23 Haziran sonucu ne getirir? Adem Nakçı yazdı...

23 Haziran sonucu ne getirir? Adem Nakçı yazdı...

"Peki bu hezimetten sonra ne olur? Ak Parti’de nasıl bir süreç yaşanır? Buna bakalım."

Herkesin merakla beklediği üzerine çokça tartışma yapılan İstanbul Seçimleri Cumhur İttifakı’nın hezimeti ile sonuçlandı. Millet İttifakı tarafından 13 bin küsur oy farkla alınan 31 Mart seçimlerinin tekrarında oluşan 806 bin fark Cumhur İttifakı’na “Osmanlı Tokadı” olarak nitelendiriliyor. Peki bu hezimetten sonra ne olur? Ak Parti’de nasıl bir süreç yaşanır? Buna bakalım.

Öncelikle “Ak Parti siyaset dilini yumuşatacak” söylemine katılmadığımı belirterek başlayayım. Geçmişten gördüğümüz örneklerle bunun olmayacağı sabit. Zaten seçim sonrası Ak Parti’nin önde gelen isimleri ve de sosyal medyada “trol” dediğimiz hesapların “Toparlanın, gitmiyoruz” hastagı ve Uhud Savaşı örnekleri bile olayı “sakinlik değil savaş formatı”nda devam edeceğinin en net göstergesidir.

Gelelim Ak Parti Teşkilatı içinde beklenen değişimlere;

Öncelikle İstanbul Teşkilatı’nda büyük bir değişim olacaktır. Görünen o ki; “Kürt Oyları”nın seçimde belirleyici rol alması ve Ak Parti’den CHP saflarına kayması ve Ak Parti içindeki başta Trabzonlular olmak üzere Karadenizlilerin Millet İttifakı adayı Trabzonlu Ekrem İmamoğlu’na oy vermesi sonrası İstanbul’daki Trabzonlu hegemonyası yıkılacaktır. Özellikle Ak Parti’nin oy arttırdığı tek yer olan Esenler İlçesinin Adıyamanlı Belediye Başkanı Tevfik Göksü olması bu değişim için önemli etkendir.

Bu süreçte mevcut yönetim tarafından dışlanan Kürt kökenli vatandaşlarla daha yakınlaşması şarttı doğmuştur. Kürt kökenli vatandaşların seçim kaderini nasıl değiştirdiğini görmemekte ısrar edenler için bu vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı ve Ak Parti’nin kaleleri olarak bilinen Fatih, Eyüp, Tuzla, Zeytinburnu ve Beyoğlu ilçelerine bakılması yeterlidir. Bu ilçelerdeki 31 Mart ve 23 Haziran seçim sonuçlarının kıyaslanması bile Kürt kökenli vatandaşlarla yakınlaşmanın elzem olduğunun en net ifadesi olur.

Bu seçim sonuçlarının gösterdiği en önemli derslerden biri de başkanlık sisteminde kurulan kabinenin yetersizliğidir. Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kullandığı sert ve kavgacı dili (Her ne kadar bazıları kendi tabanını korumak için yapmıştır dese de gereksiz bir asabiyetle yapıldığı düşüncesindeyim), Maliye Bakanı Berat Albayrak, sosyal medyada en çok dalga geçilen konuların başından gelen ekonomik açıklamaları ile gündeme gelmesi, Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli, söylem zayıflığı ver vatandaşta karşılığı olmaması nedeniyle değişimi beklenen isimlerin başında geliyor. Görünen o ki kabine de teknokrat isimlerin yerine vatandaşta karşılığı olan isimlerle değişim yapılacak.

Bu değişim parti MYK’sına da yansır. Özellikle seçim dönemini kötü yöneten en başta Parti sözcüsü olan Tanıtım Medya Başkanı Mahir Ünal, Teşkilat Başkanı olan ve Karadenizliliği ile bilinen Erkan Kandemir, söylemleri ile antipati toplayan Seçim işleri Başkanı Ali İhsan Yavuz, anketlerdeki başarısızlığı ile gündeme gelen Ar-Ge’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kaybeden Mehmet Özhaseki’nin koltuğu ciddi sallantıda görünüyor.

GönderMe1: İstanbul ve Genel merkez bazında yazdığımız bunlar. İzmir’e yansıması ne olur diyorsanız bu kentte d en az 20 ilçe başkanı değişir ve il yönetimine ciddi uyarılar yapılır. Başta ticari hayatları olmak üzere çok göze batmamaları uyarısı kesinlikle yapılacaktır.

GönderMe2: Bu süreçte Ak Partililere, İzmir’de seçim kaybeden isimlerin doğduğu ve doyduğu kenti ikna edemezken İstanbul’da kimi ikna edeceğini hep sordum. Buradan gidip çalışıyoruz diye otel lobilerinde yada yemek masalarında genel başkan yardımcıları ile selfie çektirerek mi seçimi kazanacaktı bu şahıslar? Mutlaka tek tükte olsa çalışan olmuştur onlar üzerine alınmasın ama partinin başta bu isimleri mercek altına alıp buradan güç devşirmeye çalışanları dışarıda tutması gerekiyor.

GönderMe3: Binali Yıldırım ve ekibinin İzmir’deki hegemonyası ciddi sıkıntıya girmiştir. Hadi İzmir’de “Anti AKP” yapısı var diye seçim başarısızlığına kılıf bulundu. Ama İstanbul mağlubiyetine (ki bir değil iki kere) kılıf bulunamaz. Sayın Yıldırım’ın uğradığı bu güç kaybını İzmir’deki ekibinde ciddi sarsıntıya yol açacaktır. Bu ekibin üyeleri saf değiştirirse kimse şaşırmasın

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.