Son yıllarda cam heykel çalışmalarıyla tanıdığımız Nilgün Dicle, bu sergide hayvanlardan oluşan küçük boy heykellerini fabl tadıyla konuşturuyor. Nilgün Dicle çalışmalarını şu sözlerle tanımlamış: “Antik çağın mitolojilerinde dillenen  hayvanların küçüklüğümüz masallarına kadar uzanan öyküleriyle büyüdük. Kendimi bildim bileli, bizlerin tanımladığı anlamda bilinçleri olmasa da, hayvanların kendi aralarında bir iletişimleri olduğunu düşündüm.  Özellikle evcilleştirdiklerimiz sanki bizimle konuşurlar. İnsansa tüm dünyayı kendi malı gibi görüp yaşadığı gezegenin bitki ve hayvanlarını yok etme peşinde.  Hayvanların kirlettiğimiz çevre nedeniyle yaşadıkları sıkıntıları yanısıra insani  sorunları da  yükleyip onları dillendirdim.  Fabllar yazdım, dinler misiniz?”

Oğuz Dicle, eşi gibi hekim sanatçılarımızdan.  1978 yılında başladığı çizgi çalışmalarından seçtiklerini, eski çizer arkadaşlarına bir vefa borcu olarak sergilemeyi düşündüğünü ifade eden Dicle, yazısız bir karikatür anlayışını benimsediğini, yaratıcı bir fikir ile buluşan çizginin kendi dili ile bir yandan gülümsetirken, bir yandan da düşündürebildiğini söylüyor. Giderek renk, grafik ve desenin etkisine giren günümüz karikatür sanatının  tersine geleneksel sadeliği ve yalın çizgilerle yapılan karikatür anlayışını benimseyen Oğuz Dicle anlaşılır olmayı da hep önemsedim diyor. 

Dicle çiftinin sergisi 9 Mayısa kadar Karikatür ve Neşe Müzesinde gezilebilir. Müze Pazar-Pazartesi günleri dışında her gün 9-17.00 saatleri arasında gezilebilir.