Nurten Ağaçbiçer

Nurten Ağaçbiçer

Bugün kadınlar günü…sevginin günü.

Bugünle ilgili konuşulacak, yazılacak, söyleşi yapılacak, kapitalist sistem yine kendine yontarak satış arttırmaya yönelik kampanyalar yapıp etkinlikler düzenleyecek. Konuyla ilgili haberler yapılacak. Kadın kuruluşları daha bir farklı seslerini duyurmaya çalışarak bugünü kutlayacaklar. 
Bugünle ilgili benim de katkıda bulunmak istediğim şeyler var…şöyle ki;
Bu dünya sahnesinde oyuncu olarak oynayan iki cins var… Kadın ve erkek.
Biz bunları eril ve dişil enerji olarak ele alalım. Her iki cinsin içinde bu enerjilerden mevcut.
Erkeklerin dengeli eril enerjiyi, kadınların ise dengeli dişil enerjiyi daha aktif kullanılması doğal özümüze uygun olarak yaşaması anlamına gelir. Her iki cinste DNA’larından gelen, fiziksel yapıları, hormonlarından dolayı kendilerine verilmiş enerjileri kullandığında daha mutlu olurlar.
Eril enerji; mantık, analitik ve rasyonel düşünme, eyleme geçme, kararlılık, kontrol, amaç, sonuç, savaş, sertlik, liderlik gibi özellikleri sahipken…Dişil enerjide; sabır, incelik, zarafet, şefkat, affetmek, sakinlik, güzellik, esneklik, barış gibi daha pek çok özellikleri barındırır.
Kadın ve erkeğin birbirlerini tamamlamak üzerine verilmiş özelliklerinin birbirine üstünlüğü yok. Aksine birbirlerini geliştirici, birliği, uyumu, yaşamı anlamlı kılmayı sağlayan rolleri var.
Bugün dünyaya baktığımızda eril enerjinin hakimliğini görüyoruz. Yıkıcı, dengesiz eril enerjinin baskınlığı söz konusu. Yeryüzünde dişil enerji çok uzun süredir, binlerce yıldır zorla baskılanmış, yok edilmeye çalışılmış, dışlanmış, aşağılanmış…Yani kullandırılmamış. Bu dengesizlik nedeniyle dünyamızın bütün dengeleri aşırı derecede bozulmuş durumda.
Bu dengesizlik sonucunda ortaya çıkanlara bakalım. Savaşlar, göçler, açlıklar, insanlar arasındaki iletişimsizlik, sevgisizlik, tecavüzler daha birçokları. Hepsi sağlıksız enerjilerden kaynaklanan yıkımlar.
Kullandırılmayan dişil enerjide neler kaybettiğimizi bilsek! Dişil enerji güzelliğin, sevginin, şefkatin, nezaketin, üretmenin açığa çıktığı yer. Dişil enerji iç dünyamız, duygularımız, sezgilerimiz, yaratıcılığımız. Yumuşaklık, birlik beraberliği sağlayan güzelliğin, aşkın kaynağı. 
Bizim bu özelliklere ihtiyacımız yok mu? Eril enerjinin analitik düşünmesi, hedef koyması, amaca ulaşması, koruyup, kollaması gibi özelliklere nasıl ihtiyaç varsa aynı derecede de dişil enerjinin de sahip olduğu özelliklere hayata geçirilmesine şiddetle ihtiyaç var. Biz birer insan olarak kaliteli, tatmin edici bir hayat yaşamak istiyorsak bu özelliklerin her birine ihtiyaç duyuyoruz. Bu özellikler eşit değerde. Duygusuz, hislerini bilmeyen ve ona değer vermeyen içsel sevgilerine güvenmeyen, içinde şefkat taşımayan bireyler savaşı, yokluğu, açlığı çıkartanlar. Kadının gücünden korkup onu baskılar ve kullandırmazsak bugün yaşadığımız sonuçları elde ederiz.
Bu zamana kadar baskın olan yıkıcı eril enerjinin sonuçlarından toplumdaki herkes zarar gördü. Kadın ve erkek birbirini uyumla tamamlayan ve destekleyen takım arkadaşı olması gerekirken aralarında uçurumlar oluştu. Bu derin uçurumlar eşitsizlik yarattı. Bu eşitsizlik yine dengesiz enerjilerle giderilmeye çalışılıyor. Ama kadın erkek eşitliği savaşarak kazanılmaz. Çünkü savaşmak eril özellik. Kadın sevgide güçlü. Haklarını savaşarak alamaz. Çünkü onun enerjisinde; barış, birlik, beraberlik, adaleti sevgisiyle oluşturmak var. 
Kadınlar bugün kadın olarak haklarını kazanamayacağını düşünerek eril enerjiye geçiyor. Zaten baskın olan yıkıcı eril enerji vardı. Aradaki fark daha çok arttı. Dişil enerjide daha azaldı.
İki enerjinin de dengeye gelmesi için toplumların daha bilinçli olması gerekir. Her birimiz içimizde bahşedilmiş olan özellikleri dengede kullanabilirsek daha mutlu, daha kaliteli hayatlar yaşamaz mıyız?
Bunun sonucu; dengeli aileler…dengeli çocuklar…dengeli toplumlar demek değil mi?
Gezegenimizdeki eril ve dişil enerjiler arasındaki denge bu denli bozulmasaydı, ne doğaya karşı çıkar ne de kendi varlığımıza bu kadar yabancılaşırdık. Severdik birbirimizi…
Bizim çok acil olarak sevmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Binlerce yıldır aktarılan yanlışlıkları zincirleme olarak bugüne taşıdık. Şimdi bu zinciri sevgiyle kırma zamanı.
Kadının en büyük gücü olan SEVGİNİN günü kutlu olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum