Beden Algısı Moda Mıdır?

Beden Algısı Moda Mıdır?

Diyetisyen Tuğba Günal yazdı; Beden Algısı Moda Mıdır?

Yıllar önce Üniversite 1. sınıfta iken okumuştum sevgili Prof Dr Fahri Işık Hocamın 'Doğa Ana Kubaba kitabını. Tanrıçaların Ege de buluşmasını bilimsel ama bir o kadar da büyülü bir dille anlatırken hocam müstakbel bir diyetisyen olarak Anadolu Tanrıçalarının heybetli duruşlarını güçlerine güç katan obezliklerinden aldıklarını düşünmüştüm. Gerçekten güçlü olmak mıydı obez olmak? Okulda en çok obez olan iri yarı arkadaşlarımızdan çekinmedik mi ve en neşeli olanlar da onlar değil miydi? Tarihe baktığımızda iri yarı 'obez' diye tabir edebileceğimiz ana tanrıça figürlerinden bin yıllar sonra klasik döneme geldiğimizde günümüzün kaslı ideal vücut insanlarına evrildiğimizi bu defa gücü, haşmeti güçlü kasların temsil ettiğini görüyoruz. Günümüz kelimesini kullanırken en kısa geçmişimize son 10 yıla baktığımızda ise ideal vücudun çok daha sıskalaştığını 'Bir dirhem etin, bin ayıp eder hale geldiğini görüyoruz.

Nedir Obezite ?

Tarih boyunca şişmanlık kelimesini herkes farklı tanımlamıştır. Kimi zaman güçlülük, kudret, heybet anlamına gelirken; kimi zaman da doğurganlık, bereket ve bolluk ile beraber anılmıştır. İnsanoğlunun tarih boyunca savaşlar ve göç nedeniyle açlık, kıtlık ve yokluklarla mücadele ettiği düşünülürse böyle bir algının olması doğal görünmektedir. Günümüzde bazı topluluklarda ülkenin alım gücü, teknolojisi, yaygın hastalıklar, su ve gıda kaynaklarına ulaşımın zorluğu gibi nedenlerle açlık ve yokluk devam etmektedir. Ancak; buna rağmen en yaygın hastalıkların başını aşırı beslenme ve obezite çekmektedir. Yani yokluk, yerini tokluğa ve beraberinde getirdiği sağlık sorunlarına bırakmıştır. Günümüzde şişmanlık, kişiye yüklediği ek hastalıklar ve toplumsal sorunlar nedeniyle kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Obezite kısaca, vücutta aşırı miktarda yağ birikmesi olarak tanımlanır. Obezite her toplumun özelliklerine göre de değişim göstermektedir. Toplumun yeme alışkanlıkları, yemek kültürü, coğrafi konumu, çalışma koşulları ve genetik faktörler obezitenin görülme sıklığına etki eden durumlardandır.

OBEZİTE BERABERİNDE:

Gizli şeker (İnsülin Direnci-Hiperinsülinemi), şeker hastalığı (Tip 2 Diabetes Mellitus), yüksek tansiyon (Hipertansiyon), damar tıkanıklığı (Koroner Arter Hastalığı), yüksek kolesterol (Hiperlipidemi), safra kesesi hastalıkları, felç, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, solunum zorluğu, ruhsal sorunlar, menstruasyon düzensizlikler, toplumsal uyumsuzluklar getirir.

OBEZİTE NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Obezite tedavisinin birçok türü vardır. Temel tedavi yöntemleri ise şu şekilde sıralanabilir.
1. Tıbbı beslenme Tedavisi (Diyet tedavisi)
2. Egzersiz Tedavisi
3. Farmakolojik Tedavi (İlaç Tedavisi)
4. Cerrahi Tedavi

OBEZİTEDE NE ZAMAN DİYET, NE ZAMAN AMELİYAT?

Obezite cerrahisi beden kütle indeksi 40 ve üzeri olan, uzman denetiminde tıbbı beslenme tedavisi, egzersiz ve medikal tedavi gibi yöntemlerle zayıflayamayan hastalara uygulanmaktadır. Ayrıca, beden kütle indeksi 35 ve üzerinde olan, buna ek olarak yüksek tansiyon, diyabet, uyku apnesi gibi hayat kalitesini ve süresini etkileyen metabolik sendromu olan hastalara da uygulanabilir. Hangi ameliyatın uygun olduğu zaman ekip tarafından yapılan çeşitli muayene ve tetkikler sonucunda belirlenmektedir. Gücümüzü, iç huzurumuzu, kendimizle barışıklığımızdan alacağımız sağlıklı bir beden algısının önceliğimiz olacağı bir toplumsal algı içinde yaşayacağımız günler dilerim.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.