parası da demezdim.

Taş yerdim de o parayı yemezdim.

Hayatımın son anına kadar öldürdüğüm köpeklerin son bakışları gözlerimin önünden gitmezdi.

Siz veterinerler, bu suçun ortağı olmaya hazır mısınız gerçekten?

Çin cumhuriyetinde artan nüfusu kontrol altına almak için tek çocuk şartı koyuldu. Artan nüfusu, hali hazırda doğmuş insanları öldürme planı yapılmadı.

Kontrol altına almak. İşte çözüm buydu.

Bizim yapamadığımız, beceremediğimiz şeyi onlar insanlarına yaptı.

Oysa ki, belediyelerimizin işini yapması halinde kontrolsüz üreme duracaktı. Boş işlerle uğraştıklarından, bu sorunu sorun gibi görmediler.

Hayvan koruma kanunumuz bile yıllardır tozlu raflarda beklemedi mi?

Bu meseleyi hangi yetilili yeteri kadar ciddiye aldı ki, çözüm üretilsin?

Sonra bakarız diye diye bugünlere gelmemizin bütün sorumluları, yıllardır uyuyordunuz. Şimdi çözümü uyutmak dediğiniz cinayetle çözmeye karar verdiniz.

O kan ellerinize bulaştığı anda ömür boyu katil olarak yaşayacaksınız.

İnançlı ülkeyiz, bizim inanışımızda can almak var mı? Kalbi atan canlıyı sebepsiz yere öldürmek var mı?

Tanrıcılık oynamak size keyifli geliyor olsa da, sizi ben uyandırayım.

Siz Tanrı değilsiniz.

Kalbi atan bir canlıyı öldürecekseniz, son nefesinize kadar katil olarak yaşayacaksınız. Milyonlarca lanet alarak ne kadar uzun yaşamayı başarırsanız, o kadar işte...

Önceki ve Sonraki Yazılar