Bina'dan iş güvencesi çağrısı

Bina'dan iş güvencesi çağrısı

"Eğitim-Bir-Sen'in iş güvencesini yok edecek, esnetecek, değersizleştirecek arayışlara sessiz kalmayacağı, sesini ve sözünü yükselteceği unutulmamalıdır"

Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, "Eğitim-Bir-Sen'in iş güvencesini yok edecek, esnetecek, değersizleştirecek arayışlara sessiz kalmayacağı, sesini ve sözünü yükselteceği unutulmamalıdır" dedi

Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Musa Bina, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyelerine yönelik olarak yürütülen operasyonlara destek vererek, devletin üniter yapısıyla  sorunu olan tüm terör örgütü mensuplarının devlet kurumlarından temizlenmesi gerektiğini belirtti. Suçlulara merhamet etmenin millete ve vatana ihanetle eşdeğer olduğunu açıklayan Bina, bu süreçte kimsenin mağdur durumuna düşmesine de izin vermeyeceklerini ifade etti. Sendika olarak nitelikli çalışmalar ortaya koyduklarını belirten Bina, iş güvencesinin kırmızı çizgileri olduğuna vurgu yaparak, "Eğitim-Bir-Sen’in iş güvencesini yok edecek, esnetecek, değersizleştirecek arayışlara sessiz kalmayacağı, sesini ve sözünü yükselteceği unutulmamalıdır" dedi.

TAVİZ VERMEDİK, VERMEYECEĞİZ

Eğitim-Bir-Sen olarak teröre ve tüm antidemokratik girişimlere karşı tereddütsüz olarak milletin yanında yer aldıklarını ve yer almaya devam edeceklerini açıklayan Bina, "15 Temmuz’da Türkiye bir işgal girişimini bertaraf etti. Bu bakımdan milletin bağımsızlığıyla, devletin üniter yapısıyla sorunu olan terör örgütü mensupları devletin kurumlarından temizlenmelidir. Bu süreci kesinlikle destekliyoruz. Süreci sulandırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Bazı kamu kurumlarında geçmişteki bireysel problemlerden dolayı hesap görmek isteyenler çıkabiliyor. Biz süreci bu şekilde sulandırmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Terörün, ister PKK ister FETÖ olsun, sonuna kadar üzerine gidilmelidir. Bu hainlere merhamet etmek, bu millete, bu vatana ihanet etmek demektir ama bir kişi masumsa ve bu süreçte mağdur duruma düşürülecekse, buna da müsaade etmeyiz. Masumların hakkını her şartta ararız. Bu duruşumuzdan şimdiye kadar taviz vermedik, vermeyeceğiz" diye konuştu.

ÜYELERİMİZİ MEYDANLARA DAVET ETTİK

15 Temmuz darbe girişiminin gerçekleştiği ilk andan itibaren millet iradesinin yanında yer alarak tüm üyeleri meydanlara davet ettiklerini dile getiren Bina, "Eğer 28 Şubat postmodern darbesinde, sendikamız 400 bini aşkın üyesiyle o günlerde var olabilseydi, ülkenin seçilmiş hükümeti darbeyle indirilemezdi. O gün yanlış yerde duranlara hesap sorarak bugünlere geldik. 15 Temmuz’da daha haince ve sinsice gelen darbeciler karşısında, olayın geliştiği ilk anlarda, olayın işgal girişimi olduğunu ifade ederek ilk sesi verdik. Millet iradesinin yanında olduğumuzu bildirdik ve tüm teşkilatımıza, ‘Gün bugündür, zaman bu zamandır, haydi alanlara’ dedik ve İzmir’de 11 bin tüm Türkiye’de 400 bini aşkın üyemizi meydanlara davet ettik. Şükürler olsun ki, yüz akıyla 16 Temmuz’a çıktık" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE İŞGAL GİRİŞİMİNDEN KURTULDU

Türkiye’nin, 15 Temmuz darbe girişimiyle tarihi ve kritik bir dönemeçten geçerek işgalden kurtulduğunu ifade eden Bina, şunları söyledi: "Millet bu süreçte tarihi bir duruş sergiledi. Devletin bir daha zafiyet yaşamaması için her kademede bulunan bütün ihanet şebekelerinin artıklarının temizlenmesi noktasında bir dirayet ortaya konuldu. Milletin bağımsızlığıyla, devletin üniter yapısıyla sorunu olan terör örgütü mensupları devletin kurumlarından temizlenmelidir. Bu süreci kesinlikle destekliyoruz. Bu hainlere merhamet etmek, bu millete, bu vatana ihanet etmek demektir ama bir kişi masumsa ve bu süreçte mağdur duruma düşürülecekse, buna da müsaade etmeyiz. Masumların hakkını her şartta ararız. Bu duruşumuzdan şimdiye kadar taviz vermedik, vermeyeceğiz."

"SENDİKAL HAYATTA DESTANLAR YAZDIK"

Sendika bünyesinde yapılan nitelikli çalışmalara vurgu yapan Bina, "Yaptığımız bütün çalışmalar, sadece dar bir alana sıkışmış çalışmalar değil. Hizmet sendikacılığı diyerek, ücret sendikacılığının yanına bir paragraf açtık. Akademik zeminde rekabeti önemseyen erdemli bir sendikal anlayışla, sendikal hayatta destanlar yazdık. Sadece üyelerimize değil, ülkemize ve kadim medeniyetimize de kazandırdık. Bundan sonraki yolculuğumuz da bu güzergâhta seyredecektir. Eğitim-Bir-Sen, bu ülkede temel hak ve özgürlüklerin temini noktasında, yol açma, yol alma noktasında şimdiye kadar bedenini ortaya koymuş ve ülkenin dönüşümüne en anlamlı katkıyı sunmuştur. Sunmaya da devam edecektir" açıklamasında bulundu.

İŞ GÜVENCESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR

İş güvencesinin kırmızı çizgileri olduğunu belirten Bina, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Kamu hizmetinin sürekliliği söz konusu iken, kamu hizmetlerini yürütenlerin istihdamına yönelik süreklilik yoksa, devletin kamu hizmetleri noktasında asli sorumluluğundan söz edemeyiz. Mevcut kamu personel mevzuatında iş güvencesi, ‘mutlak’ bir çerçeveyle düzenlenmiş değil nispi bir koruma söz konusu. İşinin gereğini yapmayan, kamu görevlisi sıfatının gereklerini yerine getirmeyen, başka saiklerle kamu hizmeti sunumunda görev alanlar açısından, iş güvencesinin mutlak koruma sağlamaz. Aksi halde, devlet memurluğundan çıkarma, meslekten çıkarma cezalarının söz konusu olmazdı. OHAL kapsamındaki kararnamelerle, ihraç işlemlerinin yapılamaması gerekirdi. İş güvencesinin bizim kamu personel mevzuatındaki konumu, ‘amirin istediği zaman işine son vermesi’ şeklinde değil, ‘hukuk kuralları gerektirdiğinde kamu hizmetinin sunumunda görev alamama’ şeklindedir. Bir başka ifadeyle, ‘memur ol, emekli olana kadar maaş al’ şeklinde bir iş güvencesi söz konusu değildir. ‘İşini yapmayan memur’ kavramı, ‘iş yaptıramayan amir’, ‘işini yapmayana gereğini yap(a)mayan amir’ öncülünü gerektirir. Bu açıdan, ‘işini güven içinde ve güvenceye sahip olarak hakkıyla yapan memur’ yerine ‘memuruna güvenmeyen ve güvencesine son veren devlet’ fotoğrafı üretme çabasına bu zeminden bakmak gerekir. İşinin güvencesi olmayan kamu görevlisinin, işini güven içinde yapmasının mümkün olamayacağı gerçeğini görmeme ısrarından vazgeçilmeli. Eğitim-Bir-Sen’in iş güvencesini yok edecek, esnetecek, değersizleştirecek arayışlara sessiz kalmayacağı, sesini ve sözünü yükselteceği unutulmamalıdır."

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.