MHP geçtiğimiz gün bir yasa tasarısı üzerinde yaptığı çalışmayı açıkladı. 

Bu tasarıya göre, Büyükşehir Belediye başkan adayları, büyükşehrin içinde bulunan ilçe belediye başkanlarıyla birlikte seçime girsin.

Bir de büyükşehirlerde muhtarlıklar kaldırılsın.

İki taraflı yeni sisteme ve yenileşen sisteme daha da yenilik getirmeyi amaçlayan seçilme ve yönetilme tasarısı.

MHP, ilk teklif olan büyükşehir ve ilçe belediye başkanları aynı pusulada seçilsin teklifini gerçekten yerinde buluyorum.

Çıkarsız seçmen olarak biz vatandaşların belediyelerden beklediği tek şey hizmet. 

Büyükşehir başkanı başka partiden, ilçe belediye başkanı başka partiden olunca ister istemez veya bilerek, isteyerek hizmetler aksıyor, adaletsiz şekilde oluyor.

Hizmeti alamayan vatandaşlar olarak bu konuda şikâyetçi olduğumuzda ise, büyükşehir belediye başkanı topu ilçe belediye başkanına, ilçe belediye başkanı topu büyükşehir belediye başkanlığına atıyor.

Hizmet etmek için o göreve oturan iki başkan da, neden hizmet etmediğini birbirini suçlayarak açıklamaya çalışıyor.

Biz vatandaşı ise bu çarpık, çatışma dolu açıklama değil, hizmetin olup, olmadığı ilgilendiriyor. Bu kısmıyla da ilgilenen olmuyor

Küçük ama çok küçük bir ilçede bile belediye başkanı olmaya çalışan kişi, kendisiyle uyumlu çalışacak ekibini önceden belirleyerek seçime giriyor.

Büyükşehir de yaşayan vatandaşlar olarak bizim de, uyumlu şekilde çalışan ve birlikte değerlendirilen bir mahalli idari yapıyı istememiz sanırım çok fazla bir soru ve sorun olmasa gerek.
…

MHP ikinci yasa tasarısında ise muhtarlıkların kaldırılmasını istiyor. Büyükşehir Belediyeleri bünyesindeki. 

E bunda da sonuna kadar haklı bir tasarı.

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, yerel yönetimin fazlalıklarını ve eksikliklerini gerçekten yerinde tespit etmiş.

Büyükşehirlerde muhtar dediğimiz, ayda devletten birkaç bin TL maaş alanlar sadece ve sadece trafik cezaları, banka kartları ve mahkeme tutanaklarının bize ulaşamaması halinde ulaşmış sayılacağı yerler olmuş durumda.

Siyaseten bir etkileri yok. Bir beklentileri de yok ama siyasetin içinde kimseyle kötü olmadan, kimsenin hesap sormadığı, kimseye hesap vermesine gerek olmayan bir müessese olmuş durumda.

Büyükşehir Belediye Başkanı, İlçe Belediye Başkanı, Büyükşehir Meclis üyeleri, ilçe Meclis Üyelerinin olduğu yerde vatandaşın hizmet olarak bir şey istese dahi en son gitmeyi düşüneceği yer muhtarlıklar, en son isteğini gerçekleştirecek yer de yine muhtarlıklar.

Bu kadar atıl durumda ama bu kadar aktif maaş alır durumda muhtarlıkların büyükşehirlerde varlıklarının da bir anlamı yok.

Ben şimdiye kadar İzmir’de bir muhtara gideyim, durumumu anlatayım, o da bir çaresine bulsun diyen ne gördüm, ne duydum.

Çok şikâyeti olan, alıyor eline bilgisayarı, açıyor büyükşehir ve ilçe belediye internet sayfasını, giriyor vatandaşlık numarasını, telefon numarasını isteğini, istemediğini direk görevlisine yazıyor. Üstelik yasa gereği belirli gün içinde cevap alma hakkını kullanarak.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle daha etkin bir yönetim tarzına geçen Türkiye’nin, özellikle büyükşehirlerde bu birleştirme ve ayrıştırmayı yaparak daha güçlü mahalli idareleri de oluşturması gerekir.

Yoksa üstümüz idare eder, altımız idareten olur.