Sevdiye AKTEKİN

Sevdiye AKTEKİN

“Bir İnsana Başkaları Yanında Verilen Öğüt. Öğüt Değil Hakarettir.”

Merhabalar… Bu hafta sosyal medyada durmadan önümüze düşen bir video hakkında yazmak istedim. Gündüz kuşağının dram ve kaosla beslenen programlarını takip etmeyen biri olmakla beraber bu videoyu defalarca kez izledim.

Esra Erol’un programında 18 yaşında bir kıza söyledikleri günlerdir haber yapılıyor. Videodan anladığım kadarıyla 18 yaşında bir kız kayboluyor. Aile onu ararken kendinden yaşça büyük bir adamla ilişki yaşadığı ortaya çıkıyor. Adamın evinin çatı katında eşi tarafından bulunuyor. Kız programa geliyor ama yüzünü göstermek istemiyor. Ve Esra Erol kızın oradaki tavrı karşısında sözde sinir krizi geçiriyor.

18 yaşında bir çocuğun, gerçekten henüz reşit olmuş bir kızın yaptığı her ne olursa olsun yüzünü göstermeme, konuşmama, açıklama yapmama hakkı var. Evet yaptığı bir hata. Büyük bir yanlış. Bunun doğru olduğunu kimse iddia etmiyor. Öyle bile olsa canlı yayında program sahibi, tanınmış ya da sadece yaşça büyük diye kimse birine bu şekilde bağıramaz, onu yargılayamaz. Çünkü o kız sizin istediğiniz şeyi yapmak ZORUNDA DEĞİL. Yüzünü göstererek yaptığı hatanın bedelini yıllarca ödemek istemiyor olabilir. Biz izleyenler bir yargı mercii değiliz ve bizim kimseyi yargılama hakkımız yok. Kadının kadına, çocuğa şiddetidir bu. Biri sırf hata yaptı diye bu bize onu yerme hakkı veremez. Bu şekilde tüm Türkiye’ye rezil oldum diye canına kıysa bunun sorumluluğunu kim alabilir?

Yardım etmekse amaç, amaç o çocuğa gerçekten bir şeyler öğretebilmekse bu canlı yayında yapılamaz. Öncelikle 18 yaşında bir kız neden böyle bir yol seçmiş, nasıl bir ailede büyümüş, ne gibi bir ruh hali var, bu öğrenilmeli. Ama biz değil uzman bir psikolog, psikiyatrist yapmalı bunu!

Gelelim Esra Erol’un bir kesim tarafından haklı bulunan isyanındaki sözlere.

Aslında söylediklerine benzer şeyler düşünüyorum. Kız ya da erkek her çocuk kendisine değer vermeli. Kendine değer verebilmesi için öncelikle ailesi tarafından koşulsuz sevilmeli, sevildiğini hissedebilmeli, ailesinden korkmamalı. Bence anne-baba olmak demek çocuğumuzu hatalarıyla da sevebilmek demek. Kızınız sevgilisini sizden saklamamalı, evden başka kıyafetle çıkmak zorunda kalmamalı, okul arkadaşlarıyla buluşmaya giderken size yalan söylememeli. Ailesinin ona güvendiğini bilmeli, o da ailesinin desteğine güvenebilmeli. Çünkü biz çocuklarımıza sevildiğini hissettirmeliyiz ki ilk gördüğü sevgi kırıntısına değer görüyorum diye kapılıp gitmesin. Başını okşayan ilk kişiyi beyaz atlı prensi sanmasın.

Esra Erol da buna benzer şeyler söyledi. “Kendinize güzel bir hayat layık görün, kendinize değer verin” dedi. Söyledikleri doğru ama söylenen yer ve mekanla uyuşmuyor. 18 yaşında bir kızın yaptığı hatadan dolayı yüzünü ifşa edip, sonrasında azarlayarak kendisine değer vermesini sağlamaya çalışmak, “Çocuğuma bir tek ben vurabilirim.” demek gibi. Şiddet var ama kendimiz yapınca sayılmıyor. Onu koruyoruz gibi ama aslında canı acıyor.

*Başlıktaki söz Hz.Ali’ye aittir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.