İzmir’de yaşanan depremin ardından akıllara gelen ilk soru kentsel dönüşüm oldu. Yaşanan depremin ardından ortaya çıkan rakamlar, İzmir'in kentsel dönüşümde sınıfı geçemediğini gözler önüne serdi. Bakanlar Kurulu 2012 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne Uzundere, Ege Mahallesi, Bayraklı Fuat Edip Baksı, Cengizhan ve Alpaslan Mahalleleri, Konak Ballıkuyu, Karşıyaka Örnekköy, Torbalı, Bayındır ile Gaziemir Aktepe ve Emrez Mahalleleri’ni kapsayan 8 bölge için kentsel dönüşüm izni verdi. Sonuç ise tam bir fiyasko oldu. 8 yılda bu bölgelerde dönüşümü planlanan 35 bin konuttan sadece 1000 tanesi yenilenebilmiş durumda olduğu öğrenildi. 8 yılda sadece Uzundere ve Örnekköy'deki dönüşüm projelerinin birinci etapları tamamlanmış. 5 etap halinde yapılacak Uzundere’nin ikinci etabının inşaatı ise sürüyor. Diğer yerlerde ise, çivi bile çakılmamış.

Feyyaz Sungur, 30 Ekim depreminden sonra en fazla zararın bulunduğu Bayraklı ve çeşitli ilçelerde ağır hasar gören binaların yıkılarak yenilenmesi gerektiğini belirtti. 1999 yönetmeliği öncesi ruhsat alan yapıların kentsel dönüşüm düzenlemelerinin İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edildiğini hatırlatan Feyyaz Sungur, “En büyük sorun kentsel dönüşüm sürecinde belediyelerin nitelikli teşvik edici imar revizyonu yapamadıkları için İzmir’de kentsel dönüşüm gecikiyor. Belediyelerin topluma dokunarak bir an önce nitelikli imar revizyonu yapması ve kentsel dönüşümde halkın yanında olması gerekiyor” dedi.

Dönüşümün bu noktada kilitlendiğinin altını çizen Sungur, “Çünkü devlet bunu zorunlu kılamıyor. Ne kadar kolaylaştırmaya çalışsa da son karar mülk sahiplerinde, ortak mülklerde 3’te 2 çoğunluğun kararı gerekiyor. Bir gerçek var ki o da, bina deprem nedeniyle değil kötü mühendislik neticesinde yıkılır. Gerçek bir mühendislik hizmetiyle, bir fay üzerine bile deprem güvenli bina inşa edebilirsiniz. Japonya’da meydana gelen ve en ufak bir hasarın bile olmadığı 8,1 büyüklüğündeki deprem bunun en güzel örneği” şeklinde konuştu.

KÇÖ Önemli ama Yeterli Değil

Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ)’nün uzatılmasını da iş dünyası adına çok olumlu bulduğuna dikkat çeken Feyyaz Sungur, virüslerle sarsılıp depremlerle yıkılan bir dönemde KÇÖ’nün uzatılmasının gelirlerini kaybetmiş kişi ve şirketlere çok önemli bir kaynak oluşturduğunu söyledi. KÇÖ’nün 2021 yılı boyunca devam etmesi gerektiğini savunan Sungur, “Uzatma önemli ama yeterli değil” dedi.