19 MAYIS’IN HATIRLANDIĞI GÜN

Değerli Okurlar;

Geçtiğimiz günlerde, bir yenisini daha geride bırakmış olduğumuz ’19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’; yine son derece büyük bir coşku ile kutlandı. Ata’nın, ‘İstiklâl Harbi’nin kıvılcımını çakmak üzere ‘Bandırma Vapuru’ ile İstanbul’dan hareket ederek, Samsun’a ayak bastığı bu kutlu gün; ‘Bağımsız Türkiye’ye uzanan sürecin de ilk adımı olarak kabûl edilmektedir.

Bilindiği üzere Mustafa Kemâl Atatürk’ün vefâtına yalnızca birkaç ay kala millî bir bayram kimliği kazanan ‘19 Mayıs’ın, söz konusu ulusal kutlama niteliği kazanma öyküsüne kısa da olsa değinerek, bu önemli günü bir kez daha anmak niyetindeyim…

C:\Users\Sefa\Desktop\hfhfhdhd_4177.jpg

 

Millî Bir Bayram Olarak 19 Mayıs’ın Kısa Târihçesi

 

Ülkenin işgâlden kurtulması amacıyla 16 Mayıs 1919 târihinde, ‘Bandırma Vapuru’ ile İstanbul’dan Samsun’a hareket eden Mustafa Kemâl Atatürk, 19 Mayıs 1919’da ayak bastığı ilgili şehirde, Kurtuluş Savaşı’nı da başlatmıştır. Üç yıl süren savaşlar sonunda, ülkenin yabancı güçlerden arındırılmasının ardından, Atatürk’ün Samsun’a varış târihi olan 19 Mayıs günü; Ata’nın isteği üzerine ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak kutlanmaya başlamıştır. 20 Haziran 1938’de, ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ adı ile millî bayramlarımız arasına katılan 19 Mayıs; 7 Mart 1981’de de başına ‘Atatürk’ü Anma’ ibâresi eklenerek, ‘Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak anılmaya başlanmıştır.

C:\Users\Sefa\Desktop\hfhdh_297.jpg

Ayrıca ek bir bilgi olarak ise ilk kez ‘24 Mayıs 1935’ târihinde, ‘Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün girişimleriyle; ‘Atatürk Spor Günü’ adı altında, ‘Fenerbahçe ve Galatasaray’ sporcularının da katılımıyla kutlandığını ekleyebiliriz. Bu etkinliğin amacı, Türk gençliğinin Atatürk’e olan minnet ve sevgisini gösterebilmesiydi…

 

Dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’dan Naklen; 19 Mayıs’ın Hatırlandığı Gün

 

1 Kasım 1927 ile 11 Kasım 1938 târihleri arasında, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘İçişleri Bakanlığı’ vazîfesini icrâ eden ve aynı zamanda Atatürk’ün de en yakın dostlarından biri olan ‘Şükrü Kaya’; 19 Mayıs’ın, Atatürk tarafından ne kadar anlam yüklü bir gün olarak görüldüğü ile ilgili anısını, yıllar önce araştırmacı ve yakın târih yazarı ‘İsmet Bozdağ’a aktarmıştır. Onun anlatımıyla:

‘‘Yıl 1936… Günlerden de 19 Mayıs. Atatürk, Dolmabahçe’de; yanında da ‘Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Seydan ve Nuri Conker’ var. Karşılıklı konuşuyorlar... Birdenbire Atatürk soruyor: ‘Bugün, günlerden ne?’ Diyorlar ki; ‘Salı, Çarşamba’, neyse artık... ‘Ayın kaçı?’ ‘19’u’. ‘Aylardan ne?’ ‘Mayıs’… ‘Ne oldu bugün, söyleyin bakalım?’ diyor, Ata… Düşünüyorlar… 19 Mayıs’ta ne oldu? Düşünüyorlar ama bir türlü o târihte Mustafa Kemâl’in Samsun’a çıktığı akıllarına gelmiyor. Çeşitli tahminlerde bulunuyorlar; ‘İzmir’in işgâlinin üçüncü günü, Ankara Mitingi, İsmet Paşa’nın Lozan’dan Gâzî’ye çektiği telgraf, Haliç Konferansı, İngilizlerle Irak meselesinin konuşulması, Terakkîperver Hürriyet Fırkası’nın kapatılması’...

C:\Users\Sefa\Desktop\jgjjh_9696.jpg

Bozdağ’a göre bu garip tahminlerden sıkılan Atatürk, sonunda; ‘bırakın yâhu bunları’ diyor. ‘Öyle bir şeydir ki; bu, ülkenin kurtuluşudur!’ Yine bulamıyorlar... En sonunda, Şükrü Kaya hatırlıyor; ‘bu, sizin İstanbul’dan ayrıldığınız gün mü?’ diye sorunca, ‘yaklaştın’ diyor Atatürk; ‘Samsun’a çıktığımız gün’… Sonra, ‘asıl yapacağınız bayram bu’ diyor ve sonraki yıllarda, 19 Mayıs târihi, Şükrü Kaya’nın tertîbiyle ‘19 Mayıs Bayramı’ olarak kutlanmaya başlıyor...’’

Esen kalın…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar