Yetişkin olmakla barışık değil misiniz? Peter Pan Sendromuna dikkat!

Yetişkin olmakla barışık değil misiniz? Peter Pan Sendromuna dikkat!

Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, daha çok erkeklerde görülen Peter Pan Sendromu ilgili önemli bilgiler verdi.

Asla büyümeme arzusu olarak tanımlanabilecek Peter Pan sendromu, ilk olarak 1983 yılında psikanalist Dan Kiley tarafından ortaya konulmuştur. Bu sendrom daha çok yetişkin bir birey olmanın getirdiği sorumlulukların ve görevlerin ortaya çıkmasıyla başlar. Özellikle de 25-40 yaş arası erkeklerde gözükür. Eğer kişi kaçınılmaz olan yaşlanmayı kabullenmez ve yetişkinliğin getirdiği sorumluluklardan kaçarsa mutlu ve verimli bir yaşam süremez.  İnsan ilişkilerinde çok zorlanır ve hatta bir aile kurmayı bile istemez. Kariyerinde ilerlemek için yeterince çalışamazlar, ulaşmak için hiçbir şey yapmadıkları büyük bir hayalleri olabilir.

Peter Pan sendromundan muzdarip kişiler devamlı olarak sorumluluklarından kaçmaya çalışan, hep çocuk kalmak isteyen dolayısıyla büyümeyi reddeden yetişkinlerden oluşuyor. Bu kişiler, tıpkı masalını bildiğimiz Peter Pan gibi yaşamlarını macera peşinde koşarak ve hiç büyümek istemeyerek geçirmeyi tercih ediyor. Evlilik veya çocuk sahibi olma gibi durumlar onlara kaçılması gereken sorumluluklar olarak gözüküyor ve bu bireyler kendilerince daha rahat ve endişesiz hayatlar sürdürmek için, bu sorumluluklardan kaçmanın yolunu genellikle ailelerinin evinde yaşamakta buluyor.

Aşırı korumacı ebeveynler bu sendromun temel sebebi

Sorumluluktan kaçma ve yetişkinliğin getirdikleriyle yüzleşememe daha çok ebeveynlerin çocuklarına karşı aşırı korumacı tutumu sebebiyle ortaya çıkıyor. Bu bireylerin çocukluk dönemindeki bütün sorunları ebeveynleri tarafından çözüldüğü ve sorumlulukları da yine ebeveynleri tarafından karşılandığından, bu kişiler yetişkinliklerinde sorumluluk alma ve problem çözme konusunda eksik kalıyorlar. Bu nedenle, ebeveynleri ile bu denli bağımlı bir ilişki kuran bireyler dış dünyayı tehlikeli olarak algılıyor. Büyümeyi reddediyor.

Peter Pan sendromunun belirtileri nelerdir?

  • Finansal açıdan sorumluluk eksikliği,
  • İstikrarlı bir kariyer inşa etmekte zorlanma,
  • Sürekli başka iş ve hobilerin peşinden koşmak,
  • Hiçbir çaba göstermeden gerçekçi olmayan bir hedefe tutunmak,
  • İnsan ilişkilerine az ilgi gösterme,
  • Gelecekten korkarken, geçmişi özlemle anmak,
  • Başarısızlıklar için başkasını suçlama.

Peter Pan sendromu olan kişiler, sağlıklı ilişkiler kuramıyor

Bu sendrom “bumerang nesli” olarak da bilinen, normal insanların geçtiği belli başlı süreçleri yani okulu bitirme, evden ayrılma, para kazanma, evlenme ve çocuk sahibi olma gibi evreleri tamamlayamayan bireylerde görülüyor. Ev işleri, ekonomik konular, alışveriş gibi sorumluluklar Peter Pan sendromlu bireylere yük olarak geldiğinden, bu bireyler ailelerinin evine dönerek yaşamlarını kaygısız bir şekilde sürdürmeye çalışıyor. Sosyal ilişkilerinde Peter Pan sendromlu bireyler derin ilişki kuramama gibi problemlerle karşılaşırlar. Başka insanların ihtiyaç ve isteklerine karşı duyarsız davranırlar. Buna karşın, bu bireylerin sosyal çevreleri oldukça kalabalıktır ve arkadaşları ile planlanan hiçbir aktiviteyi kaçırmak istemezler.

Aşkı bir sorumluluk olarak görüyorlar

Duygusal açıdan olgunluk yakalayamayan bu kişiler, aşkı da bir sorumluluk olarak görüp çoğunlukla ilişkilerini çıkmaza doğru yönlendiriyor. Bu sendroma sahip erkeklerin çoğu romantik ilişkilerinde genellikle kendilerinde olmayan özellikleri barındıran, güçlü ve sorumluluk sahibi kadınlarla birlikte olmayı tercih ediyor. O güne kadar hayatlarındaki sorumlulukları ebeveynleri tarafından yerine getirilmiş olan bu çocuk-yetişkinler, ilişki içerisinde bir süre sonra partnerlerine anne rolü yükleyip sorumluluklarını karşı tarafa yıkmaya çalışıyor. Ve belli bir süre sonra bu rutin, ilişkide yalanların ve ihanetlerin kapısını aralamaya başlıyor.

Peki, ne yapılmalı?

Eğer yakınlarınızda birinin Peter Pan Sendromuna sahip olduğunu düşünüyorsanız, dikkatli davranın. Bu noktada Peter Pan sendromuna sahip erkeklerin kendi bireyselliklerini kazanabilmesi için öncelikle ailelerinin ve partnerlerinin tutumu son derece önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarının artık bir yetişkin olduğunun farkında olup çocuğunun sorumluluklarını üstlenmekten vazgeçmesi çok önemlidir. Bu erkekler evliyse veya bir romantik ilişki içerisindelerse, partnerlerinin de benzer tutumu sergileyip anne kimliğine bürünmeyi bırakıp karşı tarafın sorumluluklarını yerine getirebilecek bir birey olduğunu hissettirecek davranışlarda bulunmaları gerekir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.