TBB’NİN T’Sİ

Haksızlığa karşı durup, başkasının hakkını savunan birine “Sen onun avukatı mısın?” denir. Bu deyim, dilimize durduk yerde yerleşmemiştir. Avukat kimdir sorusuna verilen belki de en güzel cevaptır: Avukat, başkasının hakkını savunan kimsedir. 

Kimdir o başkası? 

İşinden haksız yere atılana işçidir. Keyfi nedenlerle başka ile atanan memurdur. Kocasından dayak yiyen kadındır. Kendisine pay verilmeyen mirasçıdır. Haksız yere suçlanıp tutuklanan, sanıktır. İstismara uğrayan bir çocuğun çaresiz anası babasıdır. Trafik kazasında hayatını kaybedenlerin acılı ailesidir. 

Elbette bu saydıklarımın karşı tarafında bulunanların da avukatı vardır. Çünkü, İDDİA – SAVUNMA – KARAR üçlüsünün SAVUNMA ayağıdır, avukat. Avukat olmadan yargılama olmaz. 

Savcı, Cumhuriyetin savcısıdır. Hakim, millet adına karar verir. Avukat ise vatandaşın avukatıdır. Hakkını arayan, haksızlığa uğrayan vatandaşın, zor durumda yanında duran sadece ve sadece  avukattır. Avukat tutmaktan kasıt da budur. Avukat vatandaşın, zor durumda  tutunacağı daldır. 

24 Şubatta avukatlar, Ankara’ya gidecekler. NEDEN Mİ? Yine vatandaşın hakkını savunmak için. Çünkü;

TBB’nin T’si, yani Türkiye Barolar Birliği’nin, Türkiye’sinin kaldırılma ihtimali var gündemde. Yapılacak düzenleme sadece bununla da sınırlı değil gibi.  Alınan duyumlara göre avukatların, mesleği yapmak için bir BARO’ya kayıtlı olmaları zorunluluğu kaldırılması da gündemde. Buna göre, avukatlar Baro’lar dışında, dernek benzeri örgütlenmeler yapabilecekler (!) Farklı yapılar içinde örgütlenmenin önü açılınca, Baro’ların meslek örgütü olma sıfatı kaybolacak. Tabii ki Barolar Birliğinin de tüm avukatları temsil kabiliyeti. Bunun sonucu olarak da avukatların, sicil kayıtları, CMK ve Adli Yardım uygulamaları gibi kamusal görevleri de muhtemelen Adalet Bakanlığına geçecek. Bu durum, avukatların, yargının bağımsız unsuru olma niteliklerini kaybetmeleri ve Adalet Bakanlığına organik olarak bağlanmaları demek. 

Türkçesi, avukatın vatandaşın avukatı olma niteliğini kaybetmesi demek. Avukatın, müvekkiline, meslek ilkelerine ve bağlı olduğu Baro’ya karşı sorumluluğunun zayıflaması ve türlü kaygılar içinde siyasete göbekten bağlanması demek.  Bu durum, kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin zayıflaması, savunmanın zayıflaması demek. Daha da Türkçesi, vatandaşın tutunacak elindeki son dalın kırılması demek. 

Siyasete bu tarihi hatadan dönün demek için  Ankara’ya gidecek avukatlar. 

Dilerim sağduyu egemen olur ve bu hatadan dönülür. Hepimiz aynı gemideyiz. Adalet herkese her zaman lazım. Günlük hamlelerle yıllanmış kurumları yok etmek akıl karı değil. Hepsinden önemlisi, bugün TBB’nin T’si, yani  “Türkiye” avukatların kalbinde ve aklında silinmez şekilde yazılıdır. TBB yasa ile kurulmuşsa da Türkiye sevgisi genlerimizde kodlanmış haldedir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.