Nurten Ağaçbiçer

Nurten Ağaçbiçer

BİRLİK

Bir’den bize gelen bir çağrı var.

Bu bize içimizde var olan en yakın dostun seslenişi.

Bu sesleniş ne diyor!

“Ey dünya insanları! Birlik çadırı kuruldu. Birbirinize yabancı gözüyle bakmayınız, hepiniz bir ağacın meyveleri ve bir dalın yapraklarısınız!”

Tüm insanlığı tek bir ağaca benzetsek, dünyada ne kadar ulus ve toplum varsa bu ağacın dalları olsa

Ve biz insanlarda meyveler…

Bu gözle baktığımızda çok basit ve yalın bir gerçekle karşılaşmıyor muyuz?

Ne kadar kendimizden ayrı görsek te; Iraklı, Suriyeli fark etmez, dünyanın en ilkel kabilesinden ya da en gelişmişinden biri olsak ta Bir’iz.

Şimdi insanlık olarak bu Bir’lik bilincine en çok ihtiyacımız olduğu zamanlarda değil miyiz?

Her şeyi engellemek mümkündür, ancak zamanın gereği engellenemez!

Zamanın gereği hepimizin bir olduğu gerçeğini anlamak mı?

Nedir bu birlik kavramından anladığımız?

Hangi dinden, inançtan, milletten, renkten olursak olalım hepimiz insanız.

Ne olursak olalım, aynı havayı soluyan, aynı toprakta yaşayan canlılarız.

Farklılıklarımız ayırım sebebi değil zenginliğimiz olmalı.

Bunun anlamını hayatımıza uyguladığımızda savaşlar, nefretler, bütün ayırımlara ne olur? 

Derinliğini anladıysak savaşmak düşüncesi daha büyük bir barış düşüncesine,

Nefret düşüncesi, daha güçlü bir sevgi düşüncesiyle yok edilemez mi?

Bunun da ötesinde yeryüzü sakinlerinin birleşmesi, sosyal evrim sürecinin bir sonraki aşamasıdır.

Sosyal yaşamın ilk başlangıcı aile yaşamının doğuşu ile olmuşsa, bir sonraki aşama kabile birliği olmuş.

Arkasından şehir devlet yapısının açığa çıkması ve sonradan bağımsız ve egemen uluslar…

Şimdi “insanlığın birliği prensibi” bu muazzam evrimin yeni bir aşamasına geçişse,

İnsanlığın toplu yaşamının uzun evrimsel sürecinde, yeni bir dünya medeniyetinin ortaya çıkışı değil midir?

O zaman “insanlığın birliği” kavramı sadece gerekli değil, aynı zamanda kaçınılmaz bir gerçekliktir.

Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki neyin doğru neyin yanlış olduğunu kimseye öğretilemez.

Tanrının bilgisinin yeryüzüne salınmasıyla açığa çıkanlar her kalbe ulaşabilir.

Herkes bunu kendisi ayırt edebilir ve gerçeği serbestçe araştırabilir.

Artık neyin değişip dönüştürülmesi gerektiği çok belli değil mi?

Bir olduğumuz gerçeğini görene kadar acılar çekmeye devam mı edelim.

Bu çağın ihtiyacı olan düşünceler salındı. Onlara bakmak zamanı.

Yeter ki almaya hazır olalım.

Tüm bu yaşananlar İnsanlığa, insan olmak ve Bir’lik çağrısını hatırlatıyor.

Biz bu çağrıya kulak verelim ki…virüs bu işi yapmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum