ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ GENEL KURULUNU YAPTI

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ GENEL KURULUNU YAPTI

Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 28. Dönem Olağan Genel Kurulu 27 Ocak’ta Tepekule Kongre Merkezinde, Seçimler 28 Ocak’ta Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinde düzenlendi.

Genel Kurul'a İzmir Milletvekilleri Kamil Okyay SINDIR ve Atilla SERTEL, TMMOB Yürütme Kurulu Üyesi Turhan TUNCER, CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Uğur Yıldırım, Orman Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Kenan ÖZTAN Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Özhan KAYNARCA ve Jeoloji Mühendisleri Odası zmir Şubesi Kurucu Başkanı Hulusi SARIKAYA katıldı.

 

Genel Kurul Divan Başkanlığı’na Akın BİRDAL, başkan yardımcılığına Gönül Saniye ÖZOK, yazmanlıklara Eliçin BULUT ve Furize TOPAKLI oy birliği ile seçilmiştir.

Genel kurul çalışmalarını ana yönetmelik doğrultusunda sürdürmüştür. Genel kurul iradesiyle hazırlanan sonuç bildirgesinde demokrasi vurgusu, barış talebi, tarım sektörünün içinde bulunduğu olumsuz tablo ve Ziraat, Su Ürünleri ve Tütün Teknoloji Mühendislerinin bu olumsuz tablodan etkilenmesi ön plana çıkmıştır. Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 28. Olağan Genel Kurulu Türk Tabipler Birliğine yapılan uygulamayı haksız bulmaktadır ve ülkede ve dünyada barıştan yanadır.

Sonuç bildirgesinde şunlar ifade edilmiştir:

2016 ve 2017 yıllarında ülkemiz çiftçisi ve meslektaşlarımız zor yıllar geçirdiler

Çiftçilerimizin yüksek girdi maliyetleri düşük ürün fiyatları ve kredi faiz finansman kıskacı altında, küresel iklim değişikliğinden kaynaklı bir yılı geride bıraktığını görüyoruz. Bunlardan sadece çiftçilerimiz değil çiftçilerimize girdi sağlayan tohum, bitki koruma ve gübre bayilerimizde olumsuz etkilenmiş ve sattıkları ürünlerin tahsilatında sıkıntı yaşadıkları için zor günlerden geçmektedirler. Bununda sebebi her yıl devreden olumsuz bakiyelerin katlanarak artmasıdır. 2002 yılında çiftçinin bankalarda takibe düşen kredi borcu 200 milyon TL iken bu rakam 2017 sonu itibariyle 2 Milyar TL’ye ulaşmıştır

 

Tarım sektörüne daha yakından baktığımızda tabloyu daha net görebiliriz. 

16 Yıldır ülkeyi tek başına yöneten AKP 15 yılın sonunda Milli Tarım Politikasını açıklamıştır. İzmir’de açıklanan bu politikanın neresi milli olduğu pek anlaşılamadı. Çünkü bu politikanın açıklandığı yıl olan 2017 yılı Tarımda ithalat cenneti oldu. 27 Haziran’da yayınlanan bakanlar kurulu kararıyla Kırmızı Et, Arpa Buğday ve Canlı Büyükbaş’ta ithalat vergileri %130lardan %26’ya kadar çekildi. Bu yetmedi hemen bir ay sonra Faruk Çelik’in yerine gelen Ahmet Eşref Fakıbaba ile birlikte gümrük vergileri 29 Temmuz kararnamesiyle sıfırlandı. Bu üreticinin çöküşü anlamına geliyordu. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, 2017 yılının ilk 9 aylık döneminde Türkiye ekonomisi yüzde 7.4 büyürken, aynı dönemde tarım yüzde 3.3 büyüdü. Yılın üçüncü çeyreğinde ise ekonomideki büyüme yüzde 11.1 ile rekor kırarken tarımdaki büyüme sadece yüzde 2.8 oldu. Olumsuzluklar bunlarla sınırlı değildi elbette.

Hiçbir zaman yeterli olmayan ve zamanında açıklanmayan Tarımsal destekler 2017’de ilk kez 18 Ağustosta açıklanarak bir gecikme rekoru kırıldı. Tarımsal destekler yine Tarım Kanununun emrettiği Gayri Safi Milli Hasılanın %1’e yaklaşmadı yine %0,6 düzeyinde kaldı. 2002 yılında 94 kuruş olan Mazot 2017 yılı sonun da 5 Tl’yi geçti.

 

2016 ve 2017 yıllarında ülkemiz sosyal siyasi ve ekonomik açıdan da zor günler geçirmiştir. 2016 15 Temmuz’unda yaşanan FETÖ darbe girişimi sonucunda yüzlerce yurttaşımız yaşamını yitirmiştir. Bizim yıllarca karşı çıktığımız ve uyardığımız FETÖ tehlikesini iktidardakiler hizmet hareketi olarak tanımlayıp savunurken geldiğimiz süreçte kendilerinden başka herkesi FETÖ’cü olarak suçlamaktadırlar. Bu kanlı darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü hal sürekli bir yönetim biçimini almış binlerce kamu görevlisi ihraç edilmiştir. Ülkenin yönetim biçimini değiştiren Anayasa değişikliği halk oylaması da OHAL koşullarında yapılmış ve ülke tek adam yönetimine evrilmiştir. Adalet en fazla ihtiyaç duyulan bir gereksinim olmuştur. Tüm bunlar yanında dış politikamızda tüm komşularımızla sorunlu bir hale gelinmiştir. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. Bu nedenle OHAL hemen kaldırılmalı, yargılamalar hızlandırılmalı, FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılarak hesap vermeli ve ülke bir an önce normalleşmelidir. Hem içeride hem dışarıda barış ve huzur ortamı tesis edilmelidir. Ancak barış ve huzur ortamında tüm sorunlarımızı sağlıklı bir şekilde tartışabilir, tarımı, sanayisi vb. sektörleriyle kalkınmış, kalkınmadan elde ettiği geliri adil bir şekilde paylaşan, özgür demokratik bir Türkiye'yi birlikte kurabiliriz.

 

Tarım Bakanlığının mevzuat değişiklikleri ile uygulamaya koyduğu istihdam stratejisi meslektaşlarımızın istihdamında haksız daralma ve hak kayıplarına yol açmıştır. Zootekni bölümü, mezunu meslektaşlarımızın birçok yetkisi elinden alınmış istihdam alanları daraltılmıştır. Tarımsal yapılar ve sulama bölümü mezunu meslektaşlarımızın da, odamızın bu konuda açmış ve kazanmış olduğu davalar olmasına karşın ne yazık ki yetkileri tarım bakanlığı tarafından kullandırılmamaktadır. Yine Bitki Koruma alanına diğer meslek grupları eczacılar kimya mühendisi ve kimyagerler 1950'li yılların kanunları işletilerek dahil edilmiştir. Odamızın tüm bu süreçleri dikkatli bir şekilde takip etmiş gerek mevzuat görüşleri gerek basın açıklamaları ve demokratik tepkileri ortaya koymuş ve mücadele etmiştir. Ancak AKP'nin mutlak iktidarı tüm bu tepkilere kulaklarını tıkamış ve bildiğini okumaya devam etmiştir. Bunun da sebebi ülkedeki demokrasi eksikliğidir. Bu nedenledir ki meslek ve meslektaş hakları mücadelesi aynı zamanda demokrasi mücadelesidir. 

Tüm bunların yanı sıra;

AKP İktidarı uyguladığı rant politikaları önünde engel gördüğü TMMOB ve bağlı odalarını işlevsizleştirmek itibarsızlaştırmak için yoğun bir çalışma içerisine girmiş mevzuat değişiklikleri ile bunu sağlamaya çalışmıştır.

Bu yetmemiş basındaki kalemşörleriyle odalara saldırmaya devam etmiştir. TMMOB ve bağlı odaları bugüne kadar diz çökmemiş bundan sonra da diz çökmeyecektir.

 

Genel Kurulda Birlik ve Dayanışma Grubu, Tarımcılar Elele Grubu ve Dinamik Ziraat Mühendisleri grubun yönetim kuruluna Aday oldu. Kalabalık bir katılımla yapılan seçimlerde Ziraat Mühendisleri 26. Dönem Yönetim Kurulu ve Üst Kurul Delegasyonunu seçti. Yapılan oylama sonucunda 1374 üye oy kullandı ve yönetim kuruluna asılda ve yedekte Birlik ve Dayanışma Grubundan 5, Tarımcılar Elele grubundan 2 kişi girdi.

Oda Ana Yönetmeliğimizin 51 maddesi doğrultusunda Divan Başkanı Akın BİRDAL başkanlığında gerçekleştirilen ilk toplantıda yapılan görev dağılımı sonucunda Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi 28. Dönem Yönetim Kurulu aşağıdaki şekilde oluşmuştur.

basliksiz-2-003.jpg
 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.