CHP'li Beko:"Covid-19'la hem dünya he de ülkemiz mücadele ediyor. 700 bine yakın insanın öldüğünü biliyoruz. Ülkemizde de yüzlerce insan kaybettik. Korona virüsle mücadele ederken öncelikle kamu çalışanlarına teşekkür ederim.  Geçen ay Çalışma Bakanı bir genelge gönderdi. Genelgede diyor ki Covid-19 bir meslek hastalığı ve iş kazası değildir. Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Çalışma Örgütü, bulaşıcı hastalıklar iş kazasıdır ve meslek hastalığıdır diye kararları vardır. Bu genelgenin bir an önce geri çekilmesini buradan talep ediyorum. Yanlış gönderilen bu genelge sağlık çalışanları kamu çalışanları üzerinde olumsuz etki yaratmıştır. Bu konuda hepimizin elinden gelenin yapılması gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

Geniş tanımlı işsizliğin 10 milyon 500 bini bulduğunu söyleyen Beko:"Bizim gözden kaçırdığımız sokak satıcıları seyyar satıcılar çiçek satıcıları ayakkabı boyayanlar ve buna benzer günübirlik çalışanlar korana virüs döneminde çalışamaz hale geldi. Toplam işsizlik sayısına baktığımız zaman 5 buçuk milyona yakın işsiz vatandaş var.

Düğün salonlarını düşünün, eğlence mekanlarını düşünün. Aylardır iş yapamaz durumdalar. 3 buçuk milyon kişiye kısa çalışma ödeneği verildi. Bu daha çok iş verenlerin hoşuna gitti. Bazısına yüksek bazısına az ödeme yapıldı. Çoğu çalışan asgari ücretin altında maaş alıyor. Kısa çalışma ödeneğini alışkanlık haline getirdiler. Bir ay uzattılar. Bir ay sonra o işçilere ne olacak. Türkiye'nin en büyük kanayan yaralarından biri işsizlik." diye konuştu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'nün raporunu dinleyiciler ile paylaşan Beko şöyle konuştu:"  Dünyayı açlık krizi beklerken Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Gıda Programının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine verdikleri rapor, 2020 Covid-19 salgınıyla küresel açlık krizinin Türkiye'de de yaşanabileceğini belirtiyor. Durum böyleyken AKP Hükûmeti tarafından on sekiz yıl boyunca tarım ithalatına ödenen para bugünkü kurlarla yaklaşık 163 milyara ulaşmıştır. Bunun yanı sıra da ülkemizdeki çiftçi ve köylülerin Tarım Kredi Kooperatiflerine 160 milyar borçları vardır; 5,2 milyar takipte borçları yani icraları vardır.

2006 yılından bu yana, anayasal hakları olan millî gelirin yüzde 1'i yani gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'i çiftçiye ödenmemiştir. Ayrıca, çiftçi ve köylülerin devletten 175 milyar alacağı vardır. Kendi çiftçimiz kan ağlarken 2019 yılında tarımsal ithalata 52,9 milyar TL ödenmiştir."

Beko Çeşme Ildır'daki yangını ve sonrasını şöyle anlattı:"14 Ağustos gecesi Bademler Köyü'ndeydik. Ildır'daki yangın haberini aldık ve hemen yola çıktık. Balıklıova yolundan geçtim. Sağıma baktım soluma baktım. Her yer yangıyor. Kendimi tutamadım, ağlamaya başladım.  Germiyan tarafından bizim siteye geldim. Site boşaltılmış. 5 bine yakın insan tahliye edilmiş. Büyükşehir genel sekreterini aradım. Bakanı aradım. Valiyi aradım. Görüşmediğim kimse kalmadı. Ildır'ın sesi olmak istedim. Orada emeği geçenlere teşekkür ederim. Sabaha karşı kontrol altına alına alındı ama  200 hektarlık alanın tamamı yandı. Bu yangın üzerine bir araştırma yaptık. Gürol porselen bu bölgede rüzgar güllerini kurmak için ÇED Raporu olmadan girişimlerde bulunmuş.  Yangından iki gün sonra Gürol Porselene ait iş makinaları dağlarda çalışma yapıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bir dilekçe hazırladık. "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı olmadığı halde Çevre Kanununun 10. maddesinde yer alan ÇED olumlu kararı olmayan bir proje için izin, ruhsat ve onay verilmeyeceği düzenlemesi gereği 16 Ağustos 2020 tarihinde iş makinalarının bir an önce durdurulmasıyla ilgili  bir dilekçe verdik.  Dolayısıyla biz bunu durdurmuş olduk. "

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, Bergama Kozak Yaylası’ndaki Koza Altın Şirketinin  Bergama ilçe merkezine yakın, yüzde 84’ü ormanlık alanda bulunan ve FETÖ soruşturması kapsamında TMSF’ye devredilen Çukuralan Altın Madeni’nde yapılmak istenen kapasite artırımına ilişkin ÇED olumlu kararına karşı dava açıldığını hatırlatan Beko, “Bu kapsamda İzmir 6. İdare Mahkemesi canlı sağlığı açısından riskli ve yer seçiminin yanlış olduğunu belirterek yürütmeyi durdurma kararı vermiş, mahkeme ÇED olumlu raporunu iptal etmiştir. Kapasite artırımı ile ilgili olarak madenin çevresinde bulunan içme suyu havzaları ve doğal SİT ve mesire alanlarına zarar vereceği vurgulanmaktadır. Ancak şirket yöneticileri kararı temyize taşımış ve Danıştay 14. Dairesi dosyayı inceleyip KOZA Altın Şirketi lehine ÇED iptal kararını bozmuştur. Bu kararla 3’üncü kez kapasite artırımının önü açılmış ve ne yazık ki madenin ömrü 13 yıl daha uzatılmıştır

Bergama'da yüz yıllık ağaçlar kesildi. Çam ağaçları kesildi. Biz oraya defalarca gittik. Eylemler yaptık, Yürüyüşler yaptık hatta Bergama'dan İzmir'e kadar yürüyüş yaptık. Ancak siyanürlü altın arayışı devam etti. Ne oldu peki? Bergama çok mu zengin oldu. Olan yüz yıllık ağaçlarımıza oldu. İzmir'de bir doğa katliamı var"